Provocation to hostility, discrimination, and violence
9 Aralık günü bu köşedeki yazımın başlığı, ‘FETÖ elebaşı Gülen koronavirüse mi yakalandı?’ idi. FETÖ’nün son dönemde yaşadığı sağlık problemlerinin artması ve tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınının kale gibi korunan Pensilvanya’daki çiftliğin duvarlarını da aşması, örgüt içinde “Gülen ağır hasta veya öldü” düşüncesinin yayılmasına yol açtı. Örgüt üzerindeki kontrolünü kaybetmekten korkan ve en yakınındakilerle bile güven problemi yaşayan FETÖ elebaşı, kendisine bilgi vermek amacıyla gelenlerle bizzat görüşmeyi kesmediği biliniyor. Hatta bu durum, FETÖ elebaşına en yakın isimlerden birisi olan ve örgütün en üst yönetim birimi ‘Baş Yüceler Şurâsı’ üyesi olarak bilinen İsmail Büyükçelebi tarafından sosyal medyada eleştirilmişti. Tüm bu gelişmeler, örgüt içinde FETÖ elebaşının koronavirüse yakalandığı iddialarını güçlendirdi ve yurtdışı gibi Türkiye’deki örgüt üyeleri tarafından da tartışılmaya başlandı. Konu FETÖ elebaşının ölümü sonrası, ‘Gelenekçiler’, ‘Yenilikçiler’, ‘Barbarosçular’, ‘MÖZ’cüler’ diye ayrılmaya hazırlanan gruplar yanında duruma göre hareket eden örgüt üyeleri arasında da konuşuldu. Söylentiler öyle yayıldı ki FETÖ elebaşı, sadece örgüt tabanına “İyiyim” mesajı vermek amacıyla ayağını sürüye sürüye geldiği salonda nefes nefese bir sohbet gerçekleştirip internetten yayınlamak zorunda kaldı. Nitekim internette yayınlanan görüntülerde başı sol yanına düşmüş görünen ve yanındakilerin uyarısıyla bakışlarını yerden kaldırıp salona dönen FETÖ elebaşı, “Bir de sık sık öldü çıkarıyorlar, onu söylemeye gerek var mı?” diye konuya girmişti. Tüm bunlar, kuşkusuz FETÖ’ye karşı olanlara değil örgüt tabanına yönelik açıklamalardı. Çünkü FETÖ’cüler için gerçeklerin, karşılarındakilerin ne düşündükleri, neye inandıkları önemli değildir. Nitekim şeker, tansiyon gibi kronik hastalıkları yanında yürümekte zorlanan, nefes güçlüğü çeken FETÖ elebaşına en yakın isimlerden biri olan Osman Şimşek de “Hocamızın COVID-19 olduğu kesinlikle yalan, sağlığı gayet iyi. ‘MAĞARAYA ÇEKİLMEK LAZIM’ Tüm bunlara rağmen, FETÖ elebaşı yayınlanan 33 dakikalık konuşmasını şu ilginç mesajla bitirmişti: “İnsanın bazen dünni hitaplara mazhar olabilmesi, ilhamlarla şahlanabilmesi ve semavi varidata açık hale gelmesi için bir mağara dönemine ihtiyaç vardır. ” Bu sözler, FETÖ elebaşının bir süre örgüt üyelerine hitap etmeyeceği anlamına geliyordu. KORONAVİRÜSÜ AĞIR GEÇİRDİ, FELÇ OLDU Ortaya çıkan son bilgiler FETÖ elebaşının, çok yakınındaki kişilerden aldığı koronavirüs hastalığını atlattığı yönünde. Ancak şeker, tansiyon gibi kronik hastalıkları yanında daha önce kalp ameliyatı geçiren ve stent takılan FETÖ elebaşı Gülen’in kalp ritminin ciddi biçimde bozulduğu öğrenildi. Doktorları, vücudunun sağ kol ve bacağında kısmı felç geçiren FETÖ elebaşına ilaç ve fizik tedavi önerdi. FETÖ elebaşının yanındaki yöneticiler bu durumu örgüt tabanı üzerinde kullanmaktan gecikmediler. İLK KEZ MAAŞLARI ÖDEYEMEDİ Örgüt üyelerinin sosyal medyadaki tartışmalarına da yansıyan bilgilere göre FETÖ yapılanmasının, elebaşının ölümü ile parçalara ayrılmasına kesin gözüyle bakılıyor. FETÖ elebaşının koronavirüse yakalanması ve hastalık seyrini ağır geçirmesi, ardından felç olması sıkıntıların su üstüne çıkmasına neden oldu. FETÖ yönetiminin ilk kez, örgüt elebaşına yakın isimlere her ay verdiği maaşı ödeyemediği bildiriliyor. BÜYÜKÇELEBİ VEKÂLET EDİYOR FETÖ elebaşının ciddi sağlık sorunlarıyla boğuştuğu bu süreçte, örgütün en yüksek karar birimi olan ‘Baş Yüceler Şurâsı’ bir araya gelerek vekil tayin etti. Başkanlığını Naci Tosun’un yaptığı, Mehmet Ali Şengül, Abdullah Aymaz, Rıdvan Kızıltepe, Sadettin Başer, Yusuf Bekmezci, Suat Yıldırım, Cem Orhan Çavdar, İrfan Yılmaz, Necdet Başaran ve Mehmet Erdoğan Tüzün’den oluşan ‘Baş Yüceler Şurâsı’ FETÖ elebaşına vekâlet edecek ismi, İsmail Büyükçelebi olarak belirledi. Örgütün ABD imamı olan İsmail Büyükçelebi, FETÖ elebaşı Gülen’in 1966’da vaiz olarak geldiği İzmir Kestanepazarı’ndaki çalışmaları sırasında örgüte ilk kazandırdığı isimlerden birisiydi. FETÖ’nün İzmir Tepecik’te açtığı ilk evde kalan ve Fetullah Gülen’in düzenlediği yaz kamplarına katılan Büyükçelebi, 1996-1997’de örgüte ait Zaman gazetesinde görev yaptı. Büyükçelebi, FETÖ elebaşının ölmesi halinde örgütün yönetimi için adı geçenler arasında en güçlü aday olarak görülüyor. Elbette gelişmeleri takip edeceğiz ama ben 9 Aralık tarihli yazımdaki gibi dileğimi tekrar ederek satırlarıma son vereyim: “Tek dileğim, beyinlerini yıkayıp ajanlaştırdığı bu ülkenin çocuklarını birer haine, halkını katleden birer teröriste çeviren FETÖ elebaşının yaptığı tüm kötülüklerin cezasını çekecek kadar yaşaması