Provocation to hostility, discrimination, and violence
Sanıklardan Meryem Bağcı'nın Ankara'daki evinde ele geçirildiği iddia edilen hard disk ile kendi evindeki hard diskte aynı erkeğin DNA'sına rastlandığına dikkati çeken Başbuğ, DNA'nın kime ait olduğunun ortaya çıkarılması için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduğunu, bu kapsamda başta Fetullah Gülen olmak üzere Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması operasyonlarında tutuklanan, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan ya da yurt dışına kaçan bütün polis, savcı ve hakimlerden DNA örneği alınmasını ve bu örnekle karşılaştırılmasını talep ettiğini anlattı. Bilirkişi heyetinin raporunda, dijital deliller üzerinde, el konulan tarihten sonra ekleme, çıkartma ve üzerinde değişiklik yapma işlemlerinin tespit edildiğini, Adli Tıp Kurumunun incelemesinde de Meryem Bağcı ve kendi evindeki aramada el konulan hard disklerde aynı erkeğe ait DNA örneklerine rastlandığını hatırlatan Coşkun Başbuğ, şunları kaydetti:"Delillerde tespit edilen kimliği belirsiz DNA profilinin son zamanlarda 'paralelci' diye tanımlanan FETÖ'ye ait polis, savcı, hakimlerden birinin DNA profiliyle uyumlu çıkacağına kanaatim tamdır. Davaya konu tüm delillerin FETÖ tarafından sahte olarak üretildiği, üretilen sahte delillerin hedef seçilen kişilerin evine ya da iş yerine kasıtlı konduğu, tüm delillerin hukuka aykırı işleme tabi tutulduğu, dijital delillerle el konulduktan sonra silme, değiştirme, ekleme yapılarak oynandığı, tüm bu hukuk dışı eylemlerin başta şahsım ve tüm sanıkların davanın başından beri haykırdığı gibi FETÖ tarafından dış güçler adına devleti ele geçirmek ve mevcut iktidara darbe yapmak üzere yapıldığı net olarak anlaşılmaktadır