Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
O vakitler Kurmay Albay olan Sırrı Yılmaz Balyoz kumpasında hapis yatanlardan biri. Sonra, aslında Ergenekon ve Balyoz'un olduğu, ancak “FETÖ” tarafından sulandırıldığı anlatılmaya başlandı. Bu görüşü Başbakan Binali Yıldırım resmen dillendirip, “Ergenekon, Balyoz sapına kadar vardı, ama FETÖ tarafından sulandırıldı. 2013 Mayıs'ının son günlerinde başlayan Gezi olaylarına geçelim; 17/25 Aralık'tan sonra Erdoğan ve iktidar, bu olayların da dış güçler tarafından “FETÖ” eliyle organize edildiğini savundu. ” AKAR'A GÖRE "FETÖ"NÜN HAİNLİKLERİ Eski bir Genelkurmay Başkanı, TBMM Komisyonu'nda tarih tarih “FETÖ”nün kumpaslarını anlatmış ve Necdet Özel bile, “Ergenekon ve Balyoz’dan mağdur olan arkadaşlarım için üzüntüm çok büyük, vicdanım sızlıyor” demişken, mevcut Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın bu konuda ne düşündüğüne bakalım. Bunun cevabını kısmen Komisyonun, “FETÖ’nün en önemli hedeflerinden birisinin TSK olduğu kamuoyunda sürekli gündemdeydi. FETÖ’nün TSK’ya sızmasının fark edilemeyişinin sebebi kanaatinizce nedir?” şeklindeki sorusuna verdiği cevapta buluyoruz. Devletin tüm kurumlarına uzunca bir süredir yavaş ve sistematik bir şekilde kendisini gizlemek suretiyle sızan “FETÖ” yapılanmasının, işi bir darbe ile seçilmiş hükümeti devirmeye, TSK’yı ve Türkiye’yi kontrol altına alma noktasına getirmeye cüret etmesinin, devletin diğer kurumları da dâhil pek çok kimsenin beklemediği bir durum olduğunu savunan Akar, şöyle devam ediyor: “Ancak, yakın geçmişte yaşanan gelişmelerin (07 Şubat, MİT tırları ve 17/25 Aralık vb. ” Akar'ın, 7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılmasını “FETÖ darbelerinin” miladı olarak gördüğü anlaşılıyor. Ya, iktidarın “darbe” saydığı Gezi, daha önemlisi TSK'nın belini kıran Ergenekon ve Balyoz kumpasları? Unutmuş olabilir mi, kumpas mı saymıyor? Saymıyorsa neden? İktidarla ters düşmemek için mi, yoksa o davalar sayesinde ulaştığı konumunun tartışmaya açılması endişesi mi? HAKAN FİDAN'IN “DARBE” LİSTESİ MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın “FETÖ darbeleriyle” ilgili görüşüne gelince; Meclis Komisyonu'na gönderilen 36 sayfalık raporda, “FETÖ/PDY”nin dış destekleri ve istihbarat örgütleriyle ilişkisinin anlatıldığı bölümde şöyle deniliyor: “Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve siyasal alanda göstermiş olduğu ilerlemeden rahatsız olan, ülkemizi bölgesel ve küresel ölçekte kendisine hasım ya da rakip gören bazı devletlerin tutumundan kendi hedefleri doğrultusunda yararlanma cihetine giden örgüt, Ortadoğu'da Türkiye karşıtı politikalarıyla bilinen bazı ülkelerin yönetimleri, resmi kurumları ile ilişkilerini geliştirmiştir. ” Bunun devamı ile raporun diğer bölümlerinde yabancı devletlerin hedefinde yer alan kurum ve kuruluşlarımıza yönelik olarak “FETÖ” eliyle gerçekleştirilen “faaliyetler” ise şöyle sıralanıyor: - Mavi Marmara olayında Fetullah Gülen'in İsrail'e hak veren tutum ve beyanları - Erdoğan'ın ikameti ile resmi konutuna dinleme cihazlarının yerleştirilmesi - Oslo görüşmelerinin sızdırılması - Uludere olayını MİT'e maletme çabaları - 7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması - 17/25 Aralık operasyonları - MİT TIR'larının durdurulması - 13 Mart 2014'te Dışişleri Bakanlığı'ndaki toplantıda ortam dinlemesi yapılması - 15 Temmuz darbe teşebbüsü Görüldüğü gibi, MİT Müsteşarı'nın listesinde de kumpas davalar ve Gezi olayları yok. Kumpası geçtik; Devletin iki önemli güvenlik kurumu Gezi olaylarını “darbe” saymadığına göre, Erdoğan ve iktidar neye, hangi bilgiye dayanarak, “darbe” diyor? İkincisi; Erdoğan, “FETÖ”yle mücadelenin miladı olarak 17/25 Aralık 2013 tarihini belirledi