Provocation to hostility, discrimination, and violence
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Kurulunun, 61 sayfalık gerekçesinde, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kuruluşu, yapısı, finans kaynakları, amacı, sosyo-kültürel ve zihinsel özellikleri ile paralel devlet kurma çabalarına yer verildi. Örgütün, yönetim modeli, hiyerarşik yapısı, istihbarat ağı, haberleşme yöntemleri, eğitim alanının da anlatıldığı gerekçede, Milli Güvenlik Kurulunun FETÖ/PDY'ye ilişkin değerlendirmelerine de vurgu yapıldı. Gerekçede, FETÖ/PDY'nin yaklaşık yarım asırdır Türkiye'nin sosyo-politik gündeminde sözde dini referanslar üzerinden kendisine toplumsal ve kamusal bir varlık ve meşruiyet zemini inşa eden bir örgüt olduğu belirtildi. FETÖ/PDY'ye üyelik için dindar, inançlı veya Müslüman olma şartı aranmadığı, örgüt içerisinde her türlü suça bulaşmış, alkol müptelası, kumarbaz, hırsız, tefeci, rüşvetçi kişilerin de bulunduğu belirtildi. Örgütün haberleşme ağına ilişkin tespitlerin de bulunduğu gerekçede, FETÖ/PDY için en önemli haberleşme aracının mobil telefonlar olduğu, bu telefonlarda kullanılan hatların genelde bir başkası adına ya da örgüt kontrolündeki kurum veya kuruluşlar adına kaydedildiği ve abone bilgilerinden gerçek kullanıcısına ulaşılamadığı anlatıldı. Gerekçede, FETÖ/PDY'nin yargı ayağındaki yapılanması ve gerçekleştirdiği faaliyetlere ilişkin bilgilere de yer verilerek, şu tespit yapıldı:"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargı erki içerisinde, hiyerarşik şekilde örgütlenen ve alternatif olarak faaliyet gösteren, kendinden olmayan herkesi, özellikle de örgütün kişisel çıkar ve menfaatlerine hizmet etmeyen kişileri düşman addeden, örgüte boyun eğmeyen veya farklı düşünen kişileri hedef haline getirerek yargı kararları ile emniyet operasyonlarına konu eden, istihbarat toplayan, operasyon kararları alan, emniyet ve yargı üzerinden toplanan istihbarata göre örgütün üst düzey yöneticilerinin verdiği kararları icra eden, basın ve yayın üzerinden linç girişimi gerçekleştiren, topluma yönelik algıyı yöneten, örgütte yer alanları kahramanlaştıran, unutturma sürecini tekrarlayan, suç faili veya masum olduğuna bakılmaksızın birçok kişiyi yargı eliyle mağdur eden, çözümü mümkün olmayan abartılı, gerçeklerin gizlendiği, kasıtlı, taraflı ve delilsiz davalar açan, hukuki temelden yoksun bu davalarla da Türkiye'nin mafya ve terörle mücadele ettiği algısı yaratan örgüt mensuplarının yargı içerisinde cemaat cuntası şeklinde paralel bir yargı gücü oluşturdukları görülmüştür