Provocation to hostility, discrimination, and violence
PKK’ya en fazla karşıymış gibi görünenler PKK ile alttan alta ticari ilişkiler kurdu, FETÖ ile ne işlere girildi, çokları işine geldiği için “Dinler Arası Diyalog” zırvasını görmezden geldi, Allah beni affetsin, ben de bir ara ters düşmemek için “Türkçe Olimpiyatları”nın Türkiye’nin reklamı açısından faydalı olduğunu yazdım, ne kadar sene önce olursa olsun, kabahat!. Diyanet İşleri Başkanı bile fena yanılmış, nasıl oluyor bu, FETÖ’nün “Din” alanındaki sapkınlığını koca Diyanet Başkanı ve camiası nasıl göremez? Sorular çatır çatır çalınırken, Beyaz TV ekranlarından dönemin ÖSYM Başkanı’nı istifaya davet ettim, nice “Dini bütün”den tepki geldi, “İyi adamdır, niye kâfirler gibi o adamı hedef alıyorsun!” diye. Vaktinde birçok gazeteci, muhafazakar, AK ruhlu ve şimdi “En bi FETÖ karşıtı” gazeteci bir zamanlar Fetullah’ın Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan çıkmazdı, niçin sevap diye mi, hayır çıkarlar öyle gerektiriyor diye! Akit’in CIA kaynaklı olduğunu ilan ettiği holdinglere ilişkin Serdar Arseven- Mehmet Özmen “imzalı” manşet haberine bakın; o haberin işaret ettiği FETÖ şirketlerinin sıkışmışlığından istifade malı götürenler de bizde… Felâket!. ¥ Mevkiler, makamlar, müesseseler birer araç idi, bizlerin bir büyük “dâvâ”sı var idi, bu “dâvâ” uğruna nice şehit, gazi vermiş idik, nice mağdurlar ve mağdureler… “Başörtülü bacılarımız” için ne “şiirler” yazmış idik… Gençlerimiz Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta idi ve dahi “bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik”! Sonra sonra… Uzatmakta ne mânâ FETÖ belâsı geldi başımıza, müthiş şefkat tokatları yedik, hatta bombaları!