159,923 Publications 10,927 Intolerance 3,088 Attack on rights and dignity 159,835 Provocation to hostility 685 Provocation for genocide 149,781 News 10,125 Column Articles 917,048 Hate Fueled Writings

Hate Crime > Provocation to hostility, discrimination, and violence

159,835 found, 22920 - 22940 showing
02-09-2019
Sabah
Sabah  
 
Başkan Erdoğan’dan adli yıl mesajı: Güvenilir adalet, barış ve kardeşliğin teminatı
Provocation to hostility, discrimination, and violence
15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında FETÖ ihanet çetesine karşı verilen mücadele, yargıyı teslim almaya çalışan siyasi, ideolojik ve zümrevi gruplara karşı ne kadar hassas, dikkatli ve cesur olmamız gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Türk yargısı, hiçbir hukuk devletinde eşi benzeri görülmemiş çok ciddi sınamalardan geçmiş, yeni de hukuk dışı saldırılara boyun eğmeden, başta FETÖ olmak üzere, bütün ihanet şebekelerine karşı hukuk ve adalet zemininde mücadeleden asla vazgeçmemiştir" dedi. Bu davaların arasında FETÖ imamları ile bombalama yapan pilotların yargılandığı 475 sanıklı Akıncı Üssü davası da bulunuyor. KOZA - İPEK VE KARLOV SUİKASTI Darbe davalarının yanı sıra FETÖ finansörü firari Akın İpek'in sanıkları arasında yer aldığı Koza İpek davası, eski Rus Büyükelçi Andrey Karlov suikastı davası gibi kritik davalar da görülmeye devam edilecek. Karara bağlanan darbe ve FETÖ davaları ise artık yüksek yargının önüne gidiyor. Ayrıca FETÖ'nün yüksek yargıdaki yapılanmasına ilişkin eki Yargıtay ve Danıştay üyelerinin yargılamasının da yeni adli yılda bitirileceği belirtiliyor
02-09-2019
Sabah
Sabah  
 
FETÖ’nün yeni il yapılanması sanıkları hakim karşısında
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ'nün yeni il yapılanması kapsamında hakim karşısına çıkan 22 sanık hakkında iddianamede "terör örgütüne üye olmak" suçundan 5 ila 10 yıl arasında hapis cezası isteniyor. Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında geçtiğimiz Nisan ayında polisin yaptığı operasyonla, FETÖ'nün yeni il yapılanması çökertilmişti
02-09-2019
Sabah
Sabah  
 
‘Emine Bulut gibi ölmek istemiyorum’
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ'DEN CEZAEVİNDEN KALDI Eski polis olan eşinin Batman'da görev yaparken Nisan 2017'de FETÖ soruşturması geçirdiğini ve 11 ay cezaevinde kaldığını söyleyen Alev Çakır, "Ayrıca benle evlenmeden önce bir arkadaşını silahla yaralamış
02-09-2019
Sabah
Ersin Ramoğlu  
 
Terörle işbirliği CHP’yi bitirecek
Provocation to hostility, discrimination, and violence
ABD ve FETÖ'de böyle istedi çünkü!CHP, Kandil'e hizmet etmeye başladı. Millilikten çok uzaklaştı! Kılıçdaroğlu CİA ve FETÖ ne derse onu yapıyor! PYD'ye de, PKK'ya da destek veriyor. Sırtını AB ve ABD medyasına yaslayınca kurtulacağını sandı! Şu dosyalar açılsın hele! PKK, FETÖ ve DHKP-C gibi örgütlerle bağlantıları çıksın bir!Hanya ile Konya'yı görürler! Savcı, 34 CHP'li başkanın FETÖ'nün Belediyeler imamı Erkan Karaaslan ile birlikte belediyeleri hortumladığını tespit etti
02-09-2019
Sabah
Sabah  
 
CHP’nin işi gücü katmerli yalan
Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
15 Temmuz gecesi yaşananlara FETÖ ağzıyla tiyatro diyenler, asıl tiyatroyu seçim meydanlarında kendileri sergilemişler. FETÖ'nün mahrem asker yapılanmasından 2 kişi adliyeye sevk edildi |
02-09-2019
Sabah
Sabah  
 
"Futbolda şike kumpası" davasında flaş gelişme: 107 sanığa hapis yağacak!
Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
İDDİANAMEDE NE VAR? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, "bir numaralı" sanık FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 35 yıldan 85 yıla kadar, kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın 35 yıldan 78 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve Hakan Şükür'ün görüntüleri
02-09-2019
Sabah
Sabah  
 
Nevşehir’de FETÖ’dan 8 kişiye işlem yapıldı
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Edinilen bilgilere, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY terör örgütü soruşturması kapsamında Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü (KOM) ekipleri tarafından 8 şüpheli gözaltına alındı
02-09-2019
Sabah
Sabah  
 
Yeni adli yıl başlıyor... Açılış konuşmasını Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu yaptı
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'ten önemli açıklamalar Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, FETÖ ile mücadelede, "FETÖ soruşturmaları kapsamında eski yüksek yargı üyesi 178 kişi hakkında fezleke düzenlenmiş, bunlardan 175'i hakkında dava açılmıştır
02-09-2019
Sabah
Sabah  
 
FETÖ'cü Soner Tarım'ın "sırrı" ortaya çıktı
Attack on rights and dignity (cursing, insulting, humiliating)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
ABD'deki FETÖ yapılanmasının önemli isimlerinden Tarım'ın Amerikalı muhataplarından ve medyadan gizlediği sırrını AA ortaya çıkardı. FETÖ'nün Teksas eyaletindeki Harmony Halk Okullarının (Harmony Public Schools) kurucusu olan Tarım, sözleşmeli okullar konusunda örgütün ileri gelen figürlerinden biri olarak öne çıkıyor. 2000'de Harmony Okullarının kuruculuğu görevini üstlenen ve 2018'e kadar bu okullarda üst düzey görevlerde bulunan Tarım, hem kendisinin hem de yönettiği okulun FETÖ ile bağlantılarını reddediyordu. FETÖ KOLEJİNDE ÖĞRETMEN VE KOORDİNATÖR AA muhabiri, kamuya açık kaynaklardan, Tarım'ın 1988-91 arasında Erzurum'da örgüte bağlı Özel Aziziye Kolejinde hem öğretmenlik hem de program koordinatörlüğü görevini yürüttüğünü tespit etti. Aynı listede Tarım'ın 1999-2000'de yine FETÖ'ye ait Virginia International University (VIU) bünyesinde "danışman" kadrosunda yer alması dikkatlerden kaçmadı. Kurul üyelerinin okulla ilgili oylamada tanık olarak dinlediği, FETÖ'nün ABD yapılanmasını araştıran gazeteci Mark Hall, daha önce Harmony Halk Okulları ağında üst düzey görev yapan Tarım'ın, buradan ayrılarak Teksas'ın Austin ve Houston şehirlerinde Royal Halk Okulları adı altında yeni okul yapılanması kurmaya çalıştığını anlattı. Firari FETÖ'cüden korkunç itiraflar: "Yurtdışı bizim için cehenneme dönüştü"
02-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Erdoğan’a verilen 10 yıl önceki mektupta ne yazıyordu
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ'NÜN KIRMIZI BÜLTEN ÇABASI – Siz oradayken Erdoğan'ın İngiltere'ye bir ziyareti oluyor. Daha önce FETÖ'nün hukukçuları Lyon'a kadar gidip benimle ilgili kırmızı bülten çıkarmaya çalışmışlardı. – Neden sizi hedef aldılar? Özel olarak seçilmiş bir hedeftim FETÖ için. Birincisi FETÖ 15 Temmuz darbesini yıllar öncesinden planladı. ‘FATURASI ÖDETİLECEK' DEDİ Ergenekon operasyonunun sadece FETÖ'nün işi olduğunu düşünmüyorum. TÜRKİYE FETÖ KONUSUNDA 1 DEĞİL, 10 KEZ DÜŞÜNMELİ – FETÖ'nün Erdoğan'ın en yakınına kadar nüfuz ettiğinden bahsettik. Sizce FETÖ devlet kurumlarından tam anlamıyla temizlendi mi? Ben FETÖ'nün dini motifleri kullanan emperyal güçler tarafından dizayn edilmiş, son derece stratejik bir istihbari örgüt olduğunu düşünüyorum. Eğer Türkiye'de bir grup İngiltere'de bu kadar geniş bir nüfuza sahip olabiliyorsa ve orayı kullanarak hedef seçtiği insanlar üzerinde böyle ağır operasyonlar yürütebiliyorsa Türkiye'nin bir kere değil on kere düşünmesi gerekiyor FETÖ'nün nerelere kadar uzandığıyla ilgili
06-05-2018
 
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim manifestosunu açıkladı
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti İstanbul 6. Olağan İl Kongresi'nde seçim manifestosunu açıkladı. "Bu toprakları bize vatan yapan aziz milletim" diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, "1071 Malazgirt Zaferi'nden beri bu topraklar bize yurt oldu, vatan oldu. Bizi, biz yaptı." ifadelerini kullandı. Devletin Söğüt'te, yörük çadırlarında kurulduğunu hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dedem Osman Gazi'nin rüyası hakikat oldu. Göğsündeki çınar, devleti ebed müddet oldu. Devletimiz adalet sevdası ile büyüdü, Bursa ve Edirne'de zamana kök saldı. İstanbul'da yeni bir çağın kapısını açan müjdelenmiş ordu, bizim ordumuzdu. Sultan Fatih bizim ceddimizdi. Süleymaniye'nin kubbelerinde bizim tekbirlerimiz yankılandı. Sina Çölü'nde Resul-ü Ekrem'in ardına düşen, Haremeyn'e hizmetkar olan Yavuz bizdik. Kudüs'ü alan Selahattin Eyyübi bizdik. 'Kanla alınan toprak, parayla satılmaz' diyen Abdülhamit bizdik. Çanakkale'de yedi düvele meydan okuyan, canını veren ama düşmana geçit vermeyen bizdik. Sırtladığı top mermisiyle kahramanlık destanı yazan Seyit Onbaşı bizdik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk 'Size ölmeyi emrediyorum' dediğinde bir ok gibi siperlerinden fırlayan aslanlar bizdik. Kut'ül Amare'de ümmetin zafere inanmış iradesi bizdik. Milli Mücadele'de varıyla yoğuyla cepheye koşan, destan yazan bizdik. Maraş'ta Sütçü İmam, İzmir'de Hasan Tahsin, Erzurum'da Nene Hatun, Antep'te Şahin Bey bizdik. Bu yurdun namusunu işgalcilere çiğnetmeyen bizdik. Toprağı sıksan şühedamızın fışkırdığı, destanımızın yazıldığı, türkümüzün okunduğu Türkiyemizi aziz bildik. 1920'de Meclisimizi açarken dua dua yakaran bizim ellerimiz, bizim kalbimizdi. 1923'te Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde devletimizin yönetim şeklini Cumhuriyet olarak ilan eden bizim irademizdi." "Yılmadık, yıkılmadık" Cumhuriyet dönemindeki darbelere değinen Erdoğan, şöyle devam etti: "27 Mayıs darbesi bize yapıldı, darağacına çekilen de bizim irademizdi. 12 Mart muhtırası bize verildi. 12 Eylül darbesi bizi hedef aldı. 28 Şubat'ta milletin inancını boğmaya kalkıştılar. Her darbede hapse düşen, zulüm gören, acı çeken biz olduk. Varlığımıza, birliğimize, dirliğimize, refahımıza, huzurumuza kastettiler. Yılmadık, yıkılmadık. Mücadeleden bir adım geri durmadık. Erdem, irade ve cesaretle Türkiye'yi şahlandırdık. Hep birlikte büyüdük, hep birlikte özgürleştik. Biz durmadık, onlar da durmadı. Bir gece 27 Nisan 2007'de bu kez bir e-muhtırayla karşımıza çıktılar, milli iradeye, sivil siyasete gölge düşürülmesine fırsat vermedik. Biz ülkemizi güçlendirdikçe, milletin emanetine sahip çıktıkça onlar daha da öfkelendi. Geri çekilmedik, kimsenin önünde eğilmedik, diklenmeden dik durduk." Millet iradesine pranga vurmak isteyenlerle mücadele ederken, onların küresel efendilerine de "eyvallah" etmediklerini kaydeden Erdoğan, "Küresel düzenin haksızlıklarına karşı 'Dünya beşten büyüktür' diye haykırdık. Gazze'deki, Arakan'daki, Suriye'deki, Afganistan'daki, Somali'deki, Bosna'daki katliamlara karşı hem gür bir ses verdik hem taşın altına elimizi koyduk. Katliamları sadece gündeme getirmekle kalmadık, hesabının sorulmasını sağlayacak mekanizmaları da harekete geçirdik." ifadelerini kullandı. Başkalarının ilgisizliğine aldırmadan kendi imkanlarıyla vicdanın sesi, mazlum coğrafyaların umudu olduklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin bugün dünyanın en çok insani yardım yapan ülkesi olduğunu dile getirdi. Zulme karşı merhametten, sömürüye karşı ortak çıkardan, kibre karşı kardeşlikten yana olduklarının altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Milli davamız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti konusunda her zaman yüksek hassasiyetimizi koruduk. Mazlum Filistin halkının davasını her platformda savunduk. Davos'ta işgalcilere karşı, 'One Minute' dedik. One Minute, önemli bir istasyondu. Suriye ve Irak'tan ülkemize gelen milyonlarca muhacire, hiç tereddüt etmeden kapılarımızı açtık, evimizi, ekmeğimizi paylaştık. Tehditlere, gizli-açık ön kesme çabalarına rağmen, milletimiz ve tüm kardeşlerimiz için doğru bildiğimiz yoldan şaşmadan mücadelemize devam ettik. Türkiye ekonomisini büyüttükçe, IMF'den borç alan değil, borç veren haline geldikçe, köprüler, tüneller, barajlar, havalimanları, yollar, hızlı tren hatları, eğitim, sağlık, enerji yatırımlarıyla ülkemiz sınıf atladıkça, bize olan öfke ve tahammülsüzlük daha da kabardı." Ekonominin her alanında en yüksek rakamları yakaladıkları 2013'te, "şer cephesinin" yeniden harekete geçtiğini hatırlatan Erdoğan, "Gençler, şimdi benden duyuyorsunuz, bilmeyenlere söyleyin; göreve geldiğimizde IMF'e borcumuz 23,5 milyar dolardı. Merkez Bankası, döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. 2013'te IMF'e olan bu borcu sıfırladık. Şu anda IMF'e borcumuz yok, bitti ve Merkez Bankamızın döviz rezervi şu anda 114 milyar dolar. Buraya çıktık. Gezi kalkışmasıyla istikrarımıza kastettiler, şehirlerimizi talan ettiler, demokrasimizi hedef aldılar. 17/25 Aralık'ta devletimize sızmış ihanet çetesi aracılığıyla siyasetimizi, irademizi teslim almaya kalktılar. Ne yaptılarsa teslim olmadık, milletin emanetini çiğnetmedik, her zaman Hakk'ın gücüne inandık, milletimizin engin ferasetine güvendik. Milletimizin teveccühüyle Cumhurbaşkanı seçilerek hainlerin planlarını başlarına çaldık. Cumhurbaşkanı seçilişimizin hemen ardından, emperyalistlerin beslemesi olan bölücü terör örgütlerinin düğmesine basıldı. 6-8 Ekim olaylarında 50 canımızı şehit verdik. Ömürlerinin baharında kalleşçe şehit edilen Yasinler bizdik. Yetmedi, PKK'yla, DEAŞ'la, FETÖ'yle topyekun saldırıya geçtiler, insanımızı katlettiler, kardeşliğimize kastettiler. Hamdolsun yine muvaffak olamadılar." değerlendirmesinde bulundu. "Biz, 15 asırdır Okçular Tepesi'ni bekleyenleriz" Konuşmasında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine değinen Erdoğan, şunları kaydetti: "Takvimlerin 15 Temmuz'u gösterdiği gece, bu sefer tanklarla, toplarla, helikopterlerle, savaş uçaklarıyla üzerimize geldiler. Devletimizin silahlarıyla milletimizin canına kast ettiler. Türk milleti, tek vücut olup kendilerine karşı geldiğinde de 251 kardeşimizi şehit ettiler, 2 bin 193 kardeşimizi yaraladılar. Bu ülkenin gördüğü en büyük ihaneti, yakın tarihin kaydettiği en cesur, en kahraman direnişle, milletimizle birlikte başarısızlığa uğrattık. Biz, 15 Temmuz gecesi çıplak elleriyle tankları durduranlarız, Sizleri kutluyorum, sizleri tebrik ediyorum. Siz o gece ölümü öldürdünüz. Biz, 15 asırdır Okçular Tepesi'ni bekleyenleriz. Biz, gölgesini üzerimizde hiç eksik etmeyecek o al sancağın bekçileriyiz. Biz, bu toprakları kanlarıyla yoğurarak vatan kılanlarız, şehitler tepesini boş bırakmadık, boş bırakmayacağız. Biz, Çanakkale ruhunu yeniden canlandırıp vatanı işgalden kurtaranlarız. Ülkemizi içeriden çökertemeyince sınırlarımızı terör koridoru ile kuşatmaya kalktılar. Sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturmak isteyenlerin beslediği kiralık katillerin başını inlerinde ezdik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla terör koridorunu paramparça ettik. Sadece ülkemizin güvenliği değil, komşularımızın, dostlarımızın, gönül coğrafyamızın huzuru, selameti bizim meselemizdir. Ülkemizi hedef alan tüm planları nasıl büyük bir kararlılıkla bozduysak, bundan sonra da aynı kararlılıkla bozacağız. İşte Cudi'de biz vardık, Gabar'da biz vardık, Tendürek'te biz vardık, Bestler Dereler'de biz vardık. Gerektiğinde Kandil'de biz vardık, inlerine girdik ve bu teröristleri etkisiz hale getirdik. Şimdi ben sizden bir şey rica ediyorum; bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız ve bu kirli oyunları beraber bozacağız. İşte bu, aziz milletimizin ortak hikayesidir." "Emanetin sahibinin millet olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadık" Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'yi kurarken "Türkiye'nin dünü, bugünü, yarınıyız" dediklerini hatırlattı. "Biz millete efendi değil hizmetkar olacağız." diyerek yola çıktıklarını belirten Erdoğan, 16 yıllık yolculukları boyunca da bu sözlerine sadık kaldıklarını dile getirdi. Yıllar önce Pınarhisar Cezaevi'nden tahliye olduktan sonra karşılamaya gelenlere, "Ülkemizin yüz yüze olduğu iç sorunlarla karşı karşıya geldiği uluslararası sorunlarla ve baskılarla başa çıkabilmenin en önemli şartı, milletin desteğine sahip milli politikalar geliştirmektir. Yerli bir duruşa, milli bir duruşa şiddetle ihtiyacımız var." dediğini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Evet, bu sözlerimin üzerinden tam 19 yıl geçti. O gün bugündür yerli bir duruşun, milli bir siyasetin kavgasını verdiğimiz, bu yolda milletimizle beraber yürüdüğümüz için bahtiyarım. İnşallah Rabbim, bundan sonra da bizleri bu yoldan ayırmaz. Daha önce merhum Menderes'e, merhum Özal'a, merhum Erbakan Hocamıza, merhum Türkeş'e, merhum Yazıcıoğlu'na, diğer milli ve yerli siyaset insanlarımıza verdiğiniz emaneti, şimdi biz muhafaza ediyoruz. Görevi teslim aldığımız günden beri, bayrağı düşürmeden, sırat-ı müstakim üzere yürüyerek, hedefe varmaya çalıştık. Emanetin sahibinin millet olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadık. İstiklal Şairimiz Mehmet Akif'in çağrısına kulak vererek, 'Korkmadık.' İçeriden ve dışarıdan gelen her türlü engelleme çabalarını, 'Ulusun, korkma. Nasıl böyle bir imanı boğar, medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar?' diyerek boşa çıkardık." "AK Parti'nin hamurunu milletimiz yoğurdu" Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2001 yılında AK Parti'yi kurarken, "adalet" ve "kalkınma" idealini şiar edindiklerine de değindi. "AK Parti'nin hamurunu milletimiz yoğurdu, siz yoğurdunuz, rotasını milletimiz çizdi." diyen Erdoğan, AK Parti'nin hikayesinin Türkiye'nin hikayesi olduğunu vurguladı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu hikayede gariban sofralarının mesajları var. Başının okşanmasına hasret yetimlerin özlemleri var. Dili dualı anaların istekleri var. Bu hikayede ailesinin helal lokmasını kazanan babaların beklentileri var. Okul sıralarındaki gençlerin umutları var. Genç kızlarımızın mutlu yarınları var. Bu hikayede, medeniyetimize ve tarihimize ait ne varsa, hepsi mevcuttur. Hamdolsun, milletimiz bizi dualarına, isteklerine, umutlarına, yarınlarına, destanlarına ortak ederek, emanetine layık gördü. İşte bu yüzden, milletimize hizmet yolculuğumuza çıkarken daha çok demokrasi dedik, daha çok özgürlük dedik, daha çok büyüme dedik." Erdoğan, sadece daha çok yol, hastane, okul, köprü, iş, hizmet sözünü tutmaya çalışmakla kalmadıklarını, aynı zamanda adaletin tesisi yolunda da gece gündüz mücadele ettiklerini belirterek, şöyle konuştu: "Kıyafetinden, düşüncesinden dolayı eğitim öğretim imkanı elinden alınan yavrularımızın biz elinden tuttuk. Etnik ve mezhebi kimliğinden, kültüründen dolayı mağduriyete uğrayan vatandaşlarımızın hakkını teslim ettik. Farklı dinlere mensup vatandaşlarımızın kurduğu vakıfların haklarını onlara iade ettik. Vesayetin kontrolündeki iktidarı milletin emrine verdik. Millet devlet için değil, devlet millet içindir dedik. 'Millet efendi, biz hizmetkarız' dedik. 'Yeter söz de karar da milletindir.' dedik. Erdem, irade ve cesaretle Türkiye'yi şahlandırdık." "Devlet milletin emrine girdi" Cumhurbaşkanı Erdoğan, davalarının ülkeye ve aziz millete hizmet davası olduğunu, ülke büyüdükçe ve kalkındıkça milli egemenlik ve bağımsızlığın da perçinlendiğini ifade etti. Milli geliri 3,5 kat artırdıklarında, ihracatı 5 katına çıkardıklarında, enflasyonu tek haneli rakamlara düşürdüklerinde, Türkiye'nin hem kalkınmasına hem özgürleşmesine hizmet etmiş olduklarına değinen Erdoğan, şöyle konuştu: "Yerli ve milli siyaset, işte tam da budur. Milli olmak, milli geliri artırmak, milletin iş ve aşını büyütmek demektir. Milli olmak, faize giden parayı yatırımlar ve sosyal yardımlar yoluyla millete aktarmak demektir. Yerli olmak Türkiye'yi 5 cente muhtaç halde IMF kapısında bekletmemek, savunma sanayinde dışa bağımlı olmamak demektir. Şu 16 yıllık iktidarımız döneminde devlet-millet kaynaşması gelişti, hamdolsun devlet milletin emrine girdi. Bürokratik oligarşinin hakimiyetine son verdik. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.' anlayışını hakim kıldık. 'Halkımız demokrasinin en ileri standartlarına layıktır.' dedik. Sosyal restorasyonla kardeşliğimizi yücelttik, anayasal değişikliklerle sistemimizi demokratikleştirdik, sivilleşme adımlarıyla siyasetimizi normalleştirdik." "Millete hizmetkar olma idealimizden hiç sapmadık" Zihniyet dönüşümünü tamamladıklarını, şimdi kurumsal dönüşümü tamamlama zamanının geldiğini vurgulayan Erdoğan, yeni bir düzen inşa etmenin zahmetli olduğunun altını çizdi. Eski düzenden beslenenlerin değişime düşman olacaklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "Geride bıraktığımız 16 yıllık diriliş döneminde büyük dirençlerle karşılaşsak da bir zamanlar hayal edilmesi imkansız olanı hep birlikte başardık. Demokrasiden ekonomiye kadar attığımız her adımı, milletimizin adalet ve kalkınma arayışının bir parçası olarak gördük. Yerli ve milli olanı evrensel insanlık birikimiyle modern, demokratik siyasetin gerekleriyle harmanladık. Sabitlerimizi koruduk, ancak ülkemizin değişen ihtiyaçlarına ve değişen dünyaya duyarsız kalmadık. Bunları yaparken tecrübe kazandık, bunun yanında da güçlendik. Buna karşılık kuruluş hedeflerimizden, bu aziz millete hizmetkar olma idealimizden hiç sapmadık. Bu milletimiz de özellikle bize ayrı bir güç verdi ve milletimizle hep dertleştik, milletimize afra tafra yapmadık. Milletimizin karşısında mütevazı olduk. Hep milletimize hesap verdik. Kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapmak yerine, herkesin gözü önünde muhasebe yaptık. Milletimize olan saygımızın ve sevgimizin gereği olan bu siyaset tarzımızı, sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız." "Türkiye'nin menfaatlerine aykırı adımlar atmak mümkün değildir" Cumhurbaşkanı Erdoğan, zor bir coğrafyada, risk ve tehditlerle dolu bir bölgede büyük dönüşümlere gebe bir zaman diliminde yaşandığının da altını çizdi. Osmanlı Devleti'nin yıkılışından sonra bölgeye düşen ateşin, son yıllarda yeniden harlandığını ve yeni bir yangına dönüştüğünü ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Küresel şer odaklarının sömürge politikaları, bölgemizi terörizmin, fanatizmin, radikalizmin kuşatması altına soktu. Halkından kopuk yönetimler, geri kalmışlık, kardeş kavgası, etnik ayrılıkçılık ve mezhep taassubu, bölgemizi kaosa sürükledi. Bu kadim coğrafya, ne acıdır ki vekalet savaşlarının arenası haline geldi. Rabb'imize hamdolsun ki Türkiye, sahip olduğu demokratik güçlü devleti, büyüyen ekonomisi ve milli seferberlik ruhu sayesinde, bu ateş denizi içinde bir istikrar adası olarak kalabildi. Küresel şer odakları bölgemize terörizm ve ayrılıkçı ideolojiler zerk etmeye çalışırken, Türkiye barış, huzur ve güven getirmek için tüm gücüyle gayret gösterdi. Güçlendirdiğimiz ekonomik ve demokratik altyapımızın desteğiyle son yıllarda güvenliği ve refahı tüm bölgemize yaymaya ve bununla birlikte çok güçlü adımlar atmaya çalıştık. Böylece, hem kendi geleceğimizi hem dostlarımızın geleceğini güvence altına alma yolunda tarihi mesafeler katettik. Artık bölgemizde Türkiye'ye rağmen, Türkiye'nin menfaatlerine aykırı adımlar atmak mümkün değildir. Artık coğrafyamızda Türkiye'nin güçlü iradesine rağmen kirli oyunlar kurmak, sınırlar tanzim etmek, oldu bittiler yapmak mümkün değildir." "Milli menfaatler ve milli güvenlik kaygıları ön plana çıktı" Türkiye'nin önünde yeni bir dünyanın olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni çatışma dinamikleriyle şekillenen dünyada, uluslararası alandaki mücadelelerin günden güne daha da sertleştiğinin de altını çizdi. Devletlerin artık, tepkisel ve dışlayıcı hareketler tarafından ele geçirilme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirten Erdoğan, milli menfaatler ve milli güvenlik kaygılarının ön plana çıktığını kaydetti. "Artık 1990'ların tek kutuplu dünyasında değiliz." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "2000'li yılların küreselleşme hayallerinin yerinde yeller esiyor. Tarihin de mücadelenin de bitmediğine hep birlikte şahit oluyoruz. Batı'da fanatizm, kültürel ırkçılık ve İslam düşmanlığı günden güne büyüyor ve Avrupa'nın üzerinde yükseldiği değerleri tehdit ediyor. İslam dünyasının ortasında bir ur gibi ortaya çıkan DEAŞ terör örgütü, Orta Doğu'da ve kardeş coğrafyalarda daha çok parçalanmaya ortam hazırlıyor. Buna karşılık küresel alanda yeni güç merkezleri, yeni ittifak ve iş birliği zeminleri oluşuyor. Bu süreç, uluslararası aktörler için yeni fırsat ve imkanları da beraberinde getiriyor. Türkiye, tüm muhataplarıyla azami müştereklerde iş birliği yapmak suretiyle bu yeni dünyada kendine onurlu bir yer elde etmenin mücadelesini veriyor. Bölge halklarının gönlünde taht kuran Türkiye, siyasi, askeri ve ekonomik gücüyle küresel bir aktör haline geliyor. Ülkemizin tarihi birikimi ve mevcut potansiyeli, batıyla ve doğuyla, kuzeyle ve güneyle aynı anda ilişki kurabilmesinin, ittifaklar geliştirebilmesinin yolunu açıyor. Bizim için esas olan, milli güvenliğimiz, huzurumuz ve hedeflerimizdir. Bunları sadece kendimiz değil, tüm dostlarımız ve kardeşlerimiz için de istiyoruz. Arkamızda yüz milyonlarca kardeşimizin duasını ve desteğini alarak, küresel zeminde irade sahibi, söz sahibi, inisiyatif sahibi güçlü bir ülkeye dönüşüyoruz." "Türkiye gücünün farkına vardı" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 16 yıl önce AB kapısında bekleyen ama pazarlık şansı olmayan bir ülke olduğunu da hatırlattı. Dünya siyasetiyle ilişkisinin kendi eliyle kurulmadığının altını çizen Erdoğan, "Tek bir yöne bakan, statükocu, değişimden korkan, kendine güvensiz, mücadele ruhu körelmiş, içine kapanmış bir Türkiye vardı. Çok parçalı koalisyonlar ve zayıf iktidarlar Türkiye'nin vizyonunu daraltmıştı." dedi. AK Parti iktidarları döneminde Türkiye'nin siyasi istikrar ve ekonomik büyümeyle tanıştığını, her alanda gücünün farkına vardığını ve dünyaya açıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Demokratik standartlarını yükselten Türkiye, karşılıklı çıkar ve saygı temelinde dünyaya açıldıkça, bölgesel bir güç haline geldi. Ülkemiz, AB ile katılım müzakerelerini başlattı, Türk dünyasından Orta Doğu'ya, Balkanlar'dan Kafkaslara kadar her bölge ile yakın iş birliği geliştirdi. Kendimizi hiçbir zaman herhangi bir kampa muhtaç, mecbur ve mahkum hissetmedik. Ülkemizin büyüklüğüne, menfaatlerine, ihtiyaçlarına uygun olarak aktif ve çok boyutlu bir dış politika takip ettik. Demokrasimizin standartlarını, insan hak ve hürriyetlerini geliştirme konusunda, şartlar ne olursa olsun müspet ve kararlı davrandık. İnsani kalkınma, terörle ve uyuşturucuyla mücadele, güvenlik, ticaret gibi uluslararası işbirliği gerektiren konularda müttefiklerimizle yan yana olmaktan mutluluk duyduk. Son zamanlarda muhataplarımızda aynı kararlılığı ve isteği görmesek de Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefinden asla vazgeçmedik. Bununla birlikte Batılı muhataplarımız bize karşı çifte standart uyguladıklarında, bekamıza tehdit oluşturan terör örgütlerini desteklediklerinde, bunu yüzlerine açıkça ifade etmekten de çekinmedik." Erdoğan, kendi politikalarını da kararlılıkla uyguladıklarının altını çizerek, şöyle konuştu: "Neticede siyasi engellemelere, çifte standartlara ve ayrımcılığa karşı Türkiye'nin menfaatlerinden taviz vermedik. Dün olduğu gibi bugün de demokrasiden, özgürlükten, hakların serbestçe kullanılmasından yanayız, yarın da öyle olacağız. Ancak biz aynı zamanda güçlü olmaktan, bağımsız olmaktan da yanayız. Bunları birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Biz, milletin egemen olduğu tam bağımsız, tam demokratik ve müreffeh Türkiye istiyoruz." "16 yıl boyunca hep birlikte Türkiye'yi büyüttük" Erdoğan, Allah'ın inayetiyle, birlik ve beraberliği koruyarak bütün zorlukları aştıklarını, 16 yıl boyunca hep birlikte Türkiye'yi büyüttüklerini söyledi. "Birlikte tarih yazdık. Yapılacak çok iş, atılacak çok adım var. Şimdi yeni bir yolun başlangıcındayız. Mamur kılınacak şehirlerimiz, işlenecek bereketli topraklarımız, yetiştirilecek yavrularımız var." diyen Erdoğan, yapılacak yeni yolların, açılacak hastanelerin, kurulacak fabrikaların, daha güçlü hale getirilecek eğitim-öğretim kurumlarının, kol kanat gerilecek mazlum vatandaşların olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarlasında hasadını kaldırıp bereketini görmek için gün sayan çiftçilere verilecek daha çok müjdelerin olduğunu dile getirerek, "Her türlü ayrımcılıkla mücadele ederek önlerini açtığımız, çalışma hayatında görev bekleyen kadınlarımız var. Eşit bireyler olarak hayatın her alanında engelleri kaldırdığımız, yeni imkan ve fırsatlarla buluşturacağımız engellilerimiz var. Ülkemizin üretim yükünü üstlenen sanayicimize, girişimcimize, iş dünyamıza, ihracatçımıza verecek daha çok desteğimiz var. Günün ilk ışıklarıyla evinden çıkıp, alın teriyle rızkını kazanan işçi kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmak için atılacak daha çok adımımız var. Geleceğe umutla bakan, büyük Türkiye'yi birlikte inşa edeceğimiz gençlerimiz, onların kuracakları yuvalar, dünyaya getirecekleri nesiller var." diye konuştu. Birlikte yürüyecek daha çok yol olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aşkımız, sevdamız, yarimiz, yarınımız, vatanımız var. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Roman'ıyla, Boşnak'ıyla, Sünnisi, Alevisiyle, işçisi, memuru, esnafıyla, kadını, erkeğiyle hiçbir insanımızı dışarıda bırakmadan bir ve beraber olarak kucaklayacağımız aydınlık bir geleceğimiz var. Parıldayan gözlerinizde, ak alnınızda, iman dolu kalbinizde, bükülmez bileğinizde, çelikten sinenizde, dualı dillerinizde bir şahlanış görüyorum; erdem, irade ve cesaretle Türkiye'nin şahlanışını görüyorum. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, kuruluşunu ve dirilişini tamamlamış bir milletin yeniden yükselişini görüyorum. Tıpkı Kasım 2002'de, Temmuz 2007'de, Haziran 2011'de, Ağustos 2014'te, Kasım 2015'te, 16 Nisan 2017'de olduğu gibi, 24 Haziran'da da biz bu şahlanışa talibiz. Tecrübelerimiz, milletimizin umutlarının hizmetkarıdır. Bizim yeniden yükselişimiz, bölgemizin de dünya mazlumlarının da salih-i selamete çıkışı olacak. İçinde bulunduğumuz dünyada Türkiye, bölgesinin en önemli gücü haline geliyor. Yeni dönemde Türkiye, küresel bir güç, öncü bir ülke olacak. İnşallah önümüzdeki dönemde, erdem, irade ve cesaretle Türkiye şahlanacak." Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin bugüne kadar kazandığı 12 seçimin her birinin, hayati derecede önemli olduğunu belirterek, "Ama 24 Haziran seçimleri Türkiye için bir milat olacak. Seçimlerin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle şahlanış ve yeniden yükseliş idealimiz, tüm unsurlarıyla hayata geçecek. Milletin tercihi ile kabul edilen yeni yönetim sistemimiz, yasamayı daha itibarlı, yürütmeyi daha güçlü ve yargıyı daha bağımsız hale getirecek. Tam kuvvetler ayrılığı ile Meclis yasa yapmaya ve hükümeti denetlemeye, hükümet etkili icraata, yargı da bağımsız ve tarafsız bir biçimde adaletin tecellisine odaklanacak. Milli irade siyasetin merkezine tam yerleşeceği için, demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla eksiksiz işleyecek." ifadeleri kullandı. "Milletimle ahitleşiyorum" Demokrasinin daha fazla derinleşmesi ve kurumsallaşmasının ise özgürlüklerin garantisi olacağına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yeni sistemde, yönetimde söz sahibi olmanın yegane yolu, seçimlerle milletin iradesinden geçecek. Vesayet düzeni de bürokratik oligarşi de tamamen son bulacak. Demokratik siyasetin kurumsallaştığı bu yeni sistemde, istikrar kalıcı hale gelecek. Hızlı karar, gecikmeyen icraat ve etkili yönetimle, ekonomik büyüme ivme kazanacak. Refah ve kalkınma hız kazanacak. Türkiye 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine daha emin adımlarla yürüyecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle, milli gelir artacağı ve tabana daha fazla yayılacağı için, gelir grupları arasındaki makas hızla kapanacak. Ekonomik kalkınma yolunda taş üstüne taş koyan herkes başımızın tacı olmaya devam edecek. İşvereninden işçisine, yöneticisinden memuruna, yatırımcısından esnafına ülke ekonomisine katkıda bulunan kim varsa, bizi her zaman yanında bulacak. Herkesin mal güvenliği ve ticaret yapma özgürlüğü, daha güçlü bir şekilde hukuk devletinin güvencesi altında olacak. Dünyadaki korumacı ekonomi dalgasına rağmen Türkiye'nin rekabetçi ve dışa açık yapısı sürecek. Biz bugüne kadar hangi sözü verdiysek yerine getirdik, ahde vefa gösterdik, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. İşte buradan, şimdi buradan milletimle ahitleşiyorum: Ahdim olsun ki; yeni dönemde Türkiye muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak. Türkiye küresel bir güç olarak dünya sahnesindeki yerini alacak. İhracattaki yükselişimiz hızlanarak devam edecek. Enerjide dışa bağımlılığımız büyük oranda azalacak. Yüksek teknolojili ürünlerde yerlilik oranı artacak. Yerli otomobil ve savunma sanayi alanındaki projelerimiz süratle hayata geçecek. Şehirlerimiz kültür sanat üreten kimlikli şehirler haline gelecek. Bölge ve sektör bazlı teşviklerle istihdam artışı sağlayacak yeni fabrikaların önü açılacak. Ahdim olsun ki; faizler, enflasyon ve cari açık düşecek. Türk ekonomisi dış şoklara ve finansal saldırılara daha dirençli hale gelecek. Türkiye'nin yatırım cazibesi daha da yükselecek. Kanalistanbul ve 1915 Çanakkale Köprüsü gibi büyük projeler mutlaka hayata geçecek. İstanbul'daki yeni havalimanımız bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mızda hizmete girecek. Tarım ve hayvancılık teşvikleri daha etkin hale getirilerek, ülkemiz bu alanlarda hedeflerine uygun bir konuma çıkartılacak." Erdoğan, dar gelirli vatandaşların hayat standartlarının mutlaka artırılacağını, vergi sisteminin daha adil hale geleceğini, dar gelirli vatandaşlar üzerindeki vergi yükünün düşeceğini vurgulayarak, hantal bürokrasiden etkin bürokrasiye geçilmesiyle birlikte devlet kurumları arasındaki koordinasyonun artacağını, karar alma süreçlerinin hızlanacağını ifade etti. Daha icraatçı hale gelecek bakanlıkların, uzun vadeli planlamaların ve etkin politikaların aracı haline dönüşeceğini anlatan Erdoğan, "Gazi Mustafa Kemal'in dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak. Bütün bunları birlikte başaracağız. El birliğiyle Türkiye ekonomisini büyütecek ve dünyaya markalar sunacak küresel bir güç haline getireceğiz. Nitekim kısa bir süre önce bunun ilk adımlarını attık. Vatandaşlarımıza, kamu kurumlarına olan borçlarını yeniden yapılandırma imkanı getirdik. Daha önceki yapılandırmalarda borçlarını ödeyememiş olanları da bu kapsama dahil ettik." değerlendirmesinde bulundu. "Lider ülke Türkiye vizyonumuz devam edecek" Cumhurbaşkanı Erdoğan, vergi ve sosyal güvenlik kurumu primleri konusundaki ihtilaflara, matrah artışı şartıyla uzlaşma yolunu açtıklarını, stok beyanıyla, vergi mükelleflerinin gerçek varlıklarıyla muhasebe kayıtlarını tutarlı hale getirdiklerini aktararak, asıl büyük müjdeyi emeklilere verdiklerini, 12 milyon emeklinin tamamına Ramazan ve Kurban bayramlarında biner lira ikramiye verme kararı alarak, kendilerine olan şükranlarını ifade ettiklerini söyledi. İş yeri açan emeklilerin yüzde 15 destek primi yüklerini kaldırdıklarını, imar barışıyla ülkenin kangren olmuş bir sorununu kökten çözdüklerini, Türkiye'deki bağımsız binaların yarısını oluşturan imarsız veya imara aykırı yapıların durumuna hukuki çözüm getirdiklerini belirten Erdoğan, böylece kentsel dönüşüm ve planlı yapılaşma çalışmalarının önündeki engelleri kaldırmış olduklarını belirtti. Erdoğan, üniversitelere kayıt yaptırıp da eğitim-öğretimine devam edemeyenlere bir fırsat daha verdiklerini, iş hayatına yeni atılan 18-29 yaş arasındaki gençlere destek için, mevcut teşviklere ilave olarak, bir yıl boyunca Bağ-Kur primlerini de üstlendiklerini, yaşlılık aylığını yaklaşık iki