Provocation to hostility, discrimination, and violence
ve bağlı bulunduğu diğer şirketlerin, himmet adı altında toplanmış paraları, altın üretiminden kazanmış gibi göstererek, farklı isimler adı altında kurdukları paravan şirketler adına, çalıştıkları bankalar üzerinden kara para akladıkları, bunları, liderliğini Fetullah Gülen’in yaptığı FETÖ/PDY terör örgütüne aktarılmasını sağladıkları” ifade edildi. Kararda, şöyle denildi:“Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce düzenlenen inceleme raporu, bilirkişi heyetince düzenlenen rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, FETÖ yöneticisi olmak suçundan şüpheli olan Hamdi Akın İpek’in yöneticisi ve ortağı olduğu isimleri belirtilen şirketler aracılığı ile FETÖ tarafından toplanan himmet paralarını, şirketlerinin yasal faaliyetlerinden elde edilmiş paralar gibi göstererek akladığı, şirketlerinin kazançlarından örgüte finansal kaynak sağladığı, hizmet adı altında ihtiyacı olan kişi ve kurumlara bağış yaparak, eğitim kurumları aracılığı ile eğitim ve burs vererek FETÖ’ye eleman kazandırdığı, yazılı ve görsel medya organları aracılığıyla FETÖ’ye yönelik olarak yürütülen tüm adli soruşturmaların siyasi ve algı operasyonu olduğu yönünde haberler yaptırılarak, FETÖ mensuplarını suçtan kurtarmaya çalıştığı anlaşılmış olup, şirket yönetimlerinin mevcut hali ile devam etmesi halinde, belirtilen suçların şirketlerin faaliyetleri çerçevesinde işlenmeye devam edeceği hususunda kuvvetli şüphenin bulunması ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için FETÖ yöneticisi olmak suçundan şüpheli olan Hamdi Akın İpek’in yöneticisi ve ortağı olduğu, diğer şüphelilerin ise yönetici kadrosunda çalıştıkları, belirtilen şirketlere, belirlenecek kişilerin yönetim kurulu yetkilerine sahip olacak şekilde CMK 133/1 maddesi gereğince kayyum tayin edilmelerine karar verilmesi kamu adına talep edilmiştir. Sulh Ceza Hakimi Yunus Süer’in kararında, liderliğini Fetullah Gülen’in yaptığı FETÖ/PDY terör örgütü soruşturmasında, belirtilen holding ve şirketlere ilişkin, Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce düzenlenen inceleme raporu ve Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporundaki tespitler anımsatıldı. Kararda, “Bu büyüklükte ve yoğunlukta devletimizin yapısına yönelik hükümeti yıkmaya, değiştirmeye, görevlerini yapmaya engel olmaya çalıştığı iddia edilen FETÖ/PDY adı altındaki böyle bir örgütün faaliyetlerine katılan, yardım eden olduğu raporlarla belirtilen şirketlere sadece denetim yönünden kayyum atanması, bu suçların işlenmesine engel olamayacağı gibi delillerin toplanması ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması yönünden yetersiz kalacaktır” denilerek, “Bu sebeplerle şirketlere, yönetim organının yetkilerinin tümü ile devredildiği kayyum tayini zorunlu görülmüştür” görüşüne yer verildi