Provocation to hostility, discrimination, and violence
Soruşturmayı FETÖ’nün kritik savcılarından Muammer Akkaş başlatmıştı. Savcı Kahveci, Muammer Akkaş eleştirilerine, iddianamede şu satırlarla yanıt verdi: “İddianamemizin tanzim edildiği dönemde şüpheliler, şüpheliler vekilleri ve bazı basın organlarında bu soruşturma evrakı ile ilgili olarak olayların yaşandığı dönemde devlet birimleri içerisine kanser hücresi gibi sızmış olan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü militanı oldukları daha sonrasında tespit olunan şahıslar tarafından bu soruşturmanın başlatıldığı ve yönlendirildiği yönünde bir kısım iddialar ileri sürülmüşse de Cumhuriyet Başsavcılığımızın soruşturma safahatı sonunda ve özellikle 2016 yılı sonrasında soruşturmaya konu tüm delillerin ve özellikle de tapelerin tamamının yeniden kıymetlendirilmesinin yaptırıldığı, bu nedenle de iddia edildiğinin aksine dosyanın dış etkilerden ve bahsi geçen örgüt militanlarının dosya üzerindeki tüm etkilerinin ortadan kaldırıldığı hususunun da izahı zaruret arz etmiştir. ” İDDİANAMEDEKİ TANIKLAR Yani Savcı Kahveci, FETÖ’yü devlet içine sızmış kanserli bir yapıya benzetiyor, dosyadaki delillerin tümünün yeniden değerlendirildiğini ve FETÖ’nün iddianamedeki etkisinin ortadan kaldırıldığını ileri sürüyor… Güzel… Peki, iddianamede tanık olarak kimler yer alıyor? İddianamede sanık olarak yer alan Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora, Mücella Yapıcı, Can Atalay ve diğerleri hakkında kimler ifade verdi? Biz bazılarından bahsedelim: Tanığın adı Ercan Orhan Aydın. Görevi ise parkın boşaltılması için anons yapmak… Hasan Gül ise iddianamede sanık olarak yer alan isimler hakkında şunları söylüyor: “Osman KAVALA olarak bildiği şahsı kitlesi kalabalık olan eylemlerde gördüğünü ve kendisine danışılan bir tip olduğunu, Oyuncu olarak bildiği Memet Ali ALABORA isimli şahsı Gezi olaylarının ilk döneminde İstiklal Caddesi ve Taksim Meydanındaki gösterilerde en önde gördüğünü, sloganlar attığını, Taksim Dayanışmasının yöneticisi olduğunu bildiği Ayşe Mücella YAPICI isimli bayanı da Gezi parkı kalkışmasının başından sonuna kadar yapılan bütün basın açıklamalarında ve eylemlerinde gördüğünü, Avukat olduğunu bildiği Şerafettin Can ATALAY’ın basın açıklaması adı altında yapılan çağrıları yönlendiren kişi konumunda gördüğünü, bu şahısla müzakere yaptığını, Mühendisler odasından olduğunu bildiği Tayfun KAHRAMAN isimli şahsı da Taksim Meydanı ve civarında yapılan basın açıklamalarında gördüğünü…” FETÖ’DEN TUTUKLANDI: ÖRGÜTÜN EN BÜYÜK SİLAHI İFTİRA ATMA… İddianamede muteber tanık olarak ifadeleri yer alan isimlere mercek tutalım. Ercan Orhan Aydın, İstanbul Emniyeti’ndeki görevinden sonra Sivas’ın Hafik ilçesine atanıyor ve orada FETÖ’den tutuklanıyor. 5 Ekim 2016’da FETÖ gerekçesiyle açığa alınan 12 bin 801 polis arasında bulunuyor. İddianamede yer alan ifadeleri veren, savcının muteber tanıkları, FETÖ’cü çıktı! Gezi’yi FETÖ’ye bağlamak için sarf edilen çabada bu iki eski polisin de tuzu olması aslında bizi şaşırtmıyor. FETÖ’nün yayın organı Zaman Gazetesi, Gezi’nin ilk günlerinde eylemcileri “provokatör” ilan edip, her yeri yaktıklarını yalanını atmıştı. “Camide bira içildi” de ilk olarak FETÖ’nün Cihan Haber Ajansı üzerinden servis edilmişti. Savcı Kahveci’nin FETÖ’yü kanserli bir hücreyi benzetip delillerin yeniden incelendiğini ve dosyanın FETÖ etkisinden kurtulduğunu yazmasının ardından, iki FETÖ’cü polisin “delil” olarak yer alan ifadelerini iddianamede görmek, kaderin ufak bir cilvesi olsa gerek! GÜL’DEN AÇIKLAMA: HİÇBİR ZAMAN FETÖ’CÜLER GİBİ DÜŞÜNMEDİM Hasan Gül, Odatv’ye yaptığı yazılı açıklamada konuyla ilgili şunları söyledi: “19 yıllık meslek hayatım boyunca hiçbir zaman FETÖ’cüler gibi düşünmedim, beraber hareket etmedim, kumpas kurmadım. Yayınlamış olduğunuz haberde FETÖ’cü olarak anılmam beni ve ailemi derinden etkilemiştir