159,923 Publications 10,927 Intolerance 3,088 Attack on rights and dignity 159,835 Provocation to hostility 685 Provocation for genocide 149,781 News 10,125 Column Articles 917,048 Hate Fueled Writings

Hate Crime > Provocation to hostility, discrimination, and violence

159,835 found, 150860 - 150880 showing
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Fenerbahçe Monaco maçı özeti ve golleri izle - Geniş özet
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Karşılaşmayı izleyen Fenerbahçeli taraftarlar, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine tepki gösterdi
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Erzurum'da iki şehidin ailelerine ev hediye edildi - Erzurum haberleri
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Erzurum haberleri - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz gecesi darbe girişimi sırasında Ankara Gölbaşı'nda şehit düşen Erzurumlu Yakup Sürücü ve Murat Ellik'in ailelerine Yakutiye Belediyesince ev armağan edildi. Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, gazetecilere yaptığı açıklamada, 15 Temmuz gecesi FETÖ'nün milli iradeye karşı bir kalkışma harekatı yaptığını anımsattı
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
'Yeni yatırımlar hızla artacak'
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Etkinlikler kapsamında gerçekleştirilen Kale Seramik Granit Fabrika açılışı ve temel atma töreninde konuşan Özlü, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sonrası 16 Temmuz sabahında hayatı normale döndürdüklerini, bugün gerçekleştirilen törenin de bunun bir göstergesi olduğunu belirtti
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
'Türkiye bir hukuk devletidir'
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ mensuplarının kendi Meclisini bombalayacak ve halkına ateş açacak kadar 'cinnet' halinde olduğunu ifade eden Tüfenkci, "Bu örgüte inananlar, Fethullah Gülen'i yarı tanrı kabul ediyorlar
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Dünya devi Türkiye'den tedariki artıracak
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Açıklamada görüşlerine yer verilen Tuerling, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türkiye'deki darbe girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmelerin, hedeflerini aksatmayacağını vurguladı
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
'Darbe girişiminin ekonomiye etkisi sınırlı kaldı'
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ'nün darbe girişimine en büyük cevabı milletin verdiğini belirten Elvan, "Bu hain darbe girişimi püskürtülmüştür, inşallah önümüzdeki günler Türkiye için çok daha parlak olacaktır. Elvan, kamudaki görevden uzaklaştırmalara da değinerek, "Bürokraside, ekonomi yönetiminde özellikle FETÖ'nün birtakım uzantıları söz konusu, bunların temizlenmesi sağlanacak, çok daha rahat ve dinamik bir yapıya kavuşturacağız
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Bursa iş dünyasına 100 milyon liralık dev kaynak
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Terör örgütü FETÖ'ye ve şer odaklarına karşı gereken en güçlü cevabın, iradesi uğruna canını hiçe sayan kahraman vatan evlatları tarafından verildiğini belirten Burkay, Bursa iş dünyası olarak demokrasinin güçlenmesi adına devletin ve milletin yanında olduklarını dile getirdi
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Azerbaycan Yatırımını 20 milyar dolara çıkarıyor
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Azerbaycan Ekonomi Bakanı Şahin Mustafayev, Türkiye'de yaşanan FETÖ darbe girişiminden tüm Azerbaycan halkının rahatsız olduğunu bildirdi
