Provocation to hostility, discrimination, and violence
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi üzerinden tam iki yıl geçti. Hain darbe girişiminin dünyanın en gelişmiş ülkelerinin ekonomilerini bile sarsabilecek etkide olduğunun altını çizen Bahçıvan, "Halkımız gibi ekonomimiz de üreticisinden tüketicisine kadar her kesimden gelen destekle darbeye karşı büyük bir direnç göstermiştir. Eğer hükümetimizin, halkımızın ve ekonomiye büyük güç veren özel sektörümüzün bu ferasetli yaklaşımı olmasa, hain darbe girişiminin ekonomik etkileri bu kadar kısa sürede püskürtülemezdi. Avdagiç, şunları kaydetti:"TMSF önemli bir rol üstlenerek FETÖ şirketlerini kayyumlar vasıtasıyla yönetiyor. Birincisi FETÖ'nün finansmanına ilişkin kaynaklar kontrol altına alınmış oluyor. Bu şekilde FETÖ dahil her türlü tehdidin önüne geçebiliriz. Kaan, "FETÖ mensupları ve onların yurt dışındaki destekçileri tarafından yürütülen Türkiye ekonomisi üzerine negatif algı kampanyasının da etkileri göz önüne alındığında, darbe girişiminin maliyetinin daha da arttığını görüyoruz. 15 Temmuz’dan bu yana FETÖ'nün ekonomik ayağıyla mücadelede çok önemli aşamalar kat edildiğini belirten Kaan, kayyum atanan şirketlerin akıbeti göz önüne alındığında bunun daha iyi görüldüğünü söyledi. Bu bağlamda, FETÖ’nün tüm finansal kaynaklarının tasfiye edilmesine ve bu kaynakların ekonomik devamlılığının sağlanmasına ilişkin çalışmaların sürmesi gerektiğini düşünüyoruz. İstikrarlı ve büyüyen Türkiye ekonomisinin, darbe girşiminin hemen sonrasında gerekli refleksi verdiğini ifade eden Cesur, "FETÖ’nün elindeki sermaye, doğru yönlere kanalize edilerek emin ellere emanet edildi. FETÖ'nün çok sinsi bir yapı olduğunu dile getiren Cesur, FETÖ'nün yurt dışı bağlantılarıyla organize bir şekilde hareket ettiğini belirterek, örgütün maddi kaynaklarının kurutulmasının mücadelenin en temel adımlarından biri olduğunu vurguladı. Cesur, "FETÖ'nün finansman musluklarının kesilmesi bu örgütün mali yapısına ciddi bir darbe olmuştur