159,923 Publications 10,927 Intolerance 3,088 Attack on rights and dignity 159,835 Provocation to hostility 685 Provocation for genocide 149,781 News 10,125 Column Articles 917,048 Hate Fueled Writings
159,923 found, 89620 - 89640 showing
26-07-2017
Sabah
Sabah  
 
Gülen Vakfı eski müdüründen şok itiraflar
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kapatılan Gülen Vakfının eski Müdürü Ümit Akdemir, FETÖ'nün hainliklerini anlattı. Cemaatin tabanına yönelik konferanslar ve sunumlar yapıp 17/25 Aralık sürecinde itirazları ve farklı çıkışları nedeniyle tüm görevlerinden alınan Akdemir, "FETÖ ile alakalı Pensilvanya otağına girerek gizli toplantılarını ele geçiriyorum. EVİNİ KABE GİBİ TAVAF EDERLERDİ Akdemir, FETÖ elebaşının doğduğu eski adıyla Korucuk köyünü kutsal bildiğini, bunun için de talebelerine de kutsal belirttiğini ifade ederek, "Ben Gülen Eğitim Araştırma Vakfının Müdürü olarak görev yaptım. Orada görev yaparken FETÖ yapılanmasının hücreleri orada bütünleşirdi. Yani oraya gelen FETÖ'nün yanına gitmeden önce bir kamp yapar hatta oradan topraklar alır FETÖ'nün yanına giderlerdi. FETÖ'nün burayı kutsamasının sebebi doğduğu yerdir. Korucuk köyünde benim bu meseleleri görmem nasıl odu? 2008'de Cumhurbaşkanımız aleyhinde propagandalar başladığında ben zannediyordum ki FETÖ yapılanmasındaki bir gurup Cumhurbaşkanımıza alerji besliyor olabilir. Hatta Korucuk'ta sunum yapardım ben, FETÖ yapılanmasını anlatırdım. Diğer alanlarda FETÖ yapılanmasında bu fotoğrafı görmek mümkün değildi. 700 BİN KİŞİDEN 200 BİNE DÜŞTÜLER Akdemir, 17/25 Aralıktan sonra FETÖ'ye inananların yaklaşık 700 bin kişiden 200 bin kişiye düştüğünü ifade ederek, şöyle konuştu: "Yaklaşık 700 bin kişiden 200 bin kişiye düştü FETÖ yapılanması. Stratejisine göre yazılıyordu bunu paralel yapının FETÖ'nün tabanı anlıyordu. O yüzden Fuat Uğur'un bizimle birlikte yazdığı yazılara terörist başı Fetullah Gülen yasak getirdi
26-07-2017
Sabah
Sabah  
 
Son dakika: Diyanet FETÖ raporu açıklandı!
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Diyanet FETÖ raporu açıklandı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in Diyanet FETÖ raporunu açıkladığı konuşmasından satır başları; DİYANET FETÖ RAPORU'NDA ÖNEMLİ AYRINTI; TAKİYYE İLE SIZDILAR Bu çalışma aslında artık, geçmiş için değil, gelecek için çok daha büyük önem arz etmektedir. FETÖ terör örgütünün bunlardan biri olduğundan hiç şüphe yoktur. FETÖ ELEBAŞININ YÖNTEMLERİ Kendini katettiği halde 3. FETÖ RAPORU: "BU ALÇALMIŞ KİŞİNİN DİLİNDE. " Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığımızın hazırladığı FETÖ raporuna göre bir yandan Peygamber efendimizi haşa, ayağına kadar getirirken kendisi meleklerle görüştüğünü ifade ediyor. MEHMET GÖRMEZ DİYANET'İN FETÖ RAPORUNU AÇIKLADI Diyanet FETÖ raporunu açıkladı Diyanet FETÖ raporu'nda Peygambere hakaret ayrıntısı "HER İNSANIN BİR DUBLESİ VAR, PEYGAMBERİN DE BİR DUBLESİ VAR, ARANIZDADIR" DEMEKTEN ÇEKİNMİYOR" Her insanın bir dublesi var, Peygamberin de bir dublesi var, vallahi o duble şu anda aranızdadır demekten çekinmiyor. GÖRMEZ FETÖ RAPORU AÇIKLAMASINA ŞÖYLE DEVAM ETTİ; Ona göre mabedler kapanabilir, onun açtığı ışık saçan evler vardır. Diyanet FETÖ Raporu'nun tüm dünyaya gönderileceği öğrenildi
26-07-2017
Sabah
Sabah  
 
Avrupa’da adı konmamış OHAL
Provocation to hostility, discrimination, and violence
ALMANYA: Berlin hükümeti FETÖ darbe girişiminden sonra uygulanan OHAL'i eleştirirken kendisi Guantanamo'yu aratmayan çok daha sert uygulamaya imza attı
26-07-2017
Sabah
Yavuz Donat  
 
Sıcak gündem
Provocation to hostility, discrimination, and violence
- Gündemin diğer maddeleri neler?- Fetö
26-07-2017
Sabah
Yavuz Donat  
 
Yalandan kim ölmüş?
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Adana'da "Fetö davası" çok
26-07-2017
Sabah
Sabah  
 
Sır disk 10 yıl sonra savcılıkta
Provocation to hostility, discrimination, and violence
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, 2007'de dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ'a verdiği ve ordudaki FETÖ yapılanmasıyla ilgili bilgilerin yer aldığı flaş diskin bir örneğini dün İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na teslim etti. Özkan'ın Kara Kuvvetleri Komutanı'na teslim ettiği flaş disk ile ilgili soruşturmayı, şu an tutuklu bulunan FETÖ'cü darbenin en rütbeli sanığı Akın Öztürk'ün, o dönem kapattığı belirtildi
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
"Ankara'yı sallayacağımız günler yakındır"
Provocation to hostility, discrimination, and violence
15 Temmuz kalkışmasından hemen önce "Ankara'yı sallayacağımız günler yakındır" diyen Mücahit Ören'in sahibi olduğu Türkiye Gazetesi'nin bugün FETÖ Lideri Fetullah Gülen'in "15 Temmuz'u Atatürkçüler, ulusalcılar yapmış olabilir" sözlerine birinci sayfadan verdiği destek kamuoyunda tartışılıyor. - İhlas’a temsilci olduktan sonra bu kurumdan maaş almadığınız doğru mudur? Bu yönde insanlara beyanlarınız oldu mu? Maaş almıyor iseniz, neyin karşılığında orada çalışıyorsunuz? - Park Vadi ve Batıkent’te kamudan aldığınız devasa arsalar var mı? Bunları hangi şartlarda aldınız? İhale yapılmış mıdır? Bu arsalara binleri aşan lüks konut ve lüks villalar yaptığınız doğru mudur? Bu iki proje bedeli toplamının 260 trilyonun üstünde olduğu doğru mudur? - Bunlara ilave olarak İzmir’de olimpik yüzme havuzu ve benzer bazı kamu üst yapı projelerini yaptığınız doğru mudur? Yaptı iseniz bunlar hangileridir? - Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda bedava dağıttığı ders kitapları ihalesine girdiğiniz doğru mudur? Doğruysa o ihale bedeli ne kadardır? - Kamuya ait Ankara’nın çok önemli arsa ve arazilerini  kat karşılığı alıp inşaat yaptığınız doğru mudur? İHLAS HOLDİNG CEO’SU FETÖ’DEN TUTUKLANMIŞTI Sabahattin Önkibar Kasım ayında Aydınlık'taki köşesinde, İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mücahit Ören’in 15 Temmuz darbe girişiminden 2 gün önce “Ankara’yı ayağa kaldıracağımız gün çok yakın” diye mesaj gönderdiğini iddia etmişti. “Thomas Bonifield ise İhlas Haber Ajansı'nın birkaç hafta öncesine kadar genel müdürüydü ve bu göreve Mark Grossman’ın tavsiyesi ile gelmişti” diyen Önkibar şöyle devam etti: “15 Temmuz FETÖ darbesinden sonra Mücahit Ören bu Thomas’ı apar topar işten çıkardı ki bu kovmada devletin devreye girdiği dillerde. Bir diğer isim İhlas Holding’in halen FETÖ mensubu olmaktan hapiste olan CEO’su Cahit Paksoy ve onu tavsiye eden yine Mark Grossman. ” “ANKARA'YI AYAĞA KALDIRACAĞIMIZ GÜN ÇOK YAKIN” Sabahattin Önkibar, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde Mücahit Ören’in ABD’de bulunduğuna dikkat çekerek şunları yazmıştı: Tarih 13 Temmuz 2016. ” “Mark Grossman’ın can dostu Mücahit Ören 13 Temmuz’da yani FETÖ darbesine iki gün kala üstelik ABD’de bulunuyor iken durduk yerde niye Ankara’yı ayağa kaldıracaklarından söz ediyor?” diye soran Önkibar yazısını şöyle sonlandırdı: “MİT ve emniyet istihbarat, 13 Temmuz 2016 günü ABD saati ile 10
