Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Türkiye'nin cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığı en büyük ihanet olan 15 Temmuz FETÖ kalkışmasının ardından yaklaşık 3 sene geçmesine rağmen kimi davalardaki gariplikler devam ediyor. 15 Temmuz'daki ihanet gecesinin ardından görevden alınan Karagöz'ün çalıştığı dönemde kuruma kazandırdığı FETÖ'cü isimler ve görevi gereği görme imkanı olan 'çok gizli' 'kişiye özel' ibareli belgeleri örgüte aktarması gibi konular sıkça tartışıldı. İhanet gecesinin ardından FETÖ ile ilgili hazırlanan iddianamelerin hemen hepsinde örgütün özellikle diğer ülkelerin istihbarat kurumlarıyla koordineli bir şekilde çalışarak, elde ettikleri bilgileri yabancı istihbarat kuruluşlarına aktardığının tespiti yer aldı. Bu kapsamda, darbe girişimi sonrası ortakları yurtdışına kaçan FETÖ'cü bilişim şirketleriyle ilgili çok önemli raporlar da hazırlanarak ilgili kuruluşlara ve adli mercilere sunuldu. Raporlarda, Genelkurmay'dan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na (TİB), Emniyet'ten Havelsan'a kadar pek çok stratejik kurumun mahrem bilgileri bu bilişim şirketleri üzerinden FETÖ'nün eline geçtiği ve bu bilgilerin farklı yöntemlerle yurtdışına çıkarılarak 'casusluk' yapıldığı ortaya kondu. FETÖ mensuplarının tamamına yakını 'örgüt üyeliği' suçundan ceza verdi, casusluk suçlamasının ise 'delillendirilemediğini' savundu. FETÖ davaları gündeme geldiğinde, örgütün özellikle CIA, BND, Mossad ve MI6 gibi istihbarat kuruluşlarıyla dirsek temasında olduğu ve buralara Türkiye ile ilgili mahrem bilgi/belgeleri gönderdikleri kamuoyuyla paylaşılmıştı. Türkiye'nin FETÖ davalarının yanı sıra sonucunu merakla beklediği mahkemelerden biri de hiç şüphesiz MİT tırlarının durdurulması olayıydı. Mahkeme heyeti, eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık'a "devletin gizli kalması gereken belgelerini temin etme" suçundan 5 yıl, bu belgeleri açıklama suçundan 7 yıl, FETÖ üyeliğinden 10 yıl 6 ay olmak üzere 22 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, "devletin gizli kalması gereken belgelerini temin etme" suçundan 4 yıl 2 ay, bu belgeleri açıklama suçundan 5 yıl 10 ay, FETÖ üyeliğinden 10 yıl olmak üzere 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Eski Adana Başsavcıvekili Ahmet Karaca ise "devletin gizli kalması gereken belgelerini temin etme" suçundan 4 yıl 2 ay, bu belgeleri açıklama suçundan 5 yıl 10 ay , FETÖ üyeliğinden 8 yıl 9 ay olmak üzere 18 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Mahkeme heyeti, eski özel yetkili Adana Savcısı Aziz Takçı'ya "devletin gizli kalması gereken belgelerini temin etme" suçundan 6 yıl, bu belgeleri açıklama suçundan 8 yıl, FETÖ üyeliğinden 12 yıl olmak üzere 26 yıl hapis cezası verdi. Eski özel yetkili Adana Savcısı Özcan Şişman, "devletin gizli kalması gereken belgelerini temin etme" suçunun teşebbüste kalması nedeniyle 5 yıl 3 ay, FETÖ üyeliğinden 12 yıl olmak üzere 17 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyetince, eski Adana İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Özkan Çokay'a ise "devletin gizli kalması gereken belgelerini temin etme" suçundan 5 yıl, bu belgeleri açıklama suçundan 6 yıl 8 ay, FETÖ üyeliğinden 8 yıl 9 ay olmak üzere 20 yıl 5 ay hapis cezası verildi