Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız 30 Haziran 2017 tarihinde Odatv’de kaleme aldığı “Böyle bir kıyaslama yapacağım aklıma bile gelmezdi” başlıklı yazısında FETÖ davalarında yaşananlara değindi ve Silivri yargılamalarını karşılaştırdı. Kendisinin ve bizlerin yargılandığı soruşturma ve kovuşturma süreçleri ile bugün FETÖ üyeleri hakkında yürütülen yargılama süreçlerini kıyasladı. HASDAL, MALTEPE, HADIMKÖY, MAMAK, SİLİVRİ'DEN SİNCAN'A FETÖ üyelerinin kumpasları ile tutuklandığım 25 Eylül 2009’dan önce binlerce sayfa iddianame yazdım. Hasdal, Maltepe, Mamak ve Sincan Cezaevlerinde hapis yatmış, sonrasında savcı ve hukuk doktoru kimliğiyle FETÖ yargılamalarını yakından takip etmiş biri olarak, sevgili kardeşim Müyesser Yıldız’ın bir yazısı ile ilgili böyle bir yazı yazacağım aklıma bile gelmezdi. 15 Temmuz sonrasında televizyonlarda kerameti kendinden menkul ahkam kesenleri, köşelerinde yeni hukuk doktrinleri icat edenleri, boş boş konuşan politikacıları ve tüm bunları kafası karışmış bir şekilde izleyen halkımızı görünce, ben bu tekerlemeyi “Türkiye’de herkes hukuk ve FETÖ uzmanıdır, boş zamanlarında da politikacıdır…’’ olarak değiştirmek istiyorum. MÜYESSER YILDIZ’IN ‘ADALET TABLOSU’ -Silivri'de FETÖ'cü hakim ve savcıları konuşuyorduk. Göreve gelen HSYK son derece başarılı bir çalışma yaparak FETÖ’ne karşı yürüttüğü etkili mücadeleyle, yargıyı FETÖ’nün sopası olmaktan kurtardı. FETÖ tarafından kurgulanan Kumpas Davalarının hiçbir gerçek olay ve maddi vakıa üzerine hazırlanmayıp tamamen yalan ve iftiralar üzerine kurulu olduğundan “asrın iftirası veya iftiraname’’ diyorduk. Oysa ki, 15 Temmuz hain darbe girişiminde 249 vatandaşımız şehit oldu. Binlerce vatandaşımız FETÖ üyesi askerlerin açtıkları ateş sonucu yaralanıp gazi oldu ve tüm bunlar gözlerimizin önünde meydana geldi. Eğer sen bu iddianameleri FETÖ militanı savcıların yazdığı kumpas iddianameleri ile aynı görüyorsan sana diyecek bir sözüm yoktur. Dünyanın en iyi algı operasyonu yapan FETÖ militanlarının, 15 Temmuz yargılama süreçlerini itibarsızlaştırmak amacıyla yaydıkları bu dedikoduları gerçekmiş gibi yazarak Uğur Mumcu’nun, Abdi İpekçi’nin kemiklerini sızlatıyorsun. 00 itibarıyla Türkiye Genelinde FETÖ şüphelilerinin durumları ile ilgili resmi rakamları yazıyorum; 15. Kumpas davaları tamamıyla yalan, iftira üzerine kurulu olduğu için FETÖ savcıları kumpaslarını destekleyecek yalancı tanıklar aradılar. Çünkü tüm halkımızın gözleri önünde Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı FETÖ tarafından kanlı ve alçakça bir darbe kalkışması oldu. Yine örgüt içerisinden bir çok kişi güvenlik kaygıları ile gizli tanık oldular ve de eli kanlı FETÖ ile mücadelede çok yararlı bilgiler verdiler. Şimdi ise hiçbir standardı olmayan, güncellenebilen, FETÖ'nün ByLock listeleri. Ben Müyesser Yıldız’dan her şeyi bekleyebilirdim ama ByLock ile ilgili olarak FETÖ militanları ile aynı ağzı kullanmasını asla beklemezdim. FETÖ üyelerinin haberleşme aracı olan ve gerek savcılar gerekse hakimler tarafından en önemli delil sayılan ByLock verilerini adeta düzmece bir delilmiş gibi gösterilmesini FETÖ ile mücadeleye yapılmış en büyük ihanet sayarım. FETÖ davaları için delil anlamında çok da önemi olmayan WhatsApp yazışmalarını gündeme taşıman ne manaya geliyor. 