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
2 Bakan ve 1 Müsteşar “darbeci” olmaktan nasıl kurtuldu
Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Savcılar, Akın Atalay'ın bir inşaat işi için ödeme yaptığı parkecinin oğlunun FETÖ'cü olduğunu tespit etmiş. “FETÖ” kumpasları sayesinde “lehte delil toplama” işini unutalı çok oldu. Önce hakkındaki suçlamaların özeti:  - Bir “mahrem imam”, Aksoy'u fotoğrafından teşhis etmiş, 2014 yılında Cemaat evine giderken görmüş.        - Dayısı ve dayısının çocuklarının bazı FETÖ yöneticileri ile görüştüğü tespit edilmiş. Ancak konumuz bunlar ve Aksoy'un “FETÖ'cü ve darbeci” olup olmadığı değil, darbe gecesindeki telefon trafiğinin iddianameye yansıması. Bu görüşmeler hava savunma projeleri ve fuarlarla ilgili midir bilinmez, ama avukatları darbe gecesi “ABD'yle 9 kez görüştü” denilen telefonların bir kaçının FETÖ kumpasıyla TSK'dan ayrılmış bir emekli askerle yapılan görüşmeler, diğerlerinin ise kime ait olduğunun tespit edilemeyen, ancak google, voice, skype gibi internet üzerinden sesli görüşme yapma hizmeti veren bir şirkete ait ve cevapsız aramalar olduğunu öne sürüyor. İKİ BAKANLA TAM 36 GÖRÜŞME NEREDE İddianamede İdris Aksoy, şöyle suçlanıyor: “Şüphelinin darbeye teşebbüs faaliyetinin hemen öncesinde gittiği ülkeler, yaptığı uluslararası telefon görüşmeleri de dikkate alındığında, darbenin başarılı olabilmesi için farklı ülkelerde bulunan örgüt mensuplarıyla irtibatı ve koordinasyonu sağladığı, şüphelinin darbe faaliyeti sırasında Bandırma'da bulunduğu, Sayın Cumhurbaşkanına suikast girişiminin organize edildiği İzmir Çiğli Komutanlığı, Muğla Dalaman havalimanı ile telefon irtibatı kurduğu, İstanbul ve Ankara'daki darbe faaliyetlerini takip etmek için telefon görüşmeleri yapığı, Malatya, Adana, Kocaeli ve Eskişehir illeriyle görüşmeler yaparak, darbenin başarılı olabilmesi için koordinasyon faaliyeti yürüttüğü, şüphelinin darbe faaliyetinin yönetilmesinde ve organizasyonunda görev aldığı, şüphelinin darbe faaliyetini yönetip bu şekilde iştirak ettiği ve şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticisi olarak atılı suçları işlediği şüpheli savunması, taraf beyanları, MASK raporu, HTS analiz raporu, yurtdışı giriş çıkış analiz raporu, telsiz konuşma kayıtları, adli sicil ve nüfus kaydı ile tüm dosya kapsamında anlaşılmıştır
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
Mehmet Görmez bırakıyor
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan "Kendi Dilinde FETÖ-Örgütlü Bir Din İstismarı" raporunun kamuoyuna açıklandığı programının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
Fethullah'ın yargıdaki güzelleri de uyandı
Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ’nün kumpas davası olan Ergenekon’un 12. FETÖ’nün polisleri, 13 Nisan 2009’da, sabah saat 05. Türkan Saylan’ın başkanı olduğu ÇYDD’ye operasyon yapan FETÖ’nün savcıları, ÇYDD'nin "teröristlere burs verildiği"ni söylemişti. Aynı anda kumpasın bir diğer ayağı FETÖ’nün yayın organları da harekete geçmişti. FETÖ’nün kumpaslarının bir bir ortaya çıkması sonrasında, ÇYDD’ye ve Prof. Tüm bunlar ortadayken KCK Ana Davası’nda Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, FETÖ’nün Türkan Saylan’a ilişkin kumpasını destekleyen karara imza attı. Mahkeme, “Değerlendirme” başlığı altında, FETÖ’nün kumpas iddialarını tekrar ederek Türkan Saylan’ın başkanı olduğu ÇYDD’nin “PKK’lılara destek olduğunu” yazdı
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
Nurettin Canikli'yi kim yedi
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ ile tuhaf ilişkili Hayati Yazıcı yerine Gümrük ve Ticaret Bakanı oldu. (21 Temmuz 2017, HaberTürk) Devam edelim… FETÖ'NÜN 965 ŞİRKETİ Son dönemde… TMSF sitesine merakla bakıyorum. Büyük çoğunluğu FETÖ'ye ait TMSF bünyesinde 965 şirket var! Bu şirketlerin toplam aktif büyüklüğü yaklaşık 41 milyar Türk Lirası. FETÖ mallarının yeni sahipleri kimler olacak? Bakınız… Başbakan Binali Yıldırım'ın kabine “değişikliği” konusunda kimse şu sözü etmedi: “FETÖ ile daha etkin mücadele etmek için kabinede revizyon yapıldı!” Aksine. FETÖ ile mücadele artık sıradanlaştırıldı. Diğer yanda… FETÖ mallarını üç kuruşa almak için bazı kişiler pusuda bekliyor. Örneğin bir “Plastik Adam” var… 2000 yılı başında FETÖ irtibatlı Yahudi sermayesi sayesinde iflastan kurtuldu. Kavacık'ta FETÖ kaçağı avukattan villa aldı. FETÖ'nün yayın organı Zaman gazetesinde “ne değerli işadamı olduğu” gibi methiyeler yazıldı hep. Türkmenistan'da FETÖ okullarına yaptığı yardımlar sır değildi. Ama, kimi FETÖ mensubu büyük işadamları gibi bu “Plastik Adam”da korunuyor. Böylece… FETÖ'nün sol cebinden alınıp TMSF'ye konan bu mallar yakın gelecekte FETÖ'nün sağ cebine konacak! Mekanizma oluşturulmaya başlandı.  Sanıyordum ki… “FETÖ müritleri mallarını satıp parayı yurt dışına kaçırıyor!” Yanlış! Aksine… FETÖ elemanları şüpheleri üzerinden atmak için büyük alımlar yapmaya hazırlanıyordu! İşin garip yanı… Bunu AKP çevrelerinin bilmesiydi! Yani… FETÖ ile mücadele bir avuç kişiye bırakılmış durumda
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
Türkiye gazetesinden Fethullah Gülen’e destek
Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ Lideri Fethullah Gülen'in "15 Temmuz'u Atatürkçüler, ulusalcılar yapmış olabilir" sözlerine destek Türkiye gazetesinden geldi. Daha önce Fethullahçılara verdiği destekle bilinen Türkiye gazetesinin CEO'su Cahit Paksoy, FETÖ soruşturmalarında tutuklanıp serbest kalmıştı. KILIÇDAROĞLU TEPKİ GÖSTERMİŞTİ Dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ lideri Fethullah Gülen'in sözlerine şöyle tepki göstermişti: "Bir densiz kalkmış şu açıklamayı yapıyor; '15 Temmuz'u Atatürkçüler, ulusalcılar yapmış olabilir' diyor, bunu FETÖ terör örgütünün lideri diyor. Daha önce Türkiye gazetesinin de destek verdiği FETÖ'nün kumpas soruşturmalarında Atatürkçü subaylar hedef alınmış, binlerce asker yıllarca yargılanıp tasfiye edilmişti