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Yunanistan 8 darbeci askerin iltica mülakatlarını erteledi
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıktan sonra Yunanistan'a kaçan 8 askerin siyasi sığınma taleplerine ilişkin mülakatları, avukatlarının talebi üzerine yaklaşık bir ay ertelendi
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Türkiye'ye yaptırımı Juncker engelledi
Provocation to hostility, discrimination, and violence
AB Komisyonu'nun Türkiye'deki FETÖ'nün hain darbe girişiminin ardından binlerce memurun açığa alınmasına ve gözaltı sürecine karşı Türkiye'ye yaptırım uygulamasını, Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker'in engellediği ileri sürüldü
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Kosova'ya FETÖ notası
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Kosova'nın tirajı yüksek olan gazetelerinden Gazeta Express'in ve aynı zamanda bu gazetenin haber sitesinin genel yayın yönetmeni olan Berat Buzhala'nın 248 kişinin şehit olmasına neden olan FETÖ'cü askerlerin darbe girişimine ithafen "Türkiye'de bulunan Kosovalı tatilcilere çağrımdır, darbecilerin safına katılın" diye attığı twitter mesajı, Kosova ile Türkiye arasında krize neden oldu
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Kılıçlar’ın gölgesinde ‘Sulh’
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ'nün hain darbe kalkışmasının işaretlerinin 5 ay önce örgüt lideri Fetullah Gülen tarafından bizzat verildiği ortaya çıktı. " FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kalkıştığı darbe girişiminin ardından iadesi söz konusu olunca Türkiye'ye gönderilmemek için adeta yalvardı. FETÖ elebaşı Gülen, hayatı boyunca darbelere karşı olduğunu, Türkiye'de son 40 yılda yaşanan darbelerde en çok zararı kendisinin gördüğünü ileri sürdü
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
İnsan hakları örgütleri FETÖ'cü hainlerin yanında
Provocation to hostility, discrimination, and violence
15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye, dünya siyasi tarihinde daha önce örneği yaşanmamış farklı bir darbe girişimi ile karşılaştı. Hem darbe girişimi süreci hem de darbeye karşı duran halkın direnişi, üzerinde yıllarca konuşulacak, tartışılacak ve yazılacak bir tablo ortaya çıkardı. Bu süreci aydınlatmak için, insan hakları ihlallerinin de iyi ve kapsamlı bir şekilde tanımlanması gerekiyor. İşte bu sebeple, darbe girişimi sonrası insan hakları örgütlerinin yayınlayacağı raporları gazetecilik refleksiyle, merakla beklemeye başladık. Çünkü o gece, dünyanın en merkezi konumunda yer alan ve köklü bir demokratik geleneğe sahip olan Türkiye'de siviller, darbe yanlısı askerler tarafından vurulmuş, tankların altında ezilmiş ve helikopterlerden üzerlerine mermiler yağdırılmıştı. Hiç kuşkusuz bunları yapanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilkelerine bağlı, ülkenin birlik ve beraberliğini sağlamakla yükümlü ve demokrasinin bekçisi olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mensupları olamazdı. Bu vahşice girişim, hükümetin açıklamalarında sıklıkla vurguladığı gibi “asker elbisesi içine saklanmış hainler" tarafından gerçekleştirildi ve bu vahşet çok acı kayıplarla sonuçlandı. İnsan hakları örgütleri işte tam da bu noktada, yaşanan mağduriyeti ve sivil halkın canını ortaya koyarak verdiği mücadeleyi, doğru ve güvenilir bir şekilde dünyaya sunma görevini üstlenir. Türkiye kamuoyu da doğal olarak insan hakları örgütlerinden, darbenin kabul