Provocation to hostility, discrimination, and violence
DARBE İLE MÜCADELE ANAYASA’da, idam cezası ve genel müsadere cezasının yasak olduğu bile açıkça vurgulanmasına rağmen, FETÖ darbe teşebbüsü ile mücadele denilerek, Tanzimat Fermanı’yla kaldırılan genel müsadereye varan uygulamalar bile başladıysa, idam naraları bile atılıyorsa. Olağanüstü hal KHK’ları yoluyla, FETÖ ile mücadele adı kullanılarak, yargı yolu kapalı olarak, her konuda her türlü işlem yapılıyor ve bu yapılanlar sorgulanamıyorsa. OKUYUNUZ Askeri yargı niçin kaldırılıyor? FETÖ kalkışmasının ertesinde, KHK’ler ile askeri okulların ve askeri hastanelerin kapatılmasından sonra, sıranın bu kez ancak Anayasa değişikliği ile mümkün olabilecek, askeri yargı ve onun amiral gemileri olan “Askeri Yargıtay” ve “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi”nin kapatılmasına geldiği, yeni Anayasa Paketi’ni hazırlayacak partilerarası komisyonda bu konuda uzlaşmaya varıldığı haberi basında yer almaktadır. Bu durumda aşağıdaki sorular akla gelmektedir: 1- Askeri Yargının, şayet FETÖ çetesinin içine sızması gerekçesi ile kapatılması düşünülüyor ise, diğer tüm sivil yargı kuruluşlarında da mevcut olan söz konusu sorunun giderilmesi için, bu tarihi ve yerleşik Anayasal kuruluşun tamamen yok edilmesi gerekli midir? (Kanser hastasının tedavi yerine öldürülmesi gibi!) 2- Anayasa’da yer alan ve özel bir ihtisas mahkemesi olan askeri yargının mevcudiyeti, ‘demokrasi ve hukuk devleti’ ilkelerine ne bakımdan aykırı görülmektedir? Onun ortadan kaldırılması, anılan ilkelerin tam anlamıyla gerçekleştirilmesi için zorunlu ve öncelikli bir önlem midir? 3- Önümüzdeki dönemde esasen binlerce sanıklı FETÖ davaları ile meşgul olacak sivil yargının, Silahlı Kuvvetlerimizin sınırlarımız içinde ve dışında teröristlerle savaştığı bir sırada ortaya çıkabilecek, özel bir uzmanlığı gerektiren askeri nitelikli davalara da bakma imkan ve yetenekleri mevcut mudur? 4- Bu konuda uzman hukukçuların ve özellikle sonuçlarından en fazla etkilenecek olan Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşleri alınmış mıdır? FETÖ çetesinin kanlı kalkışmasının Ulusumuzca defedilmesinden sonra oluşan “zamanın ruhunun dayanılmaz hafifliği” ortamında, bazı asırlık ve yerleşik kuruluşlarımız alelacele alınan kararlarla kaldırılmadan önce, Anayasa Paketi’ni hazırlayacak ve oylayacak olan Sayın Milletvekillerimizden bu hususları yeniden değerlendirmelerini ve konuyla ilgili olarak kamuoyunun aydınlatılmasını diliyorum