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
"Sana ne gerizekalı kıskançlık yapma i.ne"
Attack on rights and dignity (cursing, insulting, humiliating)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Hükümete yakın Sabah gazetesinden Yüksel Temel, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, FETÖ'nün TRT'deki yapılanmasına ilişkin 21 şüpheli hakkında hazırladığı iddianameyi yazdı.   İddianamede firari FETÖ'cüler Ekrem Dumanlı ile Hakan Şükür'ün TRT'den aldıkları haksız ücretin basına sızdırılmasına ilişkin bir itiraf beyanı da yer aldı. FETÖ'nün TRT'de kadrolaşmaya başladıktan sonra kendilerinden olmayanlar hakkında yıpratma kampanyalarının başlatıldığını savunan tanık, "Mesela 2010 yılında Şenol Göka Radyo Daire Başkanı iken 'solculara yardım ediyor' diye ismini çıkardılar
26-11-2019
 
 
Ali Babacan'dan kritik açıklamalar
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Ali Babacan, Fatih Altaylı'nın hazırlayıp sunduğu Teke Tek programında soruları yanıtladı. Babacan’ın konuşmasında Anayasa değişikliği ile ilgili “2007 Anayasa oylaması olağanüstü şartlarda yapıldı. Anayasa değişikliği rahat tartışılamadı. Parti içinde ve Meclis'te de rahat tartışılamadı. O dönemde benden kampanyaya katılmam istedi, ben 'bunu savunamam' dedim” ifadelerini kullanması dikkat çekti. Babacan, Atatürk ile ilgili soruya da "Bu ülkenin uzun vadeli istikrarının, sağlam duruşunun en önemli kaynaklarından bir tanesi Mustafa Kemal Atatürk'ün zamanında kurduğu devlettir. Bunu tartışma konusu bile yapmamak lazımdır" dedi. Babacan FETÖ ile ilgili "Bu ülkede darbe teşebbüsüne kalkışan bir örgüt olarak kesinlikle en ağır yaptırımlarla karşılaşması gereken örgüt. Hak ettiği en ağır cezayı bulması lazım, lamı cimi yok. Bu işi planlayanlar, ele başları kim hak ediyorsa" dedi. AKP VE DAVUTOĞLU EKİBİNDEN İTİRAZ Öte yandan Babacan’ın Ahmet Davutoğlu’nun yeni parti çalışmalarıyla ilgili sözlerine Davutoğlu kanadından itiraz geldi. Davutoğlu’nun ekibinde yer alan Selçuk Özdağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Sayın Babacan diyor ki: Davutoğlu 30 ilin il başkanlarını 8 ay önce belirledi. Bu ifade külliyen yanlış… Şu an bile İl Başkanları belli değil. Lütfen Sn. Babacan lütfen…” ifadelerini kullandı. “İHANETİNİZDE BOĞULACAKSINIZ” Ayrıca, yeni parti kurma hazırlığı içinde olan Ali Babacan, kurucusu olduğu AKP’den istifa etmesinin ardından ilk kez canlı yayına katıldı. Eski AKP milletvekili Mehmet Metiner, Ali Babacan hakkında sert sözler sarf etti. Metiner twitter hesabından, "O makamların adamı değildiniz... Şimdi Reis’in size sağladığı o makamlar üzerinden tafra yapıyorsunuz. Küçüktünüz... Konuştukça daha da küçülüyorsunuz... İhanetinizde boğulacaksınız..." paylaşımını yaptı. BABACAN'IN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE: FATİH ALTAYLI: Uzun zamandır son derece sessizdi. Herkes 'sessiz ve derinden mi gidiyor?' diyordu. Ali Babacan AK Parti'den istifasının ardından bir daha kendisinden doğrudan haber alabilen olmadı. Etrafından bilgi parçaları sızdı. Biz de 'Ali Bey konuşmadan siyaset olmaz' dedik. O da 'Günü geldiğinde' dedi. Partisinin kuruluşu nasıl olacak? Neler oldu? Onu konuşacağız. AK Parti'den istifa ettiniz. AK Parti'yle özdeşleşmiş isimlerden biriydiniz. Oldukça da başarılı bakanlık dönemi geçirdiniz. Kısa bir zaman parlamento dışında kaldınız. Bir süre sonra AK Parti'den ayrıldınız? Neden ayrıldınız? ALİ BABACAN: Aslında bir süreç. Birdenbire verilmiş bir karar değil. 2001 ekonomik krizinden sonra yeni bir siyasi hareketin gerekliliğine karar vermiştik, AK Parti'yi kurduk. Kuruluşta önemli prensipler, değerler vardı. Önce insan diyorduk. İnsan haklarına önem veriyorduk. Türkiye'de  demokrasinin iyi işlemediğinden şikayet ediyorduk. Bu değerleri yeniden canlandırmak için yeni bir siyaset olarak AK Parti çıktı. Daha sonra farklar oluşmaya başladı. 2011-2012'de başlayan, 2013 yılında başlangıç değerleri ve ilkeler arasında farklılıklar oluştu. Hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasi diyorsak bunlar evrensel ilkeler. Bunların zaman içerisinde örselenmesi hepimizi rahatsız ettik. Baktık ki düzelme olmuyor. ALTAYLI: Parti içinde kalıp, mücadele etseydiniz... BABACAN: 2019'a kadar ciddi mücadelemiz oldu. Yola çıkarken ilkeler önce şeffaflık, hesap verebilirlik, yerinden yönetim anlayışı. Kurumların güçlü, itibarlı olması. Kural bazlı yönetim. "SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ BENİM AYRILMAMI İSTEMEDİ" BABACAN: Sadece değerlerde değil ilkelerde de sapma meydana geldi. Türkiye'de her alanda sorunlar büyüdü. Neredeyse ülkenin karanlık tünele girdiğini gördük. Üzerimizde ciddi sorumluluk hissettik. ALTAYLI: Çoğul konuşuyorsunuz BABACAN: Arkadaşlarımızın bir kısmı erken zamanda sistem dışına çıktılar. ALTAYLI: Partiden dışlandığınızı hissettiniz mi? Bütün buna rağmen parti bağrına basıyor muydu sizi? BABACAN: Sayın Cumhurbaşkanımız benim ayrılmamı istemedi. Bir toplumsal ve ahlaki sorumluluk olarak bunu hissettik. Türkiye'nin başarılı dönemlerinde bir miktar katkısı olarak insanlar olarak içinde bulunduğumuz durum bizi üzdü. Bu problemleri çözmek için yeni bir iddiayla ortaya çıkmak. "O DÖNEM GÜNAHLARIYLA SEVAPLARIYLA BİZE AİTTİR" BABACAN: Bir süre mevcut düzene zarar veririz korkusuyla hareket ettik. Bunun vebalinden korktuk. Vicdani terazi öyle bir değişti ki, hiçbir şey yapmazsak bunu vebali ağır bastı. Bize derlerdi ki, 'bütün problemleri görüyordunuz, niye bir şey yapmadınız, geri  durdunuz'. Bu büyük bir vebaldi açıkçası. ALTAYLI: Size yöneltilen en büyük suçlamalardan biri, 'AK Parti treni bu yönde giderken o da içindeydi. En etkili ve işin içinde olan bakanlardan bir tanesiydi'. Hiç mi sorumluluğunuz yok. BABACAN: Sorumlu olduğumuz dönemdeki sorumluluktan kaçamayız. Günahıyla sevabıyla bizim içimizde olduğu dönem. Türkiye'de parti disiplini ile parti içi demokrasi arasında ciddi ikilem söz konusu. Parti içi demokrasi, öz eleştiri mekanizmaları çalıştırılmayabiliyor. Siyasi Partiler Yasası'nda mutlaka parti içi özeleştiri, demokrasiyi işletecek bazı mekanizmaları, süreçleri mecbur hale getirmek. Bu kültürün değişmesi lazım. ALTAYLI: AK Parti'nin kuruluş yıllarında çok kuvvetli istişare mekanizması vardı. Her şey konuşuluyordu. Başlangıçta böyle bir dönem yaşandı. BABACAN: İlk parti grubu tam bir istişare müessesesiydi. Her şey rahatça konuşulabilirdi. O dönemde çok kritik konularda istişare