15 Temmuz sonrası milyonlarca gerçek ByLock ve WhatsApp yazışması tespit edilmişken, ellerinde hiçbir somut kanıt olmayan FETÖ kumpasçısı savcı ve emniyetçilerinin delil yaratmak için yaptıkları sahtekarlıklar ile nasıl bir tutarsın. Ama yok televizyonlara çıkıp konuşan diğer kişilerden bahsediyorsan bu durumun FETÖ Kumpas Davaları ile bir ilgisi yok. Bu yazdığın bence 15 Temmuz’dan bu yana gece gündüz demeden büyük bir özveri ile çalışan FETÖ ile mücadele için ellerini hatta tüm benliklerini taşın altına koyan emniyet ve yargı mensuplarına yapılabilecek en büyük haksızlıktır. 15 Temmuz darbe girişimi hemen sonrasında Eylül 2016 tarihinde FETÖ’nün hain darbe girişimini anlatmak için Amerika’ya gittiğimizde, gazeteci Nedim ŞENER’e ödül veren Tutuklu Gazetecileri İzleme Komitesi adı verilen kuruluşu da ziyaret ettik. Sevgili kardeşim, FETÖ tarafından kurulan kumpas davalarının basın operasyon merkezi olarak kurulan Taraf gazetesinin tetikçisi Baransu ve Altan kardeşler gibileriyle kendini, Soner Yalçın’ı, Nedim Şener’i, Barışları bir tutup böyle bir şey yazıyorsan bu gazetecilik mesleğine en azından kumpaslar ile tutuklanan gerçek gazetecilere hakarettir. 15 Temmuz sonrası bu hakim ve savcıların neredeyse yarısı FETÖ ile ilişkileri nedeniyle tutuklandı veya ihraç edildi. Çünkü Ankara’da devam eden FETÖ davalarının hiç birisinde henüz savcılıkların esas hakkındaki mütalaalarını vermeleri aşamasına gelinmedi. Şimdi zorluğun ötesinde hakaret, küfür ve tehdide maruz kalıp, “FETÖ'cülük ve darbecilikle” suçlanıyorlar. MİT TIR’LARI - Silivri sürecinde Anayasa Mahkemesi özgürlükçü kararlarıyla övünüyordu. FETÖ üyeleri tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası kamuoyu önünde teröristlere yardım eden bir ülke konumuna getirerek zor durumda bırakmak ve hatta suçlanmasına neden olmak amacıyla yapılmış alçakça bir operasyondur. FETÖ davalarının çoğunda sanık sayısı ellinin üzerinde. Sanık sayısı az olan FETÖ basın davası, Etimesgut Zırhlı Birlikler davası gibi davalar Ankara Adliyesindeki mahkeme salonlarında yapılmaktadır. İki gün önce CNNTürk’de bir programa katılan Balyoz, Askeri Casusluk, Ergenekon, Odatv gibi FETO kumpası davalarında avukatlık yapan Hüseyin ERSÖZ, Kumpas davalarının aksine FETÖ Darbe davalarında sanık taleplerinin mahkeme heyetlerince kabul edildiğini bu durumun hukuk adına sevindirici olduğunu beyan etti. Cumhurbaşkanının FETÖ yargılamalarına müdahale ettiğini söylemek hele de bunu kızgınlıkla, insan doğasından kaynaklanan feveran ile söylenen sözlere dayandırmak sanırım en çok FETÖ üyelerini mutlu kılacaktır. Sevgili Kardeşim Müyesser Yıldız, Kanaatimce senin tamamıyla insani duygular ile yazdığına inandığım en azından inanmak istediğim bu yazında, tüm masumiyetlerine rağmen FETÖ üyesi polis, savcı ve hakimlerin alçakça kumpasları ile mağdur edilmiş, senelerce suçsuz yere hapis yatmış istikballeri ellerinden alınmış biz kumpas mağdurları ile eli kanlı darbeci FETÖ militanlarını aynı kefeye koyarak yaptığın bu haksız ve neredeyse tamamıyla gerçek dışı olan değerlendirmene asla ve kat’a katılmıyorum. Yazdığın bu yazının FETÖ darbe davalarında yargılanan darbecilerin savunmalarının temel argümanlarından biri olacağını, sadece ve sadece alçak darbecilerin işine yarayacağını bilmeni isterim