Provocation to hostility, discrimination, and violence
CHP'nin 37. Olağan Kurultayı'nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, adeta Rand Corporation'ın raporunda kendisine yüklenen misyonu dile getirdi CHP’nin bugün de devam edecek 37. Olağan Kurultayı, dün Ankara Bilkent Odeon’da başladı. Kurultay Divan Başkanlığı'na Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanı Özlem Çerçioğlu oy çokluğu ile seçildi. Ardından CHP Genel Başkanı kürsüye çıkarak konuşmasını yaptı. Kılıçdaroğlu, hazırladıkları İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni delegelere aktardı. Yeni anayasa yapacaklarını, 'Kürt sorununu' çözeceklerini, yeni bir merkez ve yerel yönetimler düzenlemesi yaparak yerel yönetimlerin gelirlerini artıracaklarını, kayyum uygulamasına son vereceklerini açıklayan Kılıçdaroğlu’nun konuşması özetle şöyle: 'DUVARI DOSTLARIMIZLA YIKACAĞIZ' “Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en ağır bunalımını, buhranını yaşıyor. Hiçbir vatanseverin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Biz birlikte, inançla, kararlılıkla, azimle, Türkiye’yi bu buhrandan çekip çıkaracağız. Adalet Yürüyüşü’nün son gününde Maltepe’de, ‘bu bir son değil bu bir yeni başlangıçtır’ demiştim. ‘Önümüzdeki duvarı yıkacağız’ demiştim. 31 Mart yerel seçimlerinde, duvarın arkasına geçtik. O duvarı şimdi dostlarımızla birlikte ve milletimizin ferasetiyle parça parça yıkacağız. 5 SORUN “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ni hazırladık. İkinci yüzyıla millet olarak hazırlanmak zorundayız. Türkiye’nin önündeki beş temel sorundan söz etmek isterim. Birinci sorun demokrasi. Öyle bir noktadayız ki, Saray ne diyorsa yargı onu yapıyor, egemen güçler ne diyorsa Saray da onu yapıyor. Selahattin Demirtaş saray istediği için hapiste. Osman Kavala da aynı. Böyle bir ortamda demokrasiden söz etmek mümkün değildir. İkinci sorunumuz; Ekonomi. Türkiye Cumhuriyetinin ekonomik bağımsızlığı tehlike altındadır. Üçüncü büyük sorunumuz dış politika. Türkiye bugün egemen güçlerin taleplerini yerine getiren bir devlet konumuna düşürülmüştür. Dördüncü, eğitim sorunumuz. Beşinci sorun toplumsal barış. Toplumsal barışımız temelden dinamitlenmiştir. Siyasi iktidar, başta Kürt sorunu olmak üzere, neredeyse tüm toplumsal sorunlarda, kutuplaşma ve kamplaşmayı derinleştirmekte ve politikaları bunun üzerine inşa etmektedir. 'SORUNLARI KİMLERLE ÇÖZECEĞİZ?' Eleştiriler çok, geliniz neyi nasıl çözeceğiz. Asıl sorun şu: Biz bu sorunları kimlerle nasıl çözeceğiz. Bu sorunları sizlerle, yani yol arkadaşlarımızla çözeceğiz. Bir araya gelerek, birlikte mücadele ederek. İkincisi Millet İttifakı'nı oluşturan dostlarımızla çözeceğiz. Önümüzdeki ilk seçimlerle dostlarımızla beraber iktidar olacağız. 13 MADDELİK BEYANNAME Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı ve kurultaya onaylattığı 13 maddelik beyanname özetle şöyle: 1. Yeni bir Anayasa ile Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sisteme geçilecektir. 2. Türkiye’nin toplumsal barışı ve huzuru sağlanacaktır. 3. Devlet yönetiminde ve toplumsal düzende liyakat sistemi hâkim kılınacaktır. 4. “Seçim Yasası” değişecek, milletin vekilini millet seçecektir. 5. “Siyasi Ahlak Yasası” çıkarılacaktır. 6. Kamu İhale Kanunu, rekabet ve şeffaflığı sağlayacak şekilde yeniden düzenlenecektir. 7. “Sayıştay” gerçek işlevine kavuşturulacak, “Ulusal Vergi Konseyi” ve TBMM’de “Kesin Hesap Komisyonu” kurulacaktır. 8. Güçlü bir “Stratejik Planlama Teşkilatı” kurulacaktır. 9. Eğitim sistemi, tüm bileşenlerinin ortak çabasıyla yeniden yapılandırılacaktır. 10. Gelecek nesiller için “Ekosistem Hakkı” korunacaktır. 