ile sıhhatli kararlar alındı. "ANAYASA KAMPANYASINA 'BEN BUNU SAVUNAMAM' DEDİM" ALTAYLI: Cumhurbaşkanlığı referandumu sırasında bir anda geri çekildiniz. Mitinglerde sizi pek göremedik. Orada şöyle izlenim edindik, sanki yeni sisteme inanmıyor gibi. O günden beri buharlaştınız. Ortalıkta Ali Babacan yok. Ta ki geçen sene siyasi hareket var gibi hissedilmeye başlandı. Yine de istifa etmediniz. O arada ne yaptınız? BABACAN: 2007 Anayasa oylaması olağanüstü şartlarda yapıldı. Anayasa değişikliği rahat tartışılamadı. Parti içinde ve Meclis'te de rahat tartışılamadı. O dönemde benden kampanyaya katılmam istedi, ben 'bunu savunamam' dedim. O dönemde ben AK Parti milletvekiliydim. Daha sonra Başkanlık sistemiyle ilk seçimlere gidildi. Başkanlık sistemiyle nasıl yürütülecek Türkiye? Bu sistem gerçekten yönetilecek bir sistem mi, yoksa problemler üretecek mi? Sistem baktık ki ekonomik krizlerle anılmaya başlandı. O günkü kampanyaların en önemli söylemi 'yeni sistem gelecek koalisyon kalkacak' deniyordu. Şimdi ittifaklar konuşuluyor. Bakanlıktan ayrıldım, milletvekilliği döneminde yurtdışında pekçok toplantılara katıldım. 30 kadar ülkeye gittim. Tek şartım basına kapalı olmak şartıydı. Şu anda çözüm yoluna giren bir konu hemen hemen yok gibi. Yeniden gelecek vizyonu, her alanda düşünülmüş stratejiler, gelecek planlaması artık elzem. "SON DÖRT YILDA İNSANLARI DİNLEME FIRSATIM OLDU" ALTAYLI: Bu ekonomik programlara inanmıyor musunuz? BABACAN: Doğrusu karşılığı yok. Bunun arkasındaki teknik, perspektif ve güven maalesef yok. Türkiye'ye öngörülebilirlik getirmekten uzak. ALTAYLI: Toplantılar yaptınız. Ali Babacan olarak Türk ve dünya ekonomisi mahiyetinde miydi? BABACAN: Tabi tabi. Çin'e gittim, Ortadoğu'da Duha'da olsun, Ortadoğu jeopolitiğini anlattım. Avrupa'nın NATO'nun geleceği başlıklı konularda görüşlerimi anlattım. Küresel finans sistemiyle ilgili G-20'ye rapor hazırladık. Küresel finans sistemiyle ilgili en çok tecrübeli isimlerden oluşan bir gruptu. Bir sonraki ekonomik krizi önlemek için bugünden neler yapılır, görüşlerimizi, önerilerimizi hazırladık. Küresel perspektiften dünya bir daha krize girmesin, daha iyi kalkınsın diye düşüncelerimizi G-20'ye sunduk. Görüşlerimizden bazı öneriler liderler kararı olarak geçti. 13 yıl boyunca günde 2-3 saat uykuyla çok yoğun dönem geçirmiştik. Son 4 yıl insanları dinlemek için çok çok iyi fırsat oldu. Hem küresel hem de Türkiye'de yerel anlamında. "ABDULLAH BEY TÜRKİYE ADINA DOĞRU ŞEYLERİ ONAYLADI" ALTAYLI: Abdullah Gül Türkiye'de 2002 yılında Başbakanlık koltuğuna oturdu. Sonra Tayyip Bey, yeniden seçilme hakkını elde edince ayrıldı. Uzun süre Dışişleri Bakanı yaptı. Ardından Tayyip Bey'in 'kardeşim Abdullah Gül' demesiyle Cumhurbaşkanı adayı oldu. 367 meselesine takıldı. Ardından 'Ben yine adayım' dedi Cumhurbaşkanı oldu. AK Parti'nin bütün kararlarını onaylayan kişiydi. Hem eleştiri hem destek aldı. Daha sonra da muhalif noktada görülmeye başladı. Gül'ün bu parti içinde sizin yanınızdaki yeri nedir? Abdullah Bey garanticidir derler. Ben buna pek katılmam. Saadet Partisi'nde Erbakan'a karşıydı. Bu kez Abdullah Bey hep ikircikli tavır içerisinde. Herkes diyor ki, Ali Babacan'ın arkasında Abdullah Gül var. Kendisi çıkamadığı için Ali Babacan'ı çıkardı. Abdullah Gül bu partinin neresinde? BABACAN: Abdullah Bey Cumhurbaşkanlığı'nda Meclis'ten gelenleri büyük ölçüde onaylamıştır. Ancak pekçoğunu onaylamadan önce uyarmıştır. Önleyici şekilde kanunların belli çerçevede gelmesini sağlamıştır. Bunu düzeltmekte karar var. Türkiye adına doğru şeylerin yapılmasına uygun davrandı. "ABDULLAH BEY BİZE DENEYİMLERİYLE DESTEK VERİYOR" BABACAN: Abdullah Bey'le bizim kaygılarımız aynı. Ancak Cumhurbaşkanlığı'ndan ayrıldıktan sonra 'Ben artık aktif siyasette yokum'  dedi. 'Bundan sonra yeniden bir partide olmam' dedi. ALTAYLI: Daha sonra Millet İttifakı'nın adayı olma noktasında bir açık kapı politikası vardı. BABACAN: Herkes mutabık olsaydı 'böyle bir talep var, kaçamam' diye ifade etmişti. Kendisi bizim çalışmalarımıza destek veriyor. Ayda bir iki defa oturuyoruz. Kendisi bize destek veriyor. Bize dışarıdan bilgi ve tecrübesiyle destek veriyor. Biz de bundan memnunuz. Ancak nihai kararları biz veriyoruz. ALTAYLI: Abdullah Bey'in parti içinde görev alma, Cumhurbaşkanı olmak gibi bir durumu yok mu? BABACAN: Hayır, hayır. Ben kendisine söyledim. 'Bu işte olacaksınız başımızda siz olacaksınız'  dedim. 'Hayır' dedi 'bu iş isiz yapacaksınız' dedi. Bizi partimiz farklı kesimlerin üzerinde ittifak kurulacağı bir çizgiyi oluşturmak amacında. Farklı siyasi görüşlerden gelen insanların uygulanabilecek ve gerçekçi olan yeni bir Türkiye tasarımı. Bu ana akım siyasi bir çalışma olacak. "SAYIN GÜL İLE EN BAŞINDA NET KONUŞTUK, KAVİLLEŞTİK" BABACAN: İddialı olarak ortaya çıkacak partinin her konuda net görüşü olması lazım. Bizim ne ittifak  derdimiz ne de ortak aday derdimiz var. Amacımız çalıştıklarımızı nihayetinde uygulamak. Halkın en çok teveccüh ettiği siyasi parti olmak. ALTAYLI: Bu parti Abdullah Gül için kurulmuş bir parti değil. Abdullah Gül bir siyasi büyük, bir ağabey... BABACAN: O kadar. O konuda baştan çok açık net konuştuk. Baştan akitleştik, öyle başladık. Aksi halde kafa karıştırır. Bir şeyi gösterip de sonradan başka bir şey sunamayız. Halkımıza karşı açık, dürüst, şeffaf olmak zorundayız. Bizim çok sayıda insanla temasımız var. Tek tek çok sayıda insanla görüştüm. Bir siyasi parti kurulurken neler yaşanmış, başa neler gelmiş, olumlu, olumsuz ne tür tecrübeler var bunlardan istifade etmemiz lazım ki, eski hataları yeniden yapmamak için. Bazen oturuyoruz, 3 saat sohbet. Öyle bir laf söylüyorlar ki, 'çok önemli' diyoruz. Hala siyasi itibarını koruyan bir sürü kişiyle görüşüyoruz. ALTAYLI: Sizin bu hareketi başlatırken sanki yol arkadaşınız gibi görünen eski AK Partili dar bir grup var. Beşir Atalay, Sadullah Ergin var. Sadullah Bey en tartışmak istediğim birisi. Kendisi Adalet Bakanlığı döneminde FETÖ'cü yapılaşmanın etkin olması bakımından bu işin sorumlusu Sadullah Beymiş görünüyor. Gerçi o gün FETÖ'cü olmak çok normal bir işti. Size kimse bir şey diyemiyor. 