Provocation to hostility, discrimination, and violence
” dizeleriyle görünür kıldığımız asil ve mütevazı duyuşlara, duruşlara ne oldu?Evet ne oldu? Bu duyuş ve duruşların üzerinden buldozer gibi geçen FETÖ vakıfları gözümüze halen batadururken, BİSAV’a ne oldu ki daha geniş kitleye, daha büyük imkanlarla hizmet etme illetine tutularak, asıl misyonu gereği Müslümanca kaygılarla kendisine verileni, hak edene eriştirmekle yetinmeyip, ille devletten alarak büyümeyi, daha çok büyümeyi, en büyük büyük olmayı seçti? Devlet ve onu temsilen iktidar verdiğini alınca, yeni bir vermeye de yatkınlık göstermeyince, kimler tarafından hedef tahtasına kondu, kimler BİSAV’la birlikte bu krize, -Mağriplilerden özür dileyerek söyleyelim- mal bulmuş mağribi gibi sarıldılar?Konuyla ilgili haberlerde, tahriklerde, falancanın “Kurucuları arasında olduğu Bilim ve Sanat Vakfı’na” klişesinin kullanılmasını aynı zamanda sorduğumuz sorular cihetinden sağlam bir adres tespiti olarak aldığımızda, geriye söylenecek fazla bir söz kalmamaktadır