Provocation to hostility, discrimination, and violence
Provocation to commit genocide/crimes against humanity
Hafta başında, İzmir Cumhuriyet Savcılığı tarafından bir seferde yapılan en büyük FETÖ operasyonu gerçekleşti. 15 Temmuz darbe girişiminden beri Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmış olan Fetullahçı Terör Örgütü üyesi 20 binden fazla kişi ihraç edildi ama bırakın dünyayı, ülkemizde bile yeterince tartışılmıyor. Hiçbir sonuca varmayacak “FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmaları kadar gündeme gelmiyor. Sebebi, siyasetçilerin gerçek anlamda FETÖ’cü temizliği olarak değil, konuyu siyasi rekabette bir araç görmesinden kaynaklanıyor. EN BÜYÜK OPERASYON You Will Be Surprised To Know The Cost Of Studying In Germany Study in Germany | Sponsored Online Jobs Might Pay More Than You Think Work from Home | Search Ads by Taboola Buna karşın, savcılıklar eliyle Emniyet, Jandarma ve MİT’in çalışmalarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nde FETÖ temizliği etkili biçimde devam ediyor. YÜZDE 38’İ İTİRAFÇI OLDU Fotoğrafa biraz daha yukarıdan bakalım: 15 Temmuz darbe girişimine katılan ve şu ana kadar sonuçlanan davalarda 4 bin 500 dolayında FETÖ mensubu cezalandırıldı. Buna karşın, sadece “ankesörlü hat” operasyonlarında bugüne kadar bu rakamın dört katından fazla FETÖ mensubu hakkında işlem yapıldı. Ankesörlü hat operasyonları 15 Temmuz darbe girişiminden bir yıl sonra, 2017 yılında FETÖ’nün mahrem imamlarının itiraflarıyla başladı. 20 BİN 610 FETÖ’CÜ İHRAÇ EDİLDİ Gözaltına alınanlardan 7 bin 381’i “etkin pişmanlıktan” yararlanarak itirafçı oldu. Yukarıda verdiğim rakamı tekrar hatırlatmak istiyorum: 15 Temmuz darbe girişimine katılıp ceza alan TSK’ya sızmış FETÖ mensubu sayısı şu ana kadar 4 bin 500 civarında, sadece “ankesörlü hat” operasyonunda 20 bin 789 kişi gözaltına alındı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın verdiği son rakamlara göre ise 15 Temmuz’a katılanlar dahil olmak üzere dört yıl içinde TSK’dan 20 bin 610 FETÖ mensubu ihraç edildi. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde FETÖ ile mücadelede konsept değişikliğine gidilmesi. Bu şu anlama geliyor: Artık TSK’da hiçbir FETÖ’cü saklanamayacak, tüm personelin bilgileri tek tek gözden geçirilecek ve eninde sonunda açığa çıkarılacak. Artık gerçeklerden kaçamayacak FETÖ mensupları için en “uygun” çıkış yolu “etkin pişmanlıktan” yararlanıp örgüt hakkındaki bilgileri paylaşmak. BAKAN GÜL’DEN TBMM’DEKİ TERÖRİST DESTEKÇİLERİNE OKKALI CEVAP YAZIMI bitirdiğim saatlerde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, terör örgütü PKK’nın sözcülüğünü yapan, şimdi de hâkim-savcı kılığındaki FETÖ’cü teröristleri savunan milletvekillerine verdiği cevabı dinledim. Bakan Gül, bütçe konuşmasını yaparken, “Binlerce hâkim ve savcı cezaevinde” diyen terörist sözcüsü milletvekillerine “‘Binlerce hâkim ve savcı cezaevinde diyorsunuz’, binlerce hâkim ve savcı cezaevinde değil, FETÖ’cü teröristler cezaevinde, FETÖ’cüler cezaevinde. PKK’yla omuz omuza çalışan, FETÖ terör örgütü ile PKK terör örgütünün mensupları cezaevinde. Öyle görünüyor ki “milletvekili” sıfatı taşıyan, terörist PKK’nın sözcülüğünü yapanlar, 15 Temmuz darbe gecesi F-16’larla bombalanan TBMM çatısı altında FETÖ’cüleri de savunacak. Türkiye’ye saldırılarda, ülkesine ihanette, yurtdışında algı operasyonlarında ya da sınırdan kaçarken işbirliği yapan PKK-FETÖ işbirliğinin Meclis çatısı altına taşınması beni şaşırtmaz. Nasıl sahada PKK ve FETÖ ile mücadele ediliyorsa, onların siyasi sözcülüğünü yapanlara da gerekli cevaplar vermelidir