Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
“FETÖ'yü gördü devleti uyarmadı” başlıklı habere göre, iddianamede şu hususlar yer alıyormuş: - Şüpheli Sabri Uzun’un, 1998 yılında faaliyetlerini deşifre etmek için FETÖ içerisine, dosyada tanık olarak yer alan Hulusi Cemil Altınlı isimli polisi yerleştirdiği. - Tanık Altınlı'nın, FETÖ’nün Batman yapılanmasına ilişkin Sabri Uzun’a bilgi verdiği. - Altınlı'nın, 2004 yılında FETÖ mensupları tarafından ihraç edildiğinde Sabri Uzun’un arkasında durmadığını belirtip, “Ancak cemaat içerisinde elde ederek verdiğim bilgiler doğrultusunda 2015 yılında kendisi ‘İN’ isimli kitabını yazdı” iddiasında bulunduğu. ” HANEFİ AVCI TESPİT ETTİ DE NE OLDU Sabri Uzun'un İstihbarat Başkanlığı döneminde “FETÖ”yle ilgili ne yapıp yapmadığına geçmeden önce Hanefi Avcı olayını hatırlatalım. 2010'da “Haliçte Yaşayan Simonlar-Dün Devlet Bugün Cemaat” isimli kitabı yazdıktan sonra tutuklanan ve uzun süre hapiste kalan Avcı, bu kitabı yazmadan önce neler yaptığını tanık olarak dinlendiği ve gerekçeli kararı birkaç ay önce açıklanan “FETÖ Çatı Davası”nda özetle şöyle anlattı: “2009'lu yıllarda cemaatin özellikle Emniyet içerisindeki örgütlemesinin yaratacağı sorunları görerek, zamanın bakanlarını uyarmak istedim. ” Özetle; İlgili bakanları, Genelkurmay'ı ve savcıları “FETÖ” konusunda uyardığı için Avcı'nın başına bunlar gelirken, İktidar, “Ne isterlerse vermeye” devam etti. SABRİ UZUN FETÖ'YÜ TESPİT ETMEDİ Mİ Uzun'un daha 1999'da Emniyet içindeki Fetullahçılara karşı rapor yazılması için Ankara Emniyeti'ne talimat vermesini, “FETÖ”nün TSK'ya yönelik ilk kumpası Şemdinli davasıyla ilgili olarak TBMM Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu'na verdiği ifadedeki, “Örgütün üstlenmediği eylemler olursa bu meçhul bir şeydir. Kaldı ki, bu konuda kimse de benden bilgi istemedi” demesini, Yine aynı ifadesinde, “FETÖ”nün Ergenekon kumpası hazırlıklarına nasıl karşı çıktığını anlatıp, “Şimdi anlıyorum ki, şu anda gündemde olan Ergenekon operasyonunu beni iğfal etmiş olsalardı o tarihte yapacaklarmış. FETÖ ÇATI DAVASINDA YAN YANA. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, yaklaşık 2 yıl süren, geçtiğimiz Haziran'da biten ve gerekçeli kararı da birkaç ay önce açıklanan “FETÖ Çatı Davası”nda. Neticede “FETÖ Çatı Davası”nın tutuklu sanıkları hakkında verilen mahkumiyet kararlarında, her iki ismin de beyanlarına itibar edildi. Yine “FETÖ Çatı Davasına” gitmemiz gerekiyor. Altınlı duruşmada, uzaktan akrabası olan ve İstihbarat Daire Başkanlığı yapan Sabri Uzun'la 1998'deki bir görüşmesinde, kendisinin Fethullah Gülen cemaatinin devletin içerisine sızdığını, özellikle istihbaratta virüs gibi yayıldıklarını, devleti ele geçirmek gibi bir amacı güttüğünü düşündüğünü, dolayısıyla bu yapılanmanın içine sızılması gerektiğini söylediğini, Uzun'un da desteğiyle sızdığını, ancak açık verince örgütün kendisine kumpas kurup, tutuklatarak hapse attığını, 2009'da cezaevindeyken Ali Çelik'in Avukat olarak geldiğini, onu “FETÖ'cülerin” gönderdiğini anladığını, sonrasında Çelik ve diğer “FETÖ'cü” diye bildiği isimleri, o sırada cezaevinde olan Emin Aslan'a bildirdiğini, 2015'te Hanefi Avcı'yla tanıştığını, daha sonra da yaşadıklarının Uzun'un İN kitabına konu olduğunu vs. Bir başka belge; Hulusi Cemil Altınlı isimli şahsa ait ifadelerde FETÖ/PYD bağlantılı olduğu iddia edilen şahısların listesi var. Ali Çelik'le ilgili mahkumiyet kararında, “Tanık Hulusi Cemil Altınlı, müştekiler Sabri Uzun, Emin Arslan ve Hanefi Avcı’nın beyanlarının da nazara alındığını” vurguladıktan sonra soralım: Uzun, Altınlı ve Topsakal, düne kadar en önemli dava olan “FETÖ Çatı Davası”nda yanyana durdu, ifadeleri dikkate alınıp, hüküm kuruldu. Uzun iddianamesi haklı ve doğru ise öncelikle “FETÖ Çatı Davası” çökmüş/çökertilmiş olmuyor mu? İkincisi; Arada kaynadı, 10 gün kadar önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir TV kanalında Uzun'un tutuklanması hakkında şunları söyledi: “İşin yargı boyutuna karışmam, ama devlet bize namusunu teslim etti. İddianamedeki, “Bir polis memurunun dahi örgütün tehlikeli olduğunu tespit etmesine rağmen üç dönem İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan şüphelinin Fetullah Gülen örgütünün devlet ve millet için oluşturacağı tehlikeyi yetki ve görevi bakımından tespit etmesi gerekmesine rağmen tespit etmediği” cümlesine gelince; Varsayalım ki, Sabri Uzun “FETÖ tehlikesini tespit etmesi gerekirken, etmedi”. Peki, “FETÖ tehlikesini görmesi gerekirken, görmeyen” Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Genelkurmay Başkanlarına ne diyeceğiz?!