'Ali Bey'in hırsızlığı, üç kağıtçılığı, ahlaksızlığı yok' diyor. Sadullah Bey'in bagajını taşımak, sayın Beşir Atalay'ın açılım sürecinin bagajını taşımak biraz ağır gelmeyecek mi? BABACAN: Bizim şu anda siyasi parti kadrosuyla ilgili bir kararımız yok. Biz şu anda sadece Türkiye'nin geleceği için iyi bir hazırlık yapmaya çalışıyoruz. Bilgisi ve tecrübesi olan arkadaşlarımız çok önemli ama bir o kadar da gençlerimizin, kadınlarımızın söz sahibi olacağı kadroyu hedeflememiz gerekiyor. Türkiye'de 82 milyonluk nüfusun siyasi eğilimleri neyse bunun özeti bir kadro oluşturmaya çalışıyoruz. "BİZİM HEDEFİMİZ 2019 SONUNDA PARTİMİZİ KURMAK" BABACAN: AK Parti'de iyi işler yapmış, daha önce AK Parti'nin mutfağında olan başarılı arkadaşlarımız var tabii ki. Beşir Bey, Nihat Bey ve Sadullah Bey'le yakınen çalışıyoruz. Hangi konuda nasıl  davrandıklarını, neye göre karar verdiklerini, olayların içyüzünü biliyoruz. Algılar olabilir ama gerçekler ayrıdır. Dolayısıyla emin olduğumuz, güvendiğimiz arkadaşlarla beraber yol yürürüz. Bizim çekinecek, korkacak bir şeyimiz yok. Emin isek korkmayız, çekinmeyiz. Kadronun tümü ortaya çıkınca görülecek. Bizim gönlümüzden geçen tarih 2019 sonuydu. Merkezindeki tüzel kişiliği kurulacak bir de bunun teşkilatlanma aşaması var. İnsanların ne siyasal görüşlerine, ne etnik ne de dini inançlarını sorguluyoruz. Bire bir 700 kişiyle görüştüm. Ayrıca Ankara'daki ofisimiz çok daha yüksek rakamlarla görüştü. Referansla gelenler var. ALTAYLI: Çok talep var mı? BABACAN: Oldukça fazla katkı sunmak isteyenler var. Ben şahsi web sitemi açtım. alibabacan.com.tr. Burada gönüllü olun bir de bize yazın butonu var. Partinin sitesi çok daha kapsamlı bir şekilde gelecek. Şu ana kadar bize ulaşmak çok kolay değildi. Zor kanallardan ulaşanlara bile vakit bulamadık. "DAVUTOĞLU DAHA ÖNCE BİRLİKTE ÇALIŞMA TEKLİFİNDE BULUNDU?" ALTAYLI: Partinin adı belli oldu mu? Bir isim atıldı ortaya Akıl ve Bilim Partisi diye.  BABACAN: Hayır, birçok yerden isim önerileri geliyor, hatta genç arkadaşlar tasarım bile yapıylor. Kadrolardan sonra ortak ruh ortaya çıktıktan sonro logo ve isim belirlenecek. Biz bugüne kadar daha tek bir il başkanı belirlemedik. Bugüne kadar tek bir kişiye kuruculuk teklif etmedim. 24 başlık, 24 ayrı çalışma grubu oluşturduk. Ocak'tan itibaren projeler geliyor. ALTAYLI: Siz asla kavga etmeyeceksiniz. BABACAN: Sataşma olursa cevabını veririz. İş üretmeye hazırız, laf üreten olacağız. Bakın son 10 gün ney tartışılıyor. Memleketin yakıcı sorunlar var ve bunlar büyüyor. Biz çözüm üretmek için burada olacağız. ALTAYLI: AK Parti'nin içinde yer almış kişilerden sayın Ahmet Davutoğlu. Siz onun kabinesinde yer aldınız. Çalışma arkadışınız. Siyaset lafları çıktığında beraber tatilde fotoğraflandınız. Herkes 'galiba beraber hareket edecekler'. Niye beraber olamadınız sayın Davutoğlu ile?  Yoksa Ahmet Bey'in egosu fazladır biraz. O ego mu sizi rahatsız etti? BABACAN: Ben Dışişleri Bakanı iken Ahmet Bey danışmandı. Defalarca benim heyetimde programlar yaptık. Gelen misafirleri beraber karşıladık. Daha sonra o Başbakan oldu ben Başbakan Yardımcısı oldum. Birbirimizi çok iyi tanıyan insanlarız. Siyasette neyi hedefliyoruz, yöntem, üslup çok önemli. Öncelikle bu işin tamamen kadro hareketi olmasını istiyoruz. Omuz omuza verdik yüzlerce insanla çalışıyoruz. Bu çalışmaların sonucunda ortak kurul oluşacak. Bazı arkadaşlar siyasetin içerisinde yer almak istiyorlarsa karşılıklı mutabakat olursa devam edecekler. Bugüne kadar bir tane il başkanı belirlemedik. Ortak kararla il başkanlarının belirlenmesi lazım. Ahmet Bey daha önce başladı çalışmaya. Belli metod ve önceliklerle başlattı. ALTAYLI: Ahmet Bey size birlikte çalışma teklifinde bulunmuş, doğru mu? BABACAN: Beraber çalışma teklifinde bulundu. İl başkanlarını belirlemişti. Düzenli toplantılar yapıyordu. Önemli olan parti içi demokrasinin işliyor olması. Ortak akılla başlaması. Bütün çalışmalara beyaz sayfalarla başlıyoruz. "GENÇLERLE GÖRÜŞTÜM 'BOĞULMA HİSSİ YAŞIYORUZ' DEDİLER ALTAYLI: Hiçbir ön kabul yok. BABACAN: Ama ilkeler var. Önce insan diyeceğiz mesela. İnsanı merkez almayan hiçbir siyasi hareketin o ülkenin insanlarına menfaati olmaz. İnsan hakları, temel hak ve özgürlükler bir esas. Türkiye'de bugün ciddi ifade özgürlüğü problemi var. Genç arkadaşlarla buluştuk. Türkiye'de üniversite sınavlarında ilk bine giren 10 öğrenciyle oturduk. 'En büyük problem olarak neyi görüyorsunuz'  dedim. Çocuklar boğulma hissi yaşıyoruz, sosyal medyada yorum yapmaktan, like atmaktan korkuyoruz. Yarın işe başvuracağız diyorlar. Bu konular çok önemli. Bunlar ilke ve değerlere iniyor. Bu konularda aynı kafada değilsek zaten çalışamayız. Demokrasiyi öncelemeyen insanlarla çalışamayız.  Şeffaflık, hesap verilebilirlik diyoruz. Bunlar çok temel ilke ve  değerler. Sosyal demokrat olabilir, milliyetçi olabilir, etnik köken, din, mezhep hiç önemli değil. Bu ülkenin vatandaşı olan herkesle çalışırız. ALTAYLI: AK Parti de Alevi çalıştaylardı, Kürt meseleleri çalışmaları vardı. Siz demokrasi, insan hakları, özgürlükler diyorsunuz. Bunlar Avrupa'da aydınlanmadan itibaren ortaya çıkmış değerler. Bu değerler ABD'de aşağı gidiyor, Avrupa'da terör ve göçmenler gerekçesiyle milliyetçilik yükseliyor. Dünyada demode olan bir örneği siz niye öne alıyorsunuz? Değişen bir değerler silsilesine, rüzgara karşı gitmek olmayacak mı bu? BABACAN: 2008-2009 krizinden sonra artık siyasetçiler bir gelecek perspektifi oluşturmamaya başladı. Bu sefer ne yapıyorlar? Korku siyasetine başvuruyorlar.  Amerika'da Meksikalı göçmenlerle, Avrupa'da Müslümanlarla, Türklerle, göçmenlerle korkutuyorsunuz. 'Beni  destekle yoksa daha kötüsü olur' diyorsunuz. Bu ülkeleri geleceğe taşımaz. Uluslararası dostluğa zarar verir bu. Pekçok ülke krizle boğuşurken biz yüzde 10 büyüdük. Küresel kriz bizi etkilemedi. Zamanında reforlarımızı yaptık. "TÜRKİYE'NİN BU KADAR YALNIZ KALMASI ÇOK RİSKLİ BİR ŞEY" BABACAN: Türkiye'de korku siyaseti çaresizlikten geliyor. Yetmiyor üzerine ittifak katıyorsunuz. Sürdürülebilir şeyler değil bunlar. Herşeye rağmen bu ülkenin kamu borcu milli gelire oranla sadece yüzde 32. Bizim önümüzdeki süreçte yapacağımız şey ülkenin güçlü olduğu noktaların zeminine basıp, buradan Türkiye'yi daha iyi yere götürmek. Türkiye'nin en kıymetli insan sermayesi var. Elinizde pırıl pırıl kurumlar, üretmeyi bilen kurumlar var. Bu ülkenin herşeyi var ama gelecek perspektifi yok. ALTAYLI: 2023 vizyonu yok mu? BABACAN: Ondan çok uzaklaştık. ALTAYLI: Dış politikada sorunumuz var, Amerika'da S-400 sorunumuz var. Rusya ile önce uçaklarını  düşürdük sonra S-400 aldık. Kürt meselesi var. Sonra harekat yapıldı, harekatın sonuçları tam istediğimiz gibi oldu mu, olmadı mı? 4,5 milyon ülkemizde yaşayan Suriyeli