Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ ABD'deki faaliyetlerini bilen çok sayıda kişi, aslında FETÖ'nün kendisini "gerçekte olduğundan etkili" göstermek için çabaladığını, bunu yaparken ABD siyasetinde önemli yeri olan bağış sistemi ve lobiciliği kullandığını belirtiyor. FETÖ'nün Türkiye'deki darbe girişiminden sonra gözler, örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in 1999'dan bu yana yaşadığı ABD'ye çevrildi. Bazı Amerikalı siyasetçilerle yakın ilişki içinde oldukları iddia edilen, özellikle bağışlarla ve siyasetçiler için düzenledikleri usulsüz seyahatlerle gündeme gelen FETÖ mensuplarının, ABD'de yönetim ve siyaset içinde etkili oldukları iddia edilse de örgütü tanıyan çok sayıda kişi bunun tam anlamıyla doğru olmadığı görüşünü savunuyor. Murat Güzel, FETÖ'nün ABD'deki siyasi sistemi suistimal ettiğini, eğitim ve kültürel faaliyetlerinin dışında siyasete bulaştığını, bunun için de Türkiye'den gelen finans desteğini kullandığını söyledi. " diyen Güzel, FETÖ'nün bu çalışmaları hedef belirleyerek yaptığını ifade etti ve şunları dile getirdi:"Amerika'da bunların harcadığı paraların toplamına bakıldığında Amerikan siyasetçileri üzerinde belli bir etkisi tabii ki var ama oluşturulan algıdaki kadar ciddi düzeyde değil. "FETÖ'nün ABD'deki sistemde etkili olamayacağını belirten Güzel, "Bunların etki gücü sanıldığı kadar büyük değil. Murat Güzel, FETÖ mensuplarının Türkiye'nin aleyhine çalışmalar içinde olduğunu da ifade ederek "ABD'de konuştuğum bütün politikacılar Gülencilerin sürekli Türkiye'yi kötülediklerinden bahsediyorlar. Güzel, ABD'de Türkiye algısının sorunlu olduğunu, FETÖ'nün bunu kullanarak ABD siyasetinde etkili olmaya çalıştığını, bu algının düzeltilmesi gerektiğini vurgulayarak "Bundan dolayı Türkiye zarar görüyor. FETÖ mensuplarının ABD'deki eyaletlerin birçoğunda yerel siyasetçilerle de ilişki içinde olduğunu kaydeden Murat Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü:"ABD'deki eyaletlerden gelen Kongre üyeleriyle ilişkileri var. "ABD'de çoğu 2000'li yılların başında kurulmuş birçok sivil toplum kuruluşunun yanı sıra sayıları 150'yi bulan sözleşmeli (charter) okullardan oluşan bir ağa sahip olduğu ifade edilen FETÖ, bu okullara Amerikan devletinin her yıl yaptığı milyonlarca dolarlık ödemenin kullanımında usulsüzlük, yolsuzluk ve ihalelerde yasal ihlaller yapıldığı gerekçesiyle bazı eyaletlerde mercek altına alınmış durumda. Örgüte bağlı kuruluşların şeffaf olmaması son yıllarda FETÖ'ye yönelik şüpheleri de arttırdı. Daha önce ABD Kongresi'nin çok sayıda üyesi için, yaklaşık yarısı Türkiye'ye olmak üzere 300'e yakın seyahat düzenleyen FETÖ, bu geziler nedeniyle de ABD'de eleştiri oklarının hedefi oldu. ABD medyası da son dönemde FETÖ'nün usulsüzlüklerini konu alan haberler yapıyor. Haberde, bu tür bağışlarda bulunan onlarca kişinin, FETÖ ile bağlantıları bulunduğu ve mütevazı gelire sahip olan, bağış yaptığı aday hakkında neredeyse hiç bilgisi bulunmayan ya da yeri tespit edilemeyenlerden oluştuğu belirtilmişti. FETÖ'nün bağış yaptığı siyasetçilerden biri de New Hampshire Senatörü Kelly Ayotte. Usulsüzlükler, yolsuzluklar, dolandırıcılık gibi konularla gündeme gelen ve şeffaf olmamakla eleştirilen FETÖ, ABD'deki imajını kuvvetlendirmek ve etki alanını genişletmek için bağışların yanı sıra lobi faaliyetlerine ağırlık veriyor. FETÖ'nün son olarak bu amaçla ABD Kongresi'nde kendi adına lobi faaliyetlerinde bulunması için Washington'daki en etkili lobi şirketlerinden Podesta Group ile anlaştığı ortaya çıktı. ABD'de FETÖ'ye bağlı faaliyet yürüten kuruluşların çatı örgütü olan Alliance for Shared Values (Ortak Değerler için İttifak), Obama yönetimine ve şu andaki anketlere göre de kasım ayındaki seçimlerde ABD'nin yeni başkanı olması beklenen Hillary Clinton'a yakınlığıyla bilinen Podesta Group'a geçen aylarda Kongre'de lobi yapması için yetki verdi. Ayrıca kayıt belgesinde FETÖ'nün çatı kuruluşu AfSV yabancı kuruluş (foreign entity) olarak gösterilmedi