edilemez olduğu, seksen milyon insanın en temel haklarının darbeciler tarafından ihlal edildiğine dair raporlar bekliyordu. Ancak Türkiye'de yaşanan darbe girişimiyle ilgili böyle bir süreç yaşanmadı. Aksine, masum insanların mağduriyetini dile getirmek yerine, 'suçluların haklarını savunmak'tan öteye geçemeyen “insan hakları" değerlendirmeleri ile karşılaştık.Dünyanın önde gelen insan hakları örgütlerinden Londra merkezli Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), darbe girişiminden sonraki ilk değerlendirmesini, kendi internet sitesinde 18 Temmuz'da yayımladı. “Türkiye: Darbe sonrası sıkı önlemlerle insan hakları ciddi bir tehlike içinde" başlığıyla yayımlanan değerlendirme, anlaşılmaz bir acelecilikle hazırlanmıştı. Değerlendirme okunduğunda, darbe sonrası tutuklamalardan idam kararı tartışmalarına kadar her şeyin ele alındığı görülüyor. Ancak en önemli nokta unutulmuştu: Darbe girişiminde hayatını kaybeden siviller ve onların yaşadığı hak ihlalleri. Onlardan sadece bir cümle ile bahsedilmiş, ancak o cümlenin sonuna da hemen şu ifade iliştirilmişti: “Öldürülenler içinde, silahsız bir şekilde teslim olmaya çalışırken linç edilen, yetkililer tarafından 'darbe planlayıcılar' olarak tanımlanan 24 kişi de bulunuyor".“Darbe planlayıcılar" kelimelerini tırnak içinde kullanmaları, zaten bu ifadeyi pek de ciddiye almadıklarını ya da şaibeli bulduklarını gösteriyor. Öldürülenlerin içinde iki de kadının olduğu, 15 yaşında bir gencin de katledildiği ya da masum protestolar düzenleyen silahsız insanların Boğaziçi köprüsünde nasıl kurşuna dizildiği değil, 24 “darbecinin" nasıl linç edildiği anlatılıyor.Af Örgütü ilk değerlendirmesinin ardından 20 ve 21 Temmuz'da sitesinde iki yazı daha yayımladı. Bunlardan biri “Olağanüstü hal insan haklarını zayıflatmamalı", diğeri ise “İşkence iddialarına karşı bağımsız gözlemcilerin tutuklulara erişimi sağlanmalı" başlığını taşıyordu. Yine anlamsız bir acelecilikle hazırlanmış olan, bağımsız gözlemcilere dayandığı iddia edilen değerlendirmede, Türkiye'de gözaltındakilere işkence edildiğine dair, Af Örgütü'nün “güvenilir kanıtlar" bulduğu belirtiliyor. Tutukluların avukatları, doktorları ve bir gardiyanla konuştuğunu belirten Af Örgütü, oldukça detaylı bir şekilde, Türkiye'de tutukluların gördüğü muameleyi kendince ortaya koymaya çalışıyor. Değerlendirmede şu ifade yer alıyor: “Ülke çapında genişçe yayınlanan kan dondurucu işkence fotoğrafları ve videolarına rağmen, hükümet çarpıcı bir şekilde, bu istismara sessiz kalmıştır. Bu durumlarda kötü muamele ve işkenceyi kınamamak, onu hoş görmekle eş anlama gelmektedir''.Af Örgütü'nün darbe girişimcilerinin masum, barışçıl sivil halkı nasıl katlettiğine sessiz kalması bir kenara, bu kadar kısa sürede tutukluların işkence gördüğüne dair “güvenilir" bir rapor hazırlamaya çalışması, asıl sorgulanması gereken durum. Ancak Af Örgütü'nün amacının dışına çıkarak darbede hakları ihlal edilen sivilleri savunmak yerine, darbecilerin durumunu sorgulaması, Türk halkı ve hükümetini darbecilere işkence yapmakla suçlaması, asla kabul edilemez bir durum. Bu değerlendirmeler bizler için hiçbir anlam ifade etmiyor. Çünkü kuruluş amaçlarına ve değerlerine aykırı yayıncılık yapan Af Örgütü, öncelikle şu sorulara cevap vermek zorunda: Hayatını kaybetmiş masum insanların hakları, yaşayan suçlularınkinden daha mı değersiz? Katledilmiş kadın ve gençlerin ellerinden alınan yıllar, gerçekleştirilememiş hayaller, geride kalan ailelerin yaşadığı acı ve mağduriyet, onlar açısından hiçbir önem ifade etmiyor mu?
