Provocation to hostility, discrimination, and violence
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında tutuklanan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 1. Tutuklu bulunduğu İstanbul’dan Ankara’ya nakledilen Okur, 153 sayfalık ifadesinde, terör örgütü FETÖ/PDY üyeliği suçlamasını kabul etmedi. Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanı Mesut Orta’nın görevden alınma nedenlerini aktaran Okur, FETÖ mensubu olduğuna kanaat getirdikleri Orta’nın, HSYK’nın UYAP çalışmalarını geciktirmeye çalıştığını belirtti. Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e durumun aktarılmasının ardından Orta’nın görevden alındığını dile getiren Okur, HSYK’da müfettişlerin UYAP üzerinde inceleme yaparak rapor hazırlaması fikrinin ve çalışmasının olduğunu ancak buna Orta ile FETÖ mensuplarının sıcak bakmadıklarını vurguladı. Söz konusu değişikliğin iptal edilmemesi için dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile üyeler Serruh Kaleli, Serdar Özgüldür ve Ahmet Akyalçın ile görüştüğünü anlatan Okur, FETÖ mensuplarının liste sistemini savunduğunu, o dönemde yargı içerisindeki örgüt mensuplarının sayısının bin 500 ila 2 bin arasında olduğunu, bu sayıyı kendisine kimin verdiğini de hatırlamadığını ifade etti. YARSAV’da bulunan 350-400 FETÖ mensubunun kendilerine oy vereceklerinin örgüt mensuplarınca söylendiğini belirten Okur, oya ihtiyaçları olduğu için bazı örgüt mensuplarına listelerinde yer verdiklerini anlattı. Seçim çalışmaları nedeniyle gittiği 10 ilde adaylarına oy verilmesi gerektiğini söylediğini aktaran Okur, mutlaka kazanmalarını bekledikleri Harun Kodalak, Hayrettin Türe ve Celal Avar’ın yedek kaldığını, FETÖ mensubu olması nedeniyle listeye aldıkları Teoman Gökçe ile Hayrettin Türe arasındaki oy farkının örgüt mensuplarınca çıkarıldığını belirlediklerini ifade etti. Okur, 2010 yılında oluşan HSYK’nın ilk seçeceği Yargıtay ve Danıştay üyelikleri sürecinde FETÖ mensubu olduğunu bildiği HSYK üyeleriyle bazı toplantılara katıldığını anlattı. Bu olayların ardından FETÖ mensuplarının, MİT’i ve Türkiye’yi küçük düşürerek, politikaları sabote etme gayreti içinde olduklarını gördüğünü anlatan Okur, FETÖ’ye hizmet eden bu yapıyla ilgili o dönemde oluşturduğu kanaatlerini basın mensuplarıyla da paylaştığını ifade etti