11. Güçlü sosyal devletin ilk adımı olarak “Aile Destekleri Sigortası Kurumu” kurulacaktır. 12. Yeni bir merkez-yerel dengesi kurulacaktır. 13. “ Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı” kurulacaktır. ONUR KURULU ÜYELERİ TERK ETTİ Kurultayın toplandığı merkeze girmek isteyen onur kurulu üyeleri içeri alınmadı. Bunun üzerine kurul üyeleri adına bir açıklama yapan Kemal Anadol, kendilerinin yaşamını bu partiye adamış eski milletvekilleri ve parti yöneticileri olduğu belirterek, CHP tarihinde ilk kez onur kurulu üyelerinin kurultay salonuna alınmamasını protesto ettiklerini açıkladı. Anadol ile birlikte Şahin Mengü, Ergün Aydoğan, Mehmet Sevigen ve Bedri Bayram’ın da içinde yer aldığı 50’ye yakın Onur Kurulu Üyesi partili kurultayı terk etti. TEK ADAY KILIÇDAROĞLU CHP’de Genel başkanlık için üç isim adaylığını koydu. Onur Kurulu Üyesi Tolga Yarman, eski milletvekilleri İlhan Cihaner ve Aytuğ Atıcı. Ancak üç aday da adaylık için yeterli imzayı bulamadılar. İlhan Cihaner parti yönetimini suçlayarak delegelere baskı yapıldığını, imza veren delegelerin de baskıyla imzalarının çektirildiğini söyledi. Kılıçdaroğlu il başkanlarının teklifiyle tek aday olarak seçime girdi. Kılıçdaroğlu tek aday olarak girdiği seçimde CHP Genel Başkanı oldu. 'YOL ARKADAŞI' NE ANLAMA GELİYOR CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP Genel Kurultayını “Yol Arkadaşlarım” diye açtı. Acaba dil sürçmesi mi dedik, ancak Kurultay delegelerine “Yol Arkadaşlarım” diye seslenmeye devam etti. Oysa Türkçemizde ve dünya dillerinde “Yol Arkadaşı” olumlu bir anlam taşımıyor. GEÇİCİ ARKADAŞ YA DA SEYAHAT ARKADAŞI “Yol arkadaşı”, yoldaştan çok farklı, geçici arkadaşlıkları dile getiriyor. Hatta yolun yarısında yolu terk edenlere de “yol arkadaşı” deniyor. Yol arkadaşı, seyahat arkadaşıdır. Hani otobüse veya trene bineriz, yan koltukta bir vatandaşımız oturuyordur. Onunla yol arkadaşı oluruz, söyleşir, vakit geçiririz. Önce siz inersiniz veya o iner, vedalaşırsınız ve yol arkadaşlığı orada biter. “Yol arkadaşı” kavramının yanlış kullanımı, son zamanlarda yaygınlaştı. Dava arkadaşı gibi bir anlam yüklemeye çalışanlar oluyor. Bir de “yoldaş” demeye dili varmayanlar, “Yol arkadaşı” diyorlar. Oysa Türkçemizde hepsinin ayrı anlamları var. YOLDAŞ HEMRAH EMRAH EMRE Yoldaş, Türkçemizin en köklü, en yüklü sözcüklerindendir. Türk halk edebiyatının en eski metinlerinden beri var. Türk kavmi, belki de çok yollar eskittiği için bu sözcüğü o kadar sevmiş ki, Farsçasını da Türkçeleştirmiş. Farsça Hemrah’ı, yani birlikte aynı yoldan gideni, Eski Türkçede (Yakutça dışında) sözcüğün başında h sesi olmadığı için Emrah yapmış, sonra sözcüğün içindeki h sesini de sevmediği için Emre’ye çevirmiş. İster Yunus Yoldaş deyin, ister Yunus Emre diye seslenin, hepsi aynı yolun yoldaşı. Pir Sultan Abdal ne güzel söylemiş: “Ben bir yol oğluyum, yol sefiliyim.” Yoldaş ve Yol Arkadaşı sözcükleri arasındaki ayrım diğer dillerde de var. Yoldaş kavramının Arapçası Refig, Farsçası Hemrah, Rusçası Tavariş, Çincesi Tongcı, İspanyolcası Companero, Almancası Genosse, Fransızcası Camarade, İngilizcesi Comrade. Yol arkadaşı ise Arapçası Refig et Tarik, Farsçası Refigîrah, Rusçası Sputnik, Çincesi Lüban, İspanyolcası Companero de viage, Almancası Reise Gefaehrte, Fransızcası compagnon de route veya compagnon de voyage, İngilizcesi Fellow Traveler. Bütün bu dillerde yol arkadaşı sözcüğü, aynı zamanda geçici arkadaşlık, seyahat arkadaşlığı anlamına geliyor ve birbirlerini yarı yolda bırakmak gibi mecazi anlamlar da taşıyor. Bütün vatandaşların ve özellikle de genel başkanların Türkçeye özen göstermeleri gerekmez mi?