Provocation to hostility, discrimination, and violence
Ne zaman din ve mezhep eksenli bir şiddet olursa gözlerin hemen din adamlarına, ilahiyatçılara ve Diyanete çevrildiğine dikkati çeken Görmez, şu soruları yöneltti:“Silahların patronları işlerinden kazanmaya devam ederken, politikacılar, komutanlar ve şiddet profesyonelleri kargaşa, terör ve ölüm buyrukları vermeyi sürdürürken bu çabayı din adamlarından bekleyenler, gerçekten başarılı olacağımızı umabiliyorlar mı?Dökülen kanların ardında, halkların ve ülkelerin servetlerini talana girişmiş aç gözlü küresel güçlerin sorgulanamaz iştahı yatıyor olamaz mı?Bütün savaşlar ve terörün dini hoşgörü yahut müsamaha yokluğundan çıktığına insanları gerçekten inandırabilir miyiz? Bundan önce bizi kim inandıracak durumun böyle olduğuna?Yeryüzünde sömürgecilik hiç olmamış, altına, gümüşe, petrole ve uranyuma aç savaş lordları, ülkeleri, halkları birbirine hiç kırdırtmamış, bütün bunlar olmamış da sadece dinsel fanatizmden dolayı gerginlikler, çatışmalar, savaş ve terör oluyormuş, öyle mi?Bağnaz dindarlık, fundamentalizm ve radikalizm, dinler ve mezhepler arasındaki düşmanca duygular… Bütün bunlar olmasaydı savaş ve terör gerçekten ortaya çıkmayacak mıydı? Bizi buna kim inandırabilir? Bütün bunları söyleyecek olsak bize kim inanır?Din adamları bir aldatmacaya hizmet etseler bile, hangi din bu kandırmacaya hizmet için araç olmaya müsaade edebilir?Hangi samimi mümin, bir inanç ve ahlakın gerçekten vahşet üretebileceğini kabul edebilir?Aşırılığa, şiddete, savaş ve teröre karşı olduğumuzu haykırmak elbette gereklidir, peki bu yeterli midir?Şunu açıkça sormak isterim ki, dini bağnazlık, dini radikalizm, dinler ve cemaatler arası düşmanlık mı daha tehlikeli, yoksa sömürü ve kaynakların talanı yoluyla yaratılmış adaletsizlik, yoksulluk, insan haklarından yoksunluk, eğitimsizlik, cehalet, suça itilmişlik mi daha büyük belasıdır dünyamızın?”Bütün dünyayı kurtarma iddiasıyla ortaya çıkan ve mega idealler peşinde koşarak bir misyon edasıyla hareket eden Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) benzeri yapıların kilise tarihinde de görüldüğüne dikkati çeken Görmez, uluslararası siyasi güçlerden kendilerini korumaları pek mümkün olmayan bu tarz hareketlerin, görünenden farklı bir ajandayı esas aldığını söyledi. Görmez, ilişkileri ve işleyişleri şeffaf ve legal olmadığı için değerlendirilmesi zor olan bu yapıların ilk bakışta masum bir görünüm sergilediğini ancak FETÖ’nün 15 Temmuz hain darbe girişimi ile bir “küresel bir kötülük projesi” olduğunu açık bir şekilde gösterdiğini dile getirdi