Provocation to hostility, discrimination, and violence
Bana sorarsanız türbanın bir emperyalist güdüleme + Fetö fitnesi olduğuna adım gibi eminim… Ve bakmayın AKP’nin Fetö ve ABD karşıtı gibi görünmek istemesine, ben, Fetönün tüm projelerini sahiplenen ve devam ettiren AKP’nin Fetö fitnesinin yürütücüsü olduğuna da eminim. Takip eden değerli okuyucum Fetö’yle kavgamı, davalarımı, mücadelemi bilir. Şeyh Bedreddin’in; “ben de kendimce Bedreddin’em” dediği gibi ben de kendimce Fetö’nün bir “emperyal proje” olduğu iddiasını belki otuz yıldır bıkmadan-üşenmeden yazar dururum. Yaşanan örnekler, kanıtlar, reel-politik gerçekler, din ve akıl böyle söylüyor… Yıllardır; “nerden çıktı bu baş bağlama-poşetleme fitnesi? Bu coğrafyada, kültür dünyamızda, geleneğimizde, inancımızda, özellikle de tarihimizde böyle bir saçmalık, böyle bir garabet yoktur, o halde bu projenin sahibi kimdir-nedir” diyerek düşünüp durdum… Evet, türban nereden çıktı? Araştırmam sonucunda şunu anladım: Türban bir Fetö fitnesiydi ama gerçekliği kesinleşen bir başka kanıt da; bütün ihanetlerin dindar geçinen, memleket ve millet sevdası olmayan dincilerden geldiğine dair şüphemin ete-kemiğe bürünmesiydi. İddia ediyorum ki, türban, toplumu ayrıştırmak, bir bölümünü “benimkiler” diyerek işaretleyerek gütmek, eylem ve etkinlik amacıyla mobilize etmek ve siyasal amaçlı olarak kullanmak üzere bulunan bir yöntem ve ahlaksızca icat edilen bir ‘uyuşturucudur!’ KANIT MI? Nurettin Veren’i bilirsiniz değil mi; hani dinci Fetö’nün bir dönem en yakınındaki adam… Şöyle diyor kendisi: “Gülen’in talimatıyla birçok arkadaşımız 50 yaşına kadar evlenmedi. Bu yüzden cemaat içindeki başı kapalı kadınlar dul kaldı!” Başka bir kanıt da yine Fetö bağlantılı olduğunu bildiğimiz, AKP camiasında çok sevildiği halde bu bağlantı nedeniyle önü kesilen Ali Babacan’ın ailesinden: “AKP Hükümeti'nde iki dönem bakanlık yapan Ali Babacan'ın halası Hatice Babacan, 1967'de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ndeki derslerine başını örterek girmeye başladı. AKP hareketinin başı Erdoğan; “eğer benim emir komuta merkezim; papaz elbisesi giyeceksin derse, papaz elbisesi giyer görevimi yaparım” der ve her gün birkaç Filistinlinin canına kast eden İsrail’den cesaret nişanı alırsa, Ona ilah sıfatı yakıştıranlar da bu nesnenin ne olduğuna, kimlerin giydiğine bakmaksızın rahibe örtüsü takar… İKTİDAR İÇİN; GEREKİRSE PAPAZ ELBİSESİ, GEREKİRSE RAHİBE ÖRTÜSÜ MÜ? Bana sorarsanız, türbanlı kadınlarımız şunu söylüyor: “Ben şeriatçıyım arkadaş! IŞİD, Fetö, Menzil, Nakşibendî, Diyanet ve benzeri akımların eylemlerini doğru buluyor, destekliyorum. Çünkü simgeler kavga ettirir, kişiye önyargıyla bakmanıza neden olur, ülkeyi böler! Din ve ahlak piyasalaşır! Ahlak ile ahlaksızlık ayırt edilemez olur… Bizde ve tüm İslam ülkelerinde olduğu gibi; IŞİD, FETÖ, sömürü, göç, mülteci, mezhep savaşı, yoksulluk ve çocuk tecavüzcüleri bu iklimde türer. VE… Fetö bir ABD ajanıdır; evet. Alçaktır, iğrençtir, hokkabazdır, cahil fakat lafazan bir imamdır; evet… Bu sümüklü salak sizi kandırdı ve siz, bu nedenle özür dilediniz; evet… Evet de, 17-25 görüntülerini “yasa dışı” olarak niteleyen, 15 Temmuz darbe teşebbüsüne lanetler okuyan siz, bu iki rezalete karşıyken, Fetö’nün diğer pisliklerini, CIA ve FBI İle tezgâhlayıp, Fetö aracılığıyla sahneye koyduğu türban fitnesini neden sahipleniyorsunuz? Fetö’ye selam veren, okuluna giden, bankasında mevduat hesabı açanları “Fetöcü” diyerek yaftalıyor, anasından emdiği sütü burnundan getiriyorsunuz da, esas Fetcüleri, parsel parsel satanları, vali, müsteşar, milletvekili ve bakanların korunması karşısında neden suspus oluyorsunuz? Siz gerçekten insan mısınız yahu? 1- https://www