Attack on rights and dignity (cursing, insulting, humiliating)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Türkiye’nin gözbebeği ASELSAN… Türk Silahlı Kuvvetlerinin haberleşme cihaz ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 1975 yılında kuruldu… Teknolojik olarak devlerle yarışır hale gelince de üst üste cinayetler yaşanmaya başladı bu güzide kurumumuzda… 4’ü intihar biri de kaza olmak üzere 5 ASELSAN mühendisi şüpheli bir şekilde hayata veda etti… Bu cinayetlerle ilgili araştırmalar ve soruşturmalar yapıldı, bazıları hakkında da araştırma, soruşturmalar ise hâlâ sürüyor… Toplanan tüm bilgi ve belgeler FETÖ’yü işaret ediyor… Aşağıda tarihleriyle birlikte verdiğim ASELSAN cinayetlerinin ardında FETÖ bağlantısını hem devlet kurumları açıkladı hem de cinayete kurban gidenlerin aileleri… Onun için ‘ASELSAN cinayetleri’ni “unutma ve unutturma” diyerek böyle bir yazı yazma ihtiyacı hissettim… Tarih 7 Ağustos 2006… ASELSAN’da çok önemli projelerde imzası bulunan ODTÜ mezunu 31 yaşındaki makine mühendisi Hüseyin Başbilen, Pursaklar-Ayancık yolunda bir aracın içinde ölü bulundu. Tarih: 4 Şubat 2013… ASELSAN’da 15 yıldır çalışan ve çok önemli projelerde imzası bulunan ODTÜ’lü Hakan Öksüz de, Ankara’da geçirdiği bir trafik kazasında şaibeli bir şekilde hayatını kaybetti… ASELSAN, EMPERYALİSTLERİ VE FETÖ’CÜLERİ RAHATSIZ ETTİ… Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat eski Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, ASELSAN’daki şüpheli ölümlere dair bir yazı kaleme almış ve özetle şunları yazmıştı: “‘Bağımsız Türkiye Konseptinde’ stratejik öneme sahip, yerli savunma sistemlerimizin dışa bağımlılıktan kurtarılması ve millileştirilmesi adına “Türk Savunma Sanayii’nin ‘son yıllarda yaptığı büyük atılımla, birçok alanda başarılı projeleri hayata geçirmeye devam etmesi, küresel emperyalist güçleri ve Türkiye’deki uzantılarını (FETÖ) rahatsız etmişti. ” FETÖ hem ihanet çetesi hem de cinayet şebekesi Fetullahçı Terör Örgütü’nün cinayetleri ne yazmakla biter ne de saymakla. Bu ihanet çetesi dün de ‘cinayet şebekesi’ gibi çalıştı bugün de… Kendisi gibi olmayanlara hayat hakkı tanımayan katiller sürüsü en son katliamını 15 Temmuz’da yaptı… 250 insanımızı, üniforma giymiş teröristleriyle F-16’larla hiç acımadan şehit ederken binlerce insanımızı da yaraladı… Şimdi de firar ettiği ülkelerde Türkiye düşmanı faşistlerle, Nazilerle, ırkçılarla birlikte ‘hayır’ kampanyasına destek için çalışıyor… Zaten bu ihanet ve cinayet şebekesinden başka bir şey beklemek mümkün mü?… KANDİL HAYIR’CI, FETÖ HAYIR’CI, İMRALI HAYIR’CI… Anayasa referandumu çalışmalarına başladığı günden beri Cumhurbaşkanımız Erdoğan, hep şunu söyledi ve söylemeye de devam ediyor: “Kandil, ‘Hayır’ diyor. Başka doğru söze ne hacet… SEÇTİKLERİNLE BERABER OLMAK İSTİYORSAN… Son söz; Peygamberimiz (sav) “Kişi sevdiğiyle beraberdir” buyuruyor… Bizler de ‘Sevdiklerimizle birlikte olmak istiyoruz’ diyenlerin şer cephesinin yanında ne işi olabilir ki… 16 Nisan; Haç ile Hilal’in, hak ile batılın mücadelesidir… 16 Nisan; başta haçlı Avrupa olmak üzere, hoca kılıklı bir şarlatana bağlı Haşhaşi mankurtlarını, vatan hainlerini, bilumum terör örgütlerini ‘Evet’lesandığa gömme günüdür… ‘Tek Bayrak, Tek Millet, Tek Vatan, Tek Devlet ‘ için 16 Nisan’da tüm gücümüzle ‘Evet’ diyoruz… ‘2071’ için güçlü bir ‘evet’ şart!. Birincisi; yıllardır bu ülkenin kalkınması için gecesini gündüzüne katmış, milletin dertleriyle hemhal olmuş, ağlayanla ağlamış, gülenle gülmüş, şehitlerin ailelerine taziyede bulunmuş, gerektiğinde gitmiş mezarı başında Kur’an okumuş, sevdiklerini ‘Allah rızası için sevmiş’ ve milletten kendisini de ‘Allah rızası için sevmelerini’ istemiş Cumhurbaşkanımız var Allah’a şükür… O Cumhurbaşkanı 14 Temmuz’u 15 Temmuz’a bağlayan gece saat yaklaşık 03:30 sularında Atatürk Hava Limanı’na inmiş ve milleti de hain FETÖ’cülerin darbe girişimine karşı sokaklara davet etmiş… İşte o eli öpülesi millet onun bir tek çağrısı ile oluk oluk sokaklara akmış ve ‘Pensilvanya’daki şarlatanın üniformalı teröristlerine dar etmiştir bu ülkeyi… …Ve 250 şehit, 2 binden fazla gazi… Diğer yanda ise; FETÖ hainlerinin gazetelerinde “Türkiye’de darbe olursa tankın üzerine ben çıkarım” diyen ancak 15 Temmuz hain darbe girişiminin yapıldığı saat 23:15 sularında VIP’ten kaçarak soluğu Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde alan tabir yerindeyse ‘sıvışan’ ve o hain darbe girişimine de ‘kontrollü darbe’ diyen ve girdiği tüm seçimleri kaybeden, kasetle oturduğu başkanlık koltuğunu bir türlü terk etmeyen Kılıçdaroğlu… Allah korusun FETÖ darbesi gerçekleşmiş olsaydı Kılıçdaroğlu, onların tankının üstüne çıkacaktı millete karşı… 16 Nisan bir seçim değil… 16 Nisan’da Türkiye’nin geleceği oylanacak. Türkiye’yi 2071’e taşımak için başta CHP’ye, HDP’ye, PKK’ya, FETÖ ve bilumum terör örgütlerine bir tokat daha vurmaya hazır mısınız?