var. Göçmenler var. Toplumsal bir gerilim yaratıyor bu durum. En önemli sorun dediğinizde önce ekonomi sonra göçmenler çıkıyor. Bu harcamayla 40 tane otomobil fabrikası kurulurdu. Türkiye'nin korkmakta hakkı yok mu? BABACAN: Türkiye'nin siyasi ve toprak bütünlüğü olmazsa olmaz şartlar. Bütün coğrafyamızla ilgili aynı ilkeleri söylüyoruz. Burada önemli olan, eger çözme niyeti varsa, gelecek stratejisi varsa, bunu tek başınıza değil de yanınıza alabileceğiniz bölgesel dostlarla beraber yapabilirseniz çözülemeyecek hiçbir sorunu yok Türkiye'nin. Sadece zaman alır. Dış politikada işi en çok zorlaştıran ülkenin yanında, sağında, solunda samimi destek verecek hiçbir ülkenin olmaması. Uluslararası hukuk karşısında yüzde 100 haklı olduğunuz durumda dahi en haklı olmamıza rağmen haksız duruma düşürebiliyorlar maalesef. Doğu Akdeniz'deki duruma bakın, böyle bir şey kabul edilebilir. Ne yapıp edip Türkiye'nin güvenirliliğini inşa etmek gerekiyor. Bunu da evrensel hukuk bazında yapmak gerekiyor. "ÖZGÜVENİMİZ YERİNDEYSE KORKACAĞIMIZ HİÇBİR ŞEY YOK" BABACAN: Bir zamanlar övünüyorduk, 'Türkiye'nin konuşamayacağı hiçbir ülke yok' diye. Biz bölgede sınırların anlamsızlaştırılmasını istiyoruz diyorduk. Türkiye bölgede ekonomik olarak en güçlü ülkesi. Bölgenin en büyük ekonomisi sınırların anlamsızlaştırdığınızda poziflik üreten, demokrasi yaratan, barış üreten bir şekilde akmalı. Türkiye bir rol model, ilham kaynağı olabilir. Başka ülkelerin iç dinamiklerini değiştirme diye yaparsanız sonuç alınmaz. Bizim bölge için hala vizyonumuz o.  Acıların tecrübesiyle Avrupa Birliği kurulmuş. Ticaret rahatlasın, insanlar rahat hareket etsin denmiş. AB bugün en büyük barış projesidir. Daha sonra siyasi birliğe dönüyor. AB refah, barış üreten bir bölge haline geliyor. Etnik farklılıklarını, mezhep farklılıklarını kaşırsınız, kısa vadede destek de sağlarsınız ama uzun vadede bir şey olmaz. ALTAYLI: Sizin kafanızda Esad'la, Sisi'yle kavga etmek yok. Daha barışçıl bir dış politika mı? BABACAN: Bütün politikaları ekipler olarak çalışıyoruz. Dış politika, göç, güvenlik çalışma grubumuz var. İlke olarak biz ihtilafların diyalog yoluyla çözümden yana projemiz var. ALTAYLI: Esad'la görüşür müsünüz? BABACAN: Bunların hepsinin üzerinde çalışılıyor. Bugün Suriye'nin içinde bulunduğu gerçekler ne? Yeni gerçeklere göre naıl bir Suriye hayal ediyoruz. Nasıl bir Ortadoğu bakışımız var. İlke ve prensip olarak söylüyorum. Türkiye'nin özgüveni yerindeyse korkacak hiçbir şey yok. Yeter ki kendi içimde demokrasiyi işletelim, özgürlüklerimizi rahat yaşatalım. Geçmişte ülkeler Türkiye'ye 'yararlı ortak' diye bakıyordu. ALTAYLI: Türkiye hangi ittifakta varolmalı. Artık Türkiye'nin Batılı değerleri asla paylaşmadığını siyasi, askeri ve ekonomik olarak söylüyorlar. Türkiye Çin, Rusya, İran bloğunda diyen ABD'deki think thanklar var. Size göre Türkiye doğu mu yoksa batıda mı olmalı? BABACAN: Şu anda Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası anlaşmalara, ittifak sistemine baktığımız zaman uzun süren müzakerelerle elde edilmiş kazanımlar. Öncelikle bu kazanımların kıymetin bilmek lazım. Bunun stratejik sebepleri vardır. Ama şöyle bir gerçek var ki, son dönemde NATO'da ayrışma var. Avrupa kendi güvenlik konseptini yeniden ele alması gerektiğini düşünüyor. İngiltere Brexit sürecinde. AB'nin kuzeyi ve güneyi birbirinden uzaklaşıyor. Bizim içinde bulunduğumuz ittifaklarda gevşeme var. Bu iş ileride farklı düzene doğru gidebilir. Dolayısıyla Türkiye buna da hazırlıklı olması lazım. Rusya artık niteliği değişmiş bir ülke haline geldi. Çin bir süre sonra dünyanın en büyük ekonomisi olacak. Bunun siyasi, güvenlik sorunları olacak. Bizim kendi işbirliği çerçevelerimizi yeniden düşünmemiz gerekiyor. Türkiye'nin Rusya, Çin'le ilişkilerin bozulması için fazla bir sebep yok. Filistin meselesi ilk defa sahipsiz kaldı. Türkiye o kadar kendi iç meseleleriyle meşgul ki, o tarafa bir şey yapamıyor. Dış politikada itibar ve güvenin verdiği sözün gücü var. O etki kalmayınca ölçülebilir güce düşüyorsunuz. Ekonomik ve askeri güçler. Türkiye için pekçok konuda yeniden bir sil baştan yapma zamanı geldi. "BEN ÇIKRIKÇILAR YOKUŞUNDA BÜYÜMÜŞ BİRİSİYİM" ALTAYLI: İttifak seçiminde neye dikkat etmeliyiz? BABACAN: Farklı perspektifler var. Hangi ülke ya da ülkelerde insana bireye olarak daha çok kıymet veriliyorsa bizim değerler ve ilkeler bazında o ülkelerle daha iyi anlaşılıyor olmamız lazım. Mesele ortak çıkarlarsa apayrı bir alandır. Monarşi olan bir ülkeyle Türkiye ortak çıkar çerçevesinde çalışabilir. Gerçek anlamda birliktelik, kader ortaklığı ilkeler ve değerler bazında örtüştüğümüz ülkelerle olabilir. ALTAYLI: Ali Babacan biraz da Abdullah Gül'ün etkisiyle Batı finans çevrelerinin adamı diyorlar. Uluslararası finans çevreleri Ali Babacan'ın Türkiye'nin başına geçmesini istiyor diyorlar. BABACAN: 2002-2007 arası hem Hazine'den hem de AB'den sorumlu bakandım. Dışişleri Bakanlığı  döneminde dünyanın her yeriyle ilişkili olmak durumundayım. 202 tane Dışişleri Bakanı geldi ziyaret etti biz. Daha sonra küresel kriz çıktı. Ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcısı oldum. Yatırımcılarla, finans kurumlarıyla ilişkili olmaktan daha doğal bir şey yok. Bunlar boş iddialar. Konu ekonomisiyse, ben Ankara Çıkrıkçılar Yokuşu'nda büyüdüm. Buradaki problem şu yerlilik ve millilik kılıfı altında Türkiye'yi içe kapatma, içe kapanmış ülkeyi daha kolay yönetme ise biz bu anlayışta olmayız. Türkiye ancak dışa açık bir ülke olursa, yatırımcıların tercih yeri olursa böyle kalkınır. Dış ilişkilerde olan  problemi farklı gerekçelerle anlatmak kabul edilecek işler değil. Konu millilik ve miliyetçilik ise bu ülkeye en çok kazandıran ne ise onun peşinde olmamız lazım. "ŞU ANDA İŞSİZLİK YÜZDE 27,4, İLK DEFA BU ORANI GÖRDÜK" ALTAYLI: Ali Babacan Bakan iken dünyada para bolluğu vardı. Türkiye'ye para giriyordu deniyor. Ali Babacan bugün gelse para pul bulamaz deniliyor. BABACAN: Amerikan Merkez Bankası 2002'ye göre dünyaya 4 kat fazla para vermiş. 2002'ye göre bugün  Avrupa Merkez bankası piyasalara 6 misli daha fazla para vermiştir. Eksi faiz ne demek, 100 TL borçlanıyorsunuz yerine 98 TL ödüyorsunuz. Şu anda Türkiye'de yaşadığımız varlık içinde yokluk bir durum. Eksi faizle borçlanıldığı durumda Türkiye maalesef çok yüksek faizlerle borçlanıyor.  