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
İnsan hakları örgütleri FETÖ'cü hainlerin yanında
Provocation to hostility, discrimination, and violence
15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye, dünya siyasi tarihinde daha önce örneği yaşanmamış farklı bir darbe girişimi ile karşılaştı. Hem darbe girişimi süreci hem de darbeye karşı duran halkın direnişi, üzerinde yıllarca konuşulacak, tartışılacak ve yazılacak bir tablo ortaya çıkardı. Bu süreci aydınlatmak için, insan hakları ihlallerinin de iyi ve kapsamlı bir şekilde tanımlanması gerekiyor. İşte bu sebeple, darbe girişimi sonrası insan hakları örgütlerinin yayınlayacağı raporları gazetecilik refleksiyle, merakla beklemeye başladık. Çünkü o gece, dünyanın en merkezi konumunda yer alan ve köklü bir demokratik geleneğe sahip olan Türkiye'de siviller, darbe yanlısı askerler tarafından vurulmuş, tankların altında ezilmiş ve helikopterlerden üzerlerine mermiler yağdırılmıştı. Hiç kuşkusuz bunları yapanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilkelerine bağlı, ülkenin birlik ve beraberliğini sağlamakla yükümlü ve demokrasinin bekçisi olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mensupları olamazdı. Bu vahşice girişim, hükümetin açıklamalarında sıklıkla vurguladığı gibi “asker elbisesi içine saklanmış hainler" tarafından gerçekleştirildi ve bu vahşet çok acı kayıplarla sonuçlandı. İnsan hakları örgütleri işte tam da bu noktada, yaşanan mağduriyeti ve sivil halkın canını ortaya koyarak verdiği mücadeleyi, doğru ve güvenilir bir şekilde dünyaya sunma görevini üstlenir. Türkiye kamuoyu da doğal olarak insan hakları örgütlerinden, darbenin kabul edilemez olduğu, seksen milyon insanın en temel haklarının darbeciler tarafından ihlal edildiğine dair raporlar bekliyordu. Ancak Türkiye'de yaşanan darbe girişimiyle ilgili böyle bir süreç yaşanmadı. Aksine, masum insanların mağduriyetini dile getirmek yerine, 'suçluların haklarını savunmak'tan öteye geçemeyen “insan hakları" değerlendirmeleri ile karşılaştık.Dünyanın önde gelen insan hakları örgütlerinden Londra merkezli Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), darbe girişiminden sonraki ilk değerlendirmesini, kendi internet sitesinde 18 Temmuz'da yayımladı. “Türkiye: Darbe sonrası sıkı önlemlerle insan hakları ciddi bir tehlike içinde" başlığıyla yayımlanan değerlendirme, anlaşılmaz bir acelecilikle hazırlanmıştı. Değerlendirme okunduğunda, darbe sonrası tutuklamalardan idam kararı tartışmalarına kadar her şeyin ele alındığı görülüyor. Ancak en önemli nokta unutulmuştu: Darbe girişiminde hayatını kaybeden siviller ve onların yaşadığı hak ihlalleri. Onlardan sadece bir cümle ile bahsedilmiş, ancak o cümlenin sonuna da hemen şu ifade iliştirilmişti: “Öldürülenler içinde, silahsız bir şekilde teslim olmaya çalışırken linç edilen, yetkililer tarafından 'darbe planlayıcılar' olarak tanımlanan 24 kişi de bulunuyor".“Darbe planlayıcılar" kelimelerini tırnak içinde kullanmaları, zaten bu ifadeyi pek de ciddiye almadıklarını ya da şaibeli bulduklarını gösteriyor. Öldürülenlerin içinde iki de kadının olduğu, 15 yaşında bir gencin de katledildiği ya da masum protestolar düzenleyen silahsız insanların Boğaziçi köprüsünde nasıl kurşuna dizildiği değil, 24 “darbecinin" nasıl linç edildiği anlatılıyor.Af Örgütü ilk değerlendirmesinin ardından 20 ve 21 Temmuz'da sitesinde iki yazı daha yayımladı. Bunlardan biri “Olağanüstü hal insan haklarını zayıflatmamalı", diğeri ise “İşkence iddialarına karşı bağımsız gözlemcilerin tutuklulara erişimi sağlanmalı" başlığını taşıyordu. Yine anlamsız bir acelecilikle hazırlanmış olan, bağımsız gözlemcilere dayandığı iddia edilen değerlendirmede, Türkiye'de gözaltındakilere işkence edildiğine dair, Af Örgütü'nün “güvenilir kanıtlar" bulduğu belirtiliyor. Tutukluların avukatları, doktorları ve bir gardiyanla konuştuğunu belirten Af Örgütü, oldukça detaylı bir şekilde, Türkiye'de tutukluların gördüğü muameleyi kendince ortaya koymaya çalışıyor. Değerlendirmede şu ifade yer alıyor: “Ülke çapında genişçe yayınlanan kan dondurucu işkence fotoğrafları ve videolarına rağmen, hükümet çarpıcı bir şekilde, bu istismara sessiz kalmıştır. Bu durumlarda kötü muamele ve işkenceyi kınamamak, onu hoş görmekle eş anlama gelmektedir''.Af Örgütü'nün darbe girişimcilerinin masum, barışçıl sivil halkı nasıl katlettiğine sessiz kalması bir kenara, bu kadar kısa sürede tutukluların işkence gördüğüne dair “güvenilir" bir rapor hazırlamaya çalışması, asıl sorgulanması gereken durum. Ancak Af Örgütü'nün amacının dışına çıkarak darbede hakları ihlal edilen sivilleri savunmak yerine, darbecilerin durumunu sorgulaması, Türk halkı ve hükümetini darbecilere işkence yapmakla suçlaması, asla kabul edilemez bir durum. Bu değerlendirmeler bizler için hiçbir anlam ifade etmiyor. Çünkü kuruluş amaçlarına ve değerlerine aykırı yayıncılık yapan Af Örgütü, öncelikle şu sorulara cevap vermek zorunda: Hayatını kaybetmiş masum insanların hakları, yaşayan suçlularınkinden daha mı değersiz? Katledilmiş kadın ve gençlerin ellerinden alınan yıllar, gerçekleştirilememiş hayaller, geride kalan ailelerin yaşadığı acı ve mağduriyet, onlar açısından hiçbir önem ifade etmiyor mu?
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
İİT FETÖ'yü terör örgütü ilan etti
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ'yü terör örgütü ilan etti
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
İhanet istasyonu
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Kosova'da, NATO bünyesindeki Türk taburu ile EULEX bünyesindeki polis biriminde önceki yıllarda görev yapan bazı isimlerin “orduya kumpas" ve 15 Temmuz'daki darbe girişiminde rol üstlenmeleri, bu ülkenin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından “rehabilitasyon merkezi" olarak kullanıldığı iddialarını gündeme taşıdı. Balyoz ve Ergenekon süreçlerinde, orduya kurulan kumpasta aktif görev alan bazı emniyet yetkililerinin ödüllendirilmek üzere Kosova'daki polis birimine gönderilmesi, bu kişilerin FETÖ tarafından hem gözden uzaklaştırılması hem de yeni ihanet görevlerine hazırlanması için bu ülkeye gönderildikleri ihtimalini gündeme getirdi. Kosova'dan tanıdığı birçok Türk polisinin de 17-25 Aralık ve orduya kumpas operasyonları kapsamında tutuklandığını televizyon ve gazetelerden öğrendiğini anlatan yetkili, FETÖ'nün asker ve polis içerisindeki yapılanmasında yer alan kişilerin Kosova'yı istasyon olarak kullandığını söyledi. FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminde aktif rol alan bazı üst düzey askerlerin daha önce Kosova ve Bosna Hersek'te görev yapmış olmaları, FETÖ'nün bu iki ülkede daha rahat hareket edebildiğini gösteriyor. Türk yetkili, Kosova ve Arnavutluk'un, bölgede ABD dış politikası dışında adım atabilecek ülkeler olmadığına işaret ederek, FETÖ elebaşının da konumu itibarıyla ABD'nin desteğini aldığı göz önünde bulundurulduğunda, bahse konu ülkelerin de örgütün daha rahat hareket edebildiği yerler olduğunu ifade etti
