Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ/PDY terör örgütünün yönlendirmesi ve talimatları doğrultusunda "İzmir'deki Askeri Casusluk" olarak bilinen davaya ilişkin soruşturma sürecinde taraflı ve kasıtlı olarak usulsüzlükler yapıldığı, davanın şüphelilerini kamuoyunda itibarsızlaştırarak devlet bürokrasisinden ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nden tasfiyesinin amaçlandığı iddialar üzerine, bu soruşturmaya sürecine yönelik müfettişlerce inceleme yapılarak rapor hazırlandı. Evrakta, FETÖ/PDY'nin askeriye, emniyet içindeki yapılanması ve kaynak sağlanmasına ilişkin de bilgilere yer verildi. Örgütün istişare toplantılarında, Gezi odaklı olayların başlamasıyla hükümet aleyhine propaganda yapıldığı, devlet büyüklerine hakaret edildiği, dershanelerin kapatılması sürecinde ise yakında ortalığın karışacağı, ekonominin bozulacağı, kaos ortamının hakim olacağı, cemaatin üzerine çok gelineceği yönünde konuşmalar yapılarak tedbir artırma yönünde talimatlar verildiği aktarılan evrakta, FETÖ/PDY terör örgütünün menfaatlerine hizmet etmek üzere oluşturduğu yapıyı harekete geçirerek Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirmeyi ve yönetimini ele geçirmeyi amaçladığı kaydedildi. FETÖ/PDY terör örgütünün, örgüte eleman kazandırma faaliyetlerine muhafazakar yapıdaki ailelerin ilkokul çağlarındaki çocuklarından başladığı aktarılan evrakta, bu çerçevede dini duygularını istismar edebileceklerini düşündükleri öğrencilere, örgütün yönetici kadrosunda bulunan ve abi olarak adlandırılan öğretmen pozisyonundaki örgüt mensupları tarafından özel dersler verildiği belirtildi. "Okul komutanından, takım komutanına kadar FETÖ/PDY terör örgütüne mensup kişilerin bulunduğu, komuta kademesindekilerin cemaat ile ilişkisi olan örgenciler hakkında bilgi sahibi oldukları ve örgütten olmayan ya da örgütten ayrılmayı düşünen öğrencilere baskı, yıldırma ve duygusal anlamda istismar politikası uyguladıkları, örgütten ayrılanların da askeri okullardan kendi rızaları ile ayrılmalarını sağladıkları bildirildiği evrakta, şu bilgilere yer verildi:"Bu şekilde TSK içerisinde yapılanan FETÖ/PDY terör örgütü yöneticilerinin, örgütün amacı doğrultusunda tasfiyesini planladıkları TSK mensuplarıyla ilgili, sözde ele geçirildiği/sızdırıldığı bildirilen belgeler ve ihbarlarla ilgili gerçek dışı rapor düzenledikleri, personeli fişledikleri ve sonunda TSK komuta kademesinin değişmesini, işlerliğini yitirmesini ve ele geçirilmesini hedefledikleri anlaşılmaktadır. "Evrakın sonuç bölümünde ise soruşturma kapsamında sürdürülen araştırmalar, alınan müşteki ifadeleri, bilgi edinme ifadeleri, TÜBİTAK tarafından düzenlenen inceleme raporu, adli soruşturma ve eş zamanlı yürütülen önleme dinlemesi kararları bütüncül olarak değerlendirildiği kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:"Kamuoyunda 'İzmir fuhuş ve askeri casusluk' olarak bilinen soruşturmanın, FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarınca soruşturma öncesi yapılan usulsüz dinlemeler ile bir hazırlık evresinden geçtikten sonra, usulsüz dinlemelerin sonlandırıldığı gün menşesi ve kullanıcısı tespit edilemeyen bir elektronik mail hesabından gönderilen ihbar ile başlatıldığı, bu mail içeriğinde ismi bulunmayan N. Evrakın bu bölümünde, alınan arama kararları sonrası yakalama yapılmaksızın ikametlerde hard disklerin bulunduğu izleniminin yaratıldığı, elde edilen delillerin bütünlüğünü ve hukuki zemini sağlamak adına gerekli tedbirlerin alınmadığı, hatta üzerinde bulunan parmak izlerinin yok edilmesi amacıyla delillerin elden ele dolaştırıldığı, gizliliği bulunmayan evrakların gizli belge kapsamında değerlendirilmesinin sağlandığı, arşiv oluşturma ve muhafaza göreviyle ilgili önlemlerin alınmayarak söz konusu belgelerin FETÖ/PDY terör örgütü eliyle hard disklere yüklenmesine zemin hazırlandığı değerlendirilerek, "İzmir askeri casusluk soruşturmasının FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarınca soruşturmanın öncesinde, başında, devamında ve sonunda birçok usulsüzlük gerçekleştirilmek suretiyle yürütüldüğü, böylelikle örgütün amacı doğrultusunda TSK ve devlet bürokrasisini itibarsızlaştırarak tasfiye etmeye yönelik bir girişim olduğu anlaşılmaktadır" ifadeleri yer aldı. İzmir merkezli 18 ilde "Paralel Devlet Yapılanması"na yönelik operasyon kapsamında aralarında merkez valileri, mülkiye müfettişi, emniyet müdürü ve polislerin de bulunduğu 57 kişi hakkında gözaltı kararı çıkartılmıştı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, zanlıların, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması"nın (FETÖ/PDY) yönlendirmesi ve talimatları doğrultusunda, "İzmir Askeri Casusluk Davası" olarak bilinen davaya ilişkin soruşturma sürecinde, taraflı ve kasıtlı usulsüzlükler yaptıkları, bu davanın şüphelilerinin kamuoyunda itibarsızlaştırılarak devlet bürokrasisinden ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden tasfiyesini amaçladıkları yönündeki iddialar üzerine gözaltına alındıkları bildirilmişti