Provocation to hostility, discrimination, and violence
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yıllarca dini maske olarak kullanıp, terör faaliyetlerine "himmet" adı altında para topladı. Hadis-i şerifler, Kur'an-ı Kerim'den ayetlerin yanı sıra cenneti vadedecek ve Hazreti Muhammed'in adını kullanacak kadar ileri giden FETÖ mensupları, böylece kirli faaliyetlerini gerçekleştirecek finansmanı, kişilerin manevi değerleri üzerinden din istismarcılığı yaparak sağladı. Türkiye'nin en büyük ve kanlı darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ mensupları, dine hizmet ettiği gerekçesiyle kendisini meşrulaştırarak, çalışmalarını büyük bir gizlilikle yürüttü. FETÖ'ye yönelik soruşturmalar kapsamında okullarında eğitim gören öğrencilerin ve sohbete katılanların ifadeleri de örgütün kirli çıkarlarına dini ne denli alet ettiğini gözler önüne serdi. FETÖ'nün yurtiçi ve yurtdışı yapılanmaları, yürütülen soruşturmalarla bir bir çökertilirken, kurduğu dershane, okul ve yurt gibi kurumlarla çok sayıda insanı ağına düşüren örgütün, finans desteği sağlamak için köyleri dahi gezerek, insanların milli ve manevi değerlerini sömürdüğü, bu yolla yardım topladığı ortaya çıktı. "İl, eyalet ve bölge imamı" olarak koordine olan FETÖ mensuplarına örgüte kaynak sağlamak için çeşitli bölgeler tayin edilmiş, bu kişiler her ayın sonunda bağlı oldukları bölgelerde "himmet" toplantıları yaparak, alınan kararlara göre faaliyetlerini gerçekleştiriyordu. Toplantılarda, mütevelli heyetine girenlere de içinde tespih, takke ve cübbenin bulunduğu çeşitli hediyeler takdim eden FETÖ mensupları, en çok yardım toplayan mütevelli üyesine ise Fetullah Gülen'in bizzat üzerinde namaz kıldığını belirttikleri seccadeyi hediye olarak sunmayı vadediyordu. Gençleri hedef alan FETÖ'nün bir mensubu, Erzurum'daki bir kolejde yapılan sohbete katılan ve doğu illerinden gelen 60'a yakın öğrenciye, Fetullah Gülen ile bizzat görüştüğünü belirterek, "Hz. Fetullah Gülen'in ABD'de bulunmasına da Gülen'in burayı "Müslümanlaştırmak" için kaldığı kılıfını bulan FETÖ'cülerden bir sohbet hocasının, "Fetullah Gülen'in cehennemin kapısının önünde durup kendi cemaatine iğne ucu kadar yardım etmiş kişilerin cehenneme girmesine izin vermeyerek, cennete alacağını" söyleyecek kadar ileri gitmesi, din istismarcılığının boyutunu gözler önüne serdi. Tarihinde ilk kez olağanüstü toplanan Din Şurası'nın sonuç bildirgesinde, FETÖ/PDY'nin açık bir din istismarı hareketi olduğu vurgulanarak, FETÖ/PDY'nin, gizli ve karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mübah gören, dini ve dini duyguları istismar eden, milletin zekatını, sadakasını, kurbanını çalan, evladını elinden alan, dinin temel değerlerini ve kavramlarını tahrif ve tahrip eden, gayri İslami ve gayri ahlaki tutum ve davranışlarla fitne, fesat, yalan ve desiselerle kendine insan ve imkan devşiren, devletin tüm organlarına sızarak, milletin geleceğini ipotek altına almaya çalışan ve son darbe girişimiyle millet tarafından suçüstü yakalanan bir örgüt olduğu belirtildi. FETÖ/PDY'nin liderine atfedilen "din alimi" ya da "hocaefendi" sıfatlarının İslam ile bağdaştırılamayacağı belirtilen bildirgede, "FETÖ/PDY sahte bir mehdi hareketidir" tanımlaması yapıldı