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
Gülen'in iadesi için imza kampanyası
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Türkiye, bölücü terör örgütü FETÖ lideri Fetullah Gülen'in iade edilmesi beklerken, ABD'de yaşayan Türkler de harekete geçti
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
FETÖ'nün 200 sözde imamı Gülen'e anlık bilgi verdi
Attack on rights and dignity (cursing, insulting, humiliating)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Paralel ihanet şebekesinin 15 temmuz darbe girişiminin perde arkası aralanmaya başladı. İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Trabzon, Diyarbakır'ın da aralarında bulunduğu kritik şehirlerde görevlendirilen sözde imamlar, TSK'daki FETÖ'cü komutanlara darbe talimatı verdi, kalkışmayı yönetti. Erlerin de içinde olduğu askeri birlikleri koordine eden, TSK'daki FETÖ'cülere hedeflerini ve ne yapacakları konusunda talimatlar veren imamlar, darbe öncesi ve 15 Temmuz gecesi gelişmeler konusunda örgüt yöneticileri ve Pensilvanya'daki Fethullah Gülen'e anlık bilgiler verdi. FETÖ'nün Sakarya imamı olan Yrd
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
FETÖ ABD'de yılda 60 bin kişi mezun ediyor
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Türkiye'de 15 Temmuz'daki darbe girişimini organize eden Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), 140 civarındaki sözleşmeli (charter) okul ile ABD'de en yaygın sözleşmeli okul ağlarından birini yönetiyor. ABD'nin Pennsylvania eyaletinde 1999 yılından bu yana ikamet eden FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, ülke genelinde 140 civarında sözleşmeli okulu ve bu okullar vasıtasıyla devletten yılda yaklaşık 500 milyon dolarlık geliri yöneten kişi olarak biliniyor. Amerikan medyasında yer alan haberlerde, FETÖ'nün bu okullar yoluyla ABD yönetiminden yılda 500 milyon dolar kaynak aldığı kaydediliyor. FETÖ'nün okullarıyla ilgili "Killing Ed" belgeseliyle ABD'de ses getiren yönetmen Mark Hall ve aynı konuyla ilgili Huffington Post'ta bir makale kaleme alan Anna Clark, devletin, bu okullardaki öğrenci başına önemli miktarda ödeme yaptığını, yeni açılan okullarla FETÖ'nün ekonomik havuzunun büyüdüğünü vurguladı. Washington Post'ta 20 Temmuz'da Valerie Straus imzasıyla yayımlanan haberde de FETÖ'nün sadece Teksas'taki 46 okulu için ABD hükümetinden senede 250 milyon dolar kaynak sağladığı ifade edildi. Sadece sözleşmeli okulları çerçevesinde bu finansal gelirlere sahip FETÖ'nün, diğer yapılanmalar da eklendiğinde ABD genelinde birkaç milyar dolarlık ekonomik hacme sahip olduğu belirtiliyor. FETÖ'nün yönettiği okullarının bazıları usulsüzlük, haksız kazanç, yolsuzluk, hileli ihale ve evrakta sahtecilikten ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) soruşturması geçiriyor. İlk olarak 11 Aralık 2013 tarihinde Louisiana'nın Baton Rogue kentindeki Kenilworth Bilim ve Teknoloji Akademisine FBI tarafından düzenlenen baskınla başlayan ve daha sonra FETÖ ile ilişkili başka okullara da sıçrayan FBI soruşturması hala devam ediyor. ABD'de FETÖ'nün kontrolü altında olduğu, açık kaynaklarda belirtilen okulların listesi şöyle:
27-07-2016
Yeni Şafak
Yeni Şafak  
 
'AB Erdoğan üzerindeki etkisini kaybetti'
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminden sonra demokrasi yanlısı olmak yerine darbe yanlısı bir yayın politikasını benimseyen İngilizler, kendilerinin ve AB'nin hiç bu kadar zayıf olmadığını düşünüyor