Provocation to hostility, discrimination, and violence
İnsanlığı, dostluğu, devleti, dini, ibadethaneyi o kadar kirlettiler ki, o kir ülke sathını aşıp, Okyanus ötesine ulaştı ve neredeyse tüm evreni kokutan bir noktaya geldi! Buyurun… İşte ‘bütçe açığını kapatan, iyi yurttaşınız Zarrab’ ve ‘ne isterse verdiğiniz’ Fetö… Bunların bir siyasi sonucu olmayacak mı, “hatalıydım” demek yeter mi? Kılıçdaroğlu; “siyasi iktidar eliyle ülkenin yağmalandığını” söylüyor ve soruyor, “arkadaş; orta yerde duran ve gözümüze batan makara, kakara, tuvalet, sifon, oğullar-kızlar, 17/25’ler, babacım, sıfırladın mı’lar, köşkler-yalılar var… Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Senin en yakınında olanlar, oğullar, dünürler, hısımlar, ‘vergi Cenneti’ tabir edilen ülkelere kaynağı belli olmayan, nereden ve nasıl kazanıldığı belirsiz paralar transfer ediyor, vergi kaçırıyorlar!” Bütün yakınların Karun gibi zengin… Çok açık bir cümleyi dahi algılamayan, hiç çalışmayan Bilal’in serveti bile dudak uçuklatıyor! Servetiniz, yaşamınız, ilişkileriniz kokuyooor!!! Kamuoyu anlamak istiyor: 1- Sn. O halde bu ticaretin mahiyetini açıklamalı; oğlu mu, kardeşi mi, emekli öğretmen olan eniştesi mi, fahri özel kalem müdürü mü, taksi şoförü dünürü mü? Bunların hangisi milyon dolarlık iş yapıyordu? 2- Kimse size neden yurtdışına para çıkardığını sormuyor… “Neden Man adasına gönderdiler, neden vergi kaçırıyorlar, bu parayı nasıl kazandılar, bu kaçakçıların tamamının sizin yakınınız olması tesadüf mü” diyor… Suç işleyen yakınlarınızın burada yargılanmalarına engel olabilirsiniz… Bakanları, bürokratları koruyabilir, yargılanmaları halinde ortaya çıkacak suçun ucu size ulaşacağını varsaydığınız için koruyor olabilirsiniz… Ama nereye kadar? Zarrab ve Fetö skandalına baktığımızda günümüzde büyük çaplı suçların hiçbir zaman kapanmadığını, bumerang gibi er-geç dönüp sahibini vurduğunu görmeli ve gereğini yapmalısınız