Avusturya 100 yıl vadeli borçlandı yüzde 1.1'le. Likitidenin çok bol olduğu dönemdeyiz şu anda. Şu anda Türkiye'ye gelip giden çok yatırımcı var. Nerede fırsat olabilir diye arayış içindeler. Uzun vadeli yatırım için gelmiyor, çünkü hukuki güvenlik ve gelecek perspektifi gerekiyor. Uzun vadeli yatırım gelmeyince işsizlik artıyor. Şu anda yüzde 27,4, istatistik tutulduğundan bu yana ilk defa bu rakamları gördük. Her alanda yeni bir Türkiye geleceği çalışıyoruz. Şu anda böyle bir çalışma başka bir yerde yok. Şu anda yaptığımız memleketin en büyük ihtiyacı. "SEÇİM ZAMANI GÜNDEME GELMEK ÇOK ANLAMSIZ OLACAKTI" ALTAYLI: Reza Zarrab, Halkbankası ve İran'la ilişkiler Türkiye'nin ABD ile başını ağrıtan konular. Siz o dönemde bakandınız değil mi? BABACAN: Uluslararası anlaşmalar gereği bir ortak bağlayıcı karar alınırsa uyarsınız. Bizim o zamanki tutumumuz, eğer İran'la ilgili BM kararı ise Türkiye buna uyar. Ama Amerika'nın kendi içinde bir karara bizim uymamız sözkonusu olamaz. Ama ülke iş yaparken kendi risklerini hesaplaması gerekir. Halkbankası devletin de ortaklığı bulunan bir banka. Herhalde devlet ortağını yalnız bırakmaz. ALTAYLI: Herkes sizden çok hızlı hareket bekliyordu. Siz hareketi yavaşlatınca şöyle bir dedikodu sardı piyasaya, 'Babacan ekonomik kriz bekliyor, kurtarıcı olarak çıkmak istiyor, kriz olmazsa Babacan çıkmaz' dendi. Nedir Türkiye'nin durumu? BABACAN: Biz yeni çalışma başlatma kararını Şubat sonunda aldık. Seçim kampanyasının ortasında bunu anlatmak doğru  değil. Seçimin doğal süreci bitsin, arkasından AK Parti'den ayrılırım yeni çalışma başlatırmak hedefimizdi. Ama seçimler 31 Mart'ta da bitmedi. Siyasi tansiyonun düşmesi daha uygun olur diye  düşündüm açıkçası. Biz istişarelere devam ettik. Partiden ayrılmam, ilan etmemiz Temmuz ve Ağustos ayında olmuş oldu. "FETÖ'NÜN HAK ETTİĞİ EN AĞIR CEZALARI ALMASI LAZIM" ALTAYLI: FETÖ'ye nasıl bakıyor Babacan hareketi? FETÖ size göre terör örgütü müdür? BABACAN: Bu ülkede darbe teşebbüsüne kalkışan bir örgüt olarak kesinlikle en ağır yaptırımlarla karşılaşması gereken örgüt. Hak ettiği en ağır cezayı bulması lazım, lamı cimi yok. Bu işi planlayanlar, ele başları kim hak ediyorsa. ALTAYLI: Siyasi ayağı dahil... BABACAN: Siyasi ayağı da dahil elbette. Bu süreçte, FETÖ ile mücadele sürecinde maalesef ciddi mağduriyetler var. Bununla ilgili strateji, çözüm lazım. Aynı insanlar farklı mahkemede farklı sonuçlarla başbaşa kalabiliyor. Burada adaleti mutlaka tesis etmek lazım. Bu konuyla ilgili kurallar neyse çok açık belirlenmesi, istisnasız uygulanması lazım. Eger siz evrensel hukuk ilkeleri dışında bir uygulama yaparsanız, yargılama yaparsanız, hangi konuda olursa olsun bu mutlaka ileride karşınıza çıkıyor. Burada çok daha adil, insanların güven duyacağı, adalet konusunda tatmin olacağı bakış açısına ihtiyaç var. ALTAYLI: Yeni akım nedir size göre? BABACAN: Gençlerde sağ, sol, liberal, muhafazakar çok farketmiyor. Onlar iyi gelecek, iyi bir eğitim istiyor. Biz bunu gençlerle beraber inşa edeceğiz. Her çalışma grubumuzda gençler var. Temsil açısından gençler ve kadınlar en yüksek yüzdede her alanda olacaklardır. Çünkü nesil 5 senede değişiyor. Gençlerimizin özellikle başka ülkede hayat kurma eğilimi var maalesef. Bir başka ülkede gelecek aramaları var, çok üzülüyo "ARKADAŞLARIMIZIN ÇOĞU DÜZGÜN PARLAMENTER SİSTEMİN YANINDA" ALTAYLI: Deniyor ki, gerek sayın Babacan gerek sayın Davutoğlu, AK Parti'nin bittiğinin farkındalar, dolayısıyla AK Parti sonrası için hazırlık içerisindeler, aslında AK Parti'nin devamı olacaklar yönünde.... BABACAN: AK Parti'den geliyoruz. Kurulduğu günkü genel şartlar ve iklimle bugünkü iklim çok farklı. O gün 28 Şubat iklimi ve bir de 2001 krizi vardır. O koalisyon partilerin yönetim krizine girdiği ortamda doğmuştur. İmam hatip, başörtü yasaklarının egemen olduğu, özgürlükler konusunda ciddi sıkıntıların olduğu bir dönemde kurulmuştur. Bugün artık böyle konuları yok. Geriye dönüş de yok. Türkiye'nin bugün genel anlamda ifade özgürlüğü, adalet sorunu ve yakan ekonomik sorunu var. Bu özgürlük, adalet, ekonomi gibi pekçok sorunun çözülmesi için çalışmak. Bugünün ihtiyacı bu. Biz sadece bir kesimin değil her kesimin özgürlük sorununu çözmek için uğraşacağız. Ekonomi bugün herkesin cebini yakıyor. Onların çözümü için çalışacağız. ALTAYLI: Siz Cumhurbaşkanı olsanız, ben yine bu soruları size rahatça sorabilecek miyim? BABACAN: Tabii ki soracaksınız. Biz seçimden sonra nasıl bir düzene geçilmesi gerekeni söyleyeceğiz. Çalıştığımız arkadaşların ekseriyeti düzgün bir parlamenter sistem. Öncelikle güçler ayrılığı. İkincisi denge kontrol mekanizmalarıdır. Yüzde 90'ın üzerinde Meclis var bir de 50+1 var. Eskiden Meclis'ten bütçe geçmese hükümet düşerdi. Şimdi öyle bir şey yok. Meclis gücünü kaybetmiş durumda. Meclis'i bir istişare organı olarak görmek lazım. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Problemleri konuşacaksınız, tartışacaksınız ki çözüme başlayın. ALTAYLI: Parlamentonun işlevsiz kaldığını, güçlü bir parlamentoya ihtiyaç olduğunu düşünüyorsunuz? BABACAN: Kesinlikle, farklı isimler olabilir. Sistemin tam merkezinde olan bir parlamento, demokrasinin parlamento yoluyla iyi işletilmesi. Demokrasi seçimden seçime değil, yaşayan bir süreçtir. "O TROLLER KUTUPLAŞTIRMANIN, AYRIŞTIRMANIN ARACIDIR" BABACAN: İnsan hakları oylamaya tabi tutulmaz, o hak tanınır. Devletin görevi bir kişi dahi olsa onun hakkını teslim etmek, korumaktır. 50+1'den hareket ederseniz toplumda kutuplaşmaya sebep olur. ALTAYLI: Siz Avrupa'da anılmayan değerleri, demokrasiyi savunuyorsunuz. Toplumda karşılığı var mı? BABACAN: Üniversiteye, çarşıya pazara gidin, bir sorun var mı? Troller kutuplaştırmanın, ayrıştırmanın araçları. Onlar doğal akan şeyler değil. Bu toplumda birlikte yaşama iradesi ve arzusu çok kuvvetli. Yeter ki siyaset ötekileştirmesin. Siyaset gelecek vaadedemeyince desteğin yolu korkuda, karşı düşmanı üretmekte arıyor. Türkiye'nin yeniden ümit ve gelecek siyasetine dönmek istiyor. Avrupa'nın nüfusu yaşlanıyor, korkuları var, göç korkuları var. Türkiye yeniden demokrasiyi ihya edebilir, özgürlükler ülkesi olabilir. Biz o dönemleri yaşadık, kaç tane Avrupalı Türk vatandaşı olmak istedi. 