Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ-ERDOĞAN SEVGİMİZ, MEMLEKET SEVDAMIZ VE DİNDARLIĞIMIZ… Fetö öteden beri edepsizin, Allahsızın, hainin önde gideniydi. Fetö’nün bu konuşmasını duymayan, niyetini bilmeyen yoktu. Muammer Aksoy’dan, Bahriye Üçok’a, Abdi İpekçi’den Çetin Emeç’e kadar çok sayıda aydınımız bu mücadelede sürecinde can verdi… Ama biz, ülkesi için canını veren aydınlara değil, Fetö’ye ve mahalle camisindeki tecavüzcü vaize (tüm vaizleri kastetmiyorum elbette) inandık. Hem de yalan olduğunu bilerek… “Alnı secdeye değiyorsa iyi, değilse kötüdür; çalayiler ama namaz da kılayiler…” diyor, okulda güya ahlak dersi verilse de habire ahlaksızlık pompalıyordu Fetö batağındaki vaizler. Mesela 15 Temmuz’da ülkeyi Fetö ele geçirseydi Fetö’ye tapacaktık, Erdoğan kazandı Ona tapıyoruz! Konuştuğunun yalan olduğuna yüzdeyüz emin olsak bile doğruymuş gibi maske takıyor, alkışlıyoruz… 15 Temmuz darbe girişiminde ABD planı gerçekleşseydi; şeyhlerin, şıhların, Cübbeli-Cübbesiz simsarların tamamı, "keşke Yunan galip gelseydi" diyen Mısırlıoğlu gibi ABD işgal güçlerini alkışlarla karşılayacaktı. Kurtuluş Savaşında öyle olmamış mıydı? YURT SEVDAMIZ DA YOKTUR… Fetö’nün nasıl bir sahtekâr- hain olduğunu en çok da Erdoğan ve çevresi biliyordu değil mi? Biliyordu ama Onun kadrosuna, para gücüne, uluslar arası ilişkilerine, ABD’deki bağlantılarına ihtiyacı vardı. Ona öyle güç ve yetki verdi, öyle büyük rantlar sağladı ki, adam paralel devlet haline geldi. Ve bütün bunlar gözümüzün önünde oldu… Sanki bu satırların yazarı, bunca aydın-yurtsever “Fetö’ye dikkat” dememiş, Fetö’nün hain olduğunu yazmamış, adliye ve hapislerde çürümemiş gibi Sn. Erdoğan, sabah akşam Fetö’ye hakaret ediyor; “bilmiyordum-kandırıldım” diyor. Başka bir konuşmasında; "keşke Yunan galip gelseydi" diyerek ülkenin kurucusu kadrosuna kin kusuyor… Yurtlarında onlarca gence tecavüz edilen Ensar Vakfı, Milli Eğitimde danışman kurum olarak yetkilendiriliyor ammaaa “ben devletin başıyım” diyen şahsın bütün bunlara hiçbir itirazı olmuyor ve biz, “yahu her konuda ahkam kesen sen, bu rezalete de bişey desene” demiyoruz! Çünkü Erdoğan’ın, Fetö’nün, Menzil’in, Ensar’ın, Cübbeli’nin ve umum dincilerin menzili aynı… Ve… Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi, kahrolası menzilleri önündeki en büyük engel olarak görüyorlar… Dini siyasete alet etmeyi de geçip, artık her türlü hırsızlığa da alet eden dinci kolektifin ve güruhun CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na saldırma nedeni bu! YAHU NEDEN CHP, NEDEN KILIÇDAROĞLU? Evinden üç kamyon para çıkan, çaldığı paraları sığdıracak yer bulamayan Kılıçdaroğlu muydu? Hazine arazileri, kamu olanakları Kılıçdaroğlu’nun vakfına mı peşkeş çekildi? “Bakara-makara” ayetleri sallayan, “Harun gibi geldiler, Karun gibi oldular” diyen adamlar Kılıçdaroğlu’nun bakanları mıydı? “Çalayiler ama namaz da kılayiler…” Bunca rezilliğe ses etmiyor, “Kılıçdaroğlu atletiyle yemek yedi, üç tane genç Adalet Kurultayında bira içti” meselesini memleket meselesi haline getirenlere dönüp; “peki ya sen” diyemiyorsak, ülkenin bu hale gelmesinin sorumlusu bizleriz… Murtaza Demir Odatv