Provocation to hostility, discrimination, and violence
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu, 13'ü firari 76 sanığın yargılandığı davaya savcılıkça sunulan esas hakkındaki mütalaada, FETÖ mensubu olan eski kamu görevlileri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar'ın cinayetten önce bilgilerinin olduğu ancak FETÖ'nün amaçları doğrultusunda Dink cinayetinin gerçekleşmesinin bekledikleri kaydedildi. Cinayet üzerinden FETÖ'nün bir planı da mütalaada şöyle anlatıldı:"Sanık Ramazan Akyürek'in Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığındaki bir kısım kamu görevlilerinin Hrant Dink cinayetindeki sorumluluklarını örtmek, cinayetin sorumluluğunu İstanbul Emniyet Müdürlüğünün üzerine yıkarak FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensubu polislerin İstanbul Emniyeti içinde yapılanmalarını sağlayarak planlanan Ergenekon ve devamı operasyonları başlatabilmek için mülkiye başmüfettişi sanık Şükrü Yıldız ile birlikte hareket ettiği, bilirkişi Levent Yarımel'e cinayetin çözümü konusunda istenen Erhan Tuncel ile yapılan buluşmalara konu F/3 ve F/4 raporlarını ile log kayıtlarını vermemiştir. 2014 ve 2015 yıllarında iki kez ifadesi alınan Ogün Samast'ın beyanlarında; "Erhan Tuncel'i, Yasin Hayal'i cinayetten 6 gün önce Ramazan Akyürek ve Fuat müdür arkamızda, hatta İstanbul Emniyet Amiri bile, sırtımız sağlam dediğini duyduğu, bu konuyu Yasin Hayal'e daha sonra sorduğunda Yasin Hayal'in kendisine aynı şeyleri söyleyerek sırtımız sağlam dediğini, cinayeti işlemek amacıyla Trabzon'dan İstanbul'a geleceği gün Yasin Hayal'in kendisine "Trabzon'da yakalanmayacaksın, seni Samsun'da alacaklar yoksa Ramazan müdür açığa çıkar" dediği anlatılan mütalaada, FETÖ'nün cinayete ilişkin planları şu şekilde anlatıldı:"Yapılması planlanan Ergenekon ve devamında yapılacak operasyonların önünde engel olarak görülen ve bu operasyonların merkezi olarak düşünülen İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne Ali Fuat Yılmazer'in atanmasını sağlamak için İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in, Hrant Dink cinayetinden 6 gün önce Ankara'ya istihbarat Daire Başkanlığı'na çağırılarak kendisinden İstanbul'u terk etmesi istenmiş. Ahmet İlhan Güler ve Celalettin Cerrah'ın direnmesi nedeniyle amaç bu aşamada gerçekleşememiş ise de Hrant Dink cinayetinden sonra, sanık Ahmet İlhan Güler, 15 Şubat 2006 tarih ve 09 Nolu F/4 raporunun 17 Şubat 2006 tarihli üst yazısına, F/4 raporundaki kesin öldürme bilgisi İstanbul'la paylaşılmış gibi düşülen şerh ve Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden gereği için İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gönderilen eksik istihbarat bilgisi içeren 17 Şubat 2006 tarihli yazının etkisiyle, Dink cinayetinin önlenmesi konusunda kusurlu ve sorumlu bulunarak yürütülen idari soruşturma sırasında Mülkiye Müfettişlerinin talebi üzerine açığa alınmış yaklaşık 1 ay kadar sonra sanık Ali Fuat Yılmazer'in İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne ataması yapılarak FETÖ'nün İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde yapılanması sağlanmıştır. ""Evrakları ve raporları yok etmişler"Mütalaada, sanık Akyürek hakkında örgüt içerisinde "A5" (FETÖ/PDY terör örgütü ve liderine mensubiyeti, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede olan kişi) olduğu tespit edildiği, Bylock kullanıcısı olduğu vurgulanarak, "Sanık Ramazan Akyürek, Erhan Tuncel'in yardımcı istihbarat elemanı olarak angaje edildiği tarihten, Hrant Dink cinayetinin gerçekleştiği 19 ocak 2007 tarihine kadar Yasin Hayal'in elebaşı olduğu suç örgütünce geliştirilen Dink cinayeti tasarısı ve cinayeti işleyecek tetikçiler hakkında bilgi sahibi olan kamu görevlisi olduğu ancak yöneticisi olduğu FETÖ'nün amaçları doğrultusunda; Ergenekon Balyoz gibi soruşturmaları başlatmayı amaç edinen örgütün bu anaçla, amaç suçun gerçekleştirilmesi için Dink cinayetinin araç suç niteliğinde olduğu ve sanıklar Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar ile cinayetin gerçekleşmesinin bekledikleri" kaydedildi. Mütalaada, sanık Ramazan Akyürek'in Dink'in öldürüleceğine ilişkin bilgileri hem Trabzon İl Emniyet Müdürü olduğu dönemde hem de Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde bilmesine karşın, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün amaçları doğrultusunda cinayetin işlenmesine mani olmadığı vurgulanarak, diğer kurumları haberdar etmediği ve Dink'in can güvenliği için harekete geçirmediği, bu amaçla cinayet sonrasında müşterek kurumlara ve kurumların yöneticilerine bilgi paylaşımı ve aktarımı yapmayarak, FETÖ'nün amaçları doğrultusunda "Tasarlayarak bir kişiyi ( Hrant Dink ) Kasten Öldürmeye İştirak", "Resmi Belgede Sahtecilik", "Resmi Belgenin Yok Edilmesi ve Gizlenmesi", ve "Görevi Kötüye Kullanma" suçlarını işlediği belirtildi