'Türk pasaportu her kapıyı açıyor' deniliyordu. Burası dünya için ilham kaynağı olabilir. Bu ülkenin böyle bir potansiyeli var. Trendler ne olursa olsun biz bunları ideallerimiz için yapacağız. Bu dönemsel bir tercih değil. Bunlar bizim hayat ideali. Bunun yolu başlangıçta kadroyu çok sesli yapabilmek. ALTAYLI: AK Parti başlangıçta öyle değil miydi? BABACAN: O biraz tartışılabilir. Biz istiyoruz ki ilk tuğlayı koyan herkes olsun. Kadrodaki herkes ister sosyal demokrat ister farklı görüş olsun. ALTAYLI: Ev sahibi İslamcılar diğerleri kiracı gibi olmasın diyorsunuz. BABACAN: Kesinlikle öyle bir şey yok. Venedek komisyonunu baz alıyoruz. Parti tüzüğünü öyle hazırlıyoruz. Hepsini taradık. "TERÖRLE MÜCADELENİN SİYASET VE DİPLOMASI BOYUTU VAR" BABACAN: Hatta bunun için Siyasal Partiler Yasası'nı değiştirmek lazım. Parti programımızda yasanın nasıl olması gerektiğini, idealini ortaya koyacağız. ALTAYLI: AK Parti Alevi meselesinde çok da iyi çalışmadı. Bürokraside Alevileri çok öne çıkarmadı. İkincisi Kürt meselesi, bir yanda terör var. Hele bir de Suriye'de devlet kurma noktasına gelmiş terör varken, barışçıl çözümler el yakıyor. Siz ne yapacaksınız?  BABACAN: Herkes bu ülkenin eşit vatandaşı. Hiç kimsenin başkasına üstünlüğü yok. Burada mutabık kalmamız lazım. Öncelikle Alevi vatandaşlarımız kendilerini nasıl tanımlıyorsa devletin ona saygı duyması. Devletin görevi onu dönüştürmeye çalışmak değil herkesin inandığı gibi yaşamasını garanti etmek. Kürt vatandaşlarımızın sorunu biraz daha farklı. Tarihi niteliği var. Bu ülkenin asli unsuru. Bu topraklarda beraber savaşarak, mücadeleyle korunmuş topraklar. Bunu unutmamamız lazım. Ortak bir Türkiye geleceği tasavvuru ile birliği ve bütünlüğü sağlayabiliriz. Temel haklar ve özgürlükler konusunda net ve açık tutum. Bu haksa pazarlık unsuru yapamazsınız.  Öbür türlü terör örgütü 'ben bu silahlı mücadeleyi vermesem siz bu hakları elde edemezsiniz' diyor. Terörle mücadele sadece silahlı mücadele değildir, siyasi ve diplomasi enstrümanı vardır. Terör örgütü bugün anakronizmdir. Bugünün şartlarda böyle bir
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
Hakim ve savcıların “Hero” tartışması
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Muğla'da FETÖ sanığı Gökhan Güçlü’nün darbe duruşmasına beyaz tişörtünün üzerinde 'kahraman' anlamına gelen İngilizce “Hero” yazısıyla gelmesi tartışma yarattı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen askerlerin yargılandığı davada FETÖ sanığı Gökhan Güçlü’nün giydiği “Hero” yazılı tişört yargıyı da karıştırdı
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
Tescilli FETÖ cü tanık ben sanık koltuğunda
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Ancak bizler FETÖ’cü suçlamasıyla hapsedilmişken, Bekir Bozdağ görevinin değiştirilesine karar verildiği geçen haftaya kadar Adalet Bakanı sıfatıyla Hakim-Savcılar Kurulu’nun başındaki kişi olarak, kendisi tarafından ataması yapılan yargı mensuplarının teşkilattan ihraçlarını yönetiyordu" dedi. Bunların arasında FETÖ'yü öven tek bir yazı yok. Gazetecilik yaşamım boyunca ne FETÖ'yü ne de başka bir terör örgütünü öven tek satır yazı yazmadım. Ne FETÖ ile ne de başka bir dinci cemaat veya tarikat ile hiçbir ilişkim olmadı, olamaz da. “GÜLERCE TANIK, BENSE SANIK KOLTUĞUNDA OTURUYORUM” Kara savunmasını şöyle sürdürdü: "FETÖ'yü tanımam. FETÖ ile çekilmiş bir fotoğrafım yok. Yıllarca FETÖ'yü öve öve bitiremeyen, onu yere göğe sığdıramayanlar, ona 'Hocaefendi Hazretleri' derlerdi. FETÖ'ye 25 yıl boyunca hizmet eden, ondan maaş alan Hüseyin Gülerce gibi insanların FETÖ'ye güvenmesini, örgütün güçlenmesini, yaygınlaşmasını sağlamadım. Ne benim ne ailemin boğazından FETÖ'nün tek bir kuruşu geçmedi. Tescilli FETÖ'cü Hüseyin Gülerce tanık, bense burada sanık koltuğunda oturuyorum. FETÖ'cü olarak bilinen hiçbir kurumla ilişkim yok. İddianamede FETÖ ya da herhangi bir terör örgütüyle ilişkim olduğuna dair tek bir kanıt yok. ” “15 TEMMUZ’UN TAŞLARINI DÖŞEYENLER CUMHURİYETÇİLER DEĞİLDİ” Kara savunmasında "AKP ile FETÖ'cülerin yakınlığını Türkiye'de bilmeyen var mı? Bu yakınlık, devletin, ordunun, emniyetin, yargının, eğitim kurumlarının, üniversitelerin bu çetenin eline geçmesinin en önemli anahtarı olmadı mı?” diye sorduktan sonra şunları söyledi: “FETÖ'ye her türlü desteği verenler, 15 Temmuz'un taşlarını döşeyenler Cumhuriyetçiler değildi. Türkiye'de FETÖ ile en çok mücadele eden gazete Cumhuriyet'tir. 40 yıldır FETÖ ile mücadele etmektedir. Hem de FETÖ'cülükle suçlanıyorlar. Dün FETÖ'cüler Cumhuriyetçileri Ergenekonculukla suçlayıp hapse attılar. Bugünse Cumhuriyetçiler FETÖ'cü diye suçlanıyorlar ve yine hapisteler.      Kıdemli Hakim “FETÖ dışında DHKP-C ve PKK ile ilgili olarak bir savunma yapacak mısınız?” sorusunu yöneltti.        Hakkında FETÖ’den soruşturma bulunan dört kişiyle iletişimim olduğunu belirtilmiş
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
Meral Akşener, Doğu Perinçek'in "Gladyonun kraliçesi" sözlerini duyunca ne yanıt verdi
Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Bugünkü o yürüyüş içinde PKK ve FETÖ'nün yanında kol kola yer alması da Akşener'in bir Gladio kraliçesi olduğunun göstergesidir” ifadelerini kullanmıştı. FETÖ’nün kumpas davalarına soktuğu söz konusu sahte şemada Ergenekoncu gösterilen kişiler arasında Perinçek’in yanı sıra Meral Akşener de var
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
Muhalif vekillerin karşısına öyle bir engel çıktı ki...
Provocation to hostility, discrimination, and violence
15 Temmuz’da FETÖ’cü darbecilerin bombaladığı Meclis ciddi hasar görmüştü
26-07-2017
Odatv
Odatv  
 
Çeşme'de FETÖ gözaltıları
Provocation to hostility, discrimination, and violence
İzmir Çeşme'de FETÖ üyesi oldukları ve "ByLock" kullandıkları ileri sürülen, 2'si Deniz Hudut Kapısı'ndan yurt dışına çıkmak isterken, 4'ü de yol kontrolleri sırasında yakalanan 6 kişi, gözaltına alındı. ise 24 Temmuz tarihinde, FETÖ üyesi oldukları ve kriptolu haberleşme programı "ByLock" kullandıkları iddiasıyla gözaltına alındı. Öte yandan 14 Haziran tarihinden bu yana 24 saat süreyle Alaçatı ve Çeşme otoyol gişelerinde kontrollerini sürdüren Çeşme Emniyet Müdürlüğü ekipleri, FETÖ üyesi oldukları ve "ByLock" kullandıkları gerekçesiyle 23 Temmuz tarihinde P. 19 Temmuz'da Alaçatı Mahallesi Çamlık Yol'da yol kontrolü yapan polis, yine FETÖ üyesi olduğu ve "ByLock" kullandığı ileri sürelen B
26-07-2017
İnternet Haber
İnternet Haber  
 
Memur alımında yeni dönem sistem sil baştan!
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Hükümetin, hain FETÖ terör örgütünün devlet kadrolarına sızmasını önlemek için aldığı tedbirler kapsamında devlet kadrolarına girecek tüm adayların aynı sisteme tabi olması planlanıyor. Özellikle FETÖ bu yolla elemanlarını kamuya sokabiliyordu