Provocation to hostility, discrimination, and violence
15 Temmuz'dan hemen sonraki haftalarda, Hollanda'da FETÖ bağlantılı Ahmet Taşkan'ın “Hollanda Diyanet camilerindeki imamlar Erdoğan'ın ve Türkiye'nin ajanlarıdır” hezeyanı ve ithamıyla başlayıp akabinde imamların Türkiye'den finanse edilmesinin engellenmesine dair kanun tasarısının parlamentoda (Tweede Kamer) kabul edilip senatoya sunulmasıyla devam eden suçlamalar, giderek Avrupa geneline yayılan bir eğilim haline geldi. Ayrıca Türkiye'nin özellikle FETÖ mensuplarının iadesi yönündeki talepleri karşısında elini güçlendirme amacı da göz ardı edilmemeli. Zira haklarında Türkiye'de dava açılan FETÖ mensubu bazı isimlerin Türkiye'ye iade edilmesi talebine Almanya'dan olumlu bir yanıt gelmiş değil. Özellikle son olarak zikredilen konularda, FETÖ ve benzeri 'devşirmelerin' bu tür partilere ve politikacılara el altından bilgi aktardığı da söylenebilir. Burada da somut anlamda hedefe konulan kurum Diyanet ve imamları olmaktadır ki, aslında Türkiye ve Diyanet aleyhine esas casusluğu FETÖ ve birtakım 'devşirmeler' yapmaktadır. Bu anlamda, 11 Eylül'den sonra Batı'da İslamofobi yükselirken “İslâm'ın teşvik edilmesi gereken yüzü” olarak sunulan imamlara yönelik casusluk ithamlarının başat aktörlerinden olan FETÖ, bu devşirmelerin post-modern dönemdeki en önemli örneklerinden olsa gerek. Bunun 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki süreçle yakın ilgisi açıktır: Türkiye'den kaçan FETÖ mensuplarının önemli bir kısmının, Diyanet imamlarına yönelik bu tür algı operasyonlarının yapıldığı ülkelerde ikamet ediyor olmaları tesadüf olmasa gerek. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın ifade ettiği üzere, Türkiye aleyhine faaliyet gösteren PKK, DHKP-C ve FETÖ gibi örgütlerin mensupları hakkında kılını kıpırdatmayan Alman makamlarının, Diyanet imamlarına yönelik (sözü edilen örgütlerce yapılan) ithamları soruşturmaya dönüştürerek evlerini araması oldukça manidardır. Zira Türkiye ve dolayısıyla Diyanet'in bu vizyonu, Avrupa'nın Müslümanlar arasından yeni DEAŞ'lar ve FETÖ'ler ortaya çıkmasına netice olarak yol açan bazı politikalarına, oryantalist amaçlarına önemli bir engel olsa gerek. Ayrıca imamların itibarsızlaştırılması girişimlerine karşı çıkması ve DİTİB'in Türkleri ve Müslümanları FETÖ ve DEAŞ gibi örgütlerin yanlış dini telakkilerinden korumaya yönelik fonksiyonuna işaret etmesi de özellikle not edilmelidir. Başbakan Yıldırım'ın son Almanya ziyareti, meselenin bu minvalde ele alındığı ve FETÖ'nün iki ülkenin pek çok alandaki önemli çıkarlarını baltalamasına izin verilmemesi yönünde mutabakata varılmış olabileceği yönünde umut veriyor