Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Bu vesileyle gündeme getireceğimiz bir mesele; Sayın Kılıçdaroğlu FETÖ’nün işbirlikçisi PKK’nın yayın organı Özgür Gündem’in kapatılmasına hangi sebeplerden dolayı karşı çıkar? Basın özgürlüğü mü? Bunun basın özgürlüğü ile ne alâkası var? Bazı konularda farklı düşünebiliriz, bir taraf köprünün şuraya değil de buraya yapılmasını, öyle değil de böyle yapılmasını savunabilir, buna karşı çıkabiliriz, böyle mevzularda farklı düşünceler olabilir ama mesele teröre destek ise, hep birlikte karşı çıkmalı değil miyiz? Bizler, 28 Şubat sürecindeki devlet zulümlerine çok karşı çıktık, bunlara tepki gösterdik ama çeşitli kisvelerle terör eylemleri gerçekleştirenlere hiçbir vakit destek vermedik, hep karşı çıktık. FETÖ neyse PKK odur ve DAİŞ odur, kabul mü? Bu ülkede DAİŞ’i alenen destekleyen bir gazetenin varlığına tahammül edilebilir mi? Kemal Kılıçdaroğlu FETÖ gazetelerini de savunmuştu, ifade hürriyeti bağlamında. Peki ne oldu? Darbeden sonra ne diyor? Sadece o değil, bazı “küçük” partilerin genel başkanları filan da FETÖ kanallarından, gazetelerinden çıkmaz ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı sürekli olarak “hayali paralel tehdidinden” siyasi rant devşirmeye, yolsuzlukların üzerini örtmeye çalışmakla suçlarlardı. Darbeden sonra, kimi zorlana zorlana da olsa “FETÖ” demek mecburiyetinde kaldı, kimi hâlâ direniyor. Herhangi bir partinin yönetiminin, hukukçunun, sivil toplum örgüt idarecisinin, siyasetçinin, gazetecinin vesaire, 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra bile “Paralel tehdidini” görmezden gelmesi, hatta savunmaya kalkması zaten izaha muhtaç bir durumken, hâlâ PKK terör örgütünün propagandisti olan bir gazetenin kapatılmasına “basın ve ifade hürriyeti” kılıfları ile karşı çıkmanın ne gibi bir izahı olabilir? ¥ Toplum travma geçiriyor, darbe girişiminin ardından seri PKK toplu katliamları başladı, dün de Elazığ’da yandı ciğerimiz… Böyle bir ortamda, “Özgür Gündem”in savunulması nasıl izah edilebilir? Sonra… Sayın Kılıçdaroğlu projeyi nasıl olur da göremez, bunlar Akit gazetesinin yönetimine “PKK gazetesini basıyor” iddiaları ve iftiralarıyla az mı saldırdılar? Yapmak istedikleri neydi? FETÖ’nün infaz listesindeki Akit yönetimini hangi sebeplerden dolayı yıpratmak istediler, neydi hedefleri? Akit’in kendisiyle uzaktan yakından alakalı olmayan iddialarla yıpratılması manidar değil mi? Gazetenin sahibine çatır çatır iftira yağdıran bir sitenin Akit’in sitesi olarak nitelendirilmesi bunlar tarafından, hangi amaçlara hizmet eder? Barolar Birliği Başkanı bile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğine övgüler yağdırıyorken, Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef alınıyor olmasının mânâsı nedir? Görmüyor musunuz? ¥ Sayın Kılıçdaroğlu, partinizde yönetici olarak Öcalan’ın avukatlığını yapanın bile yer bulması sizi “bunların tabanda da ağırlığı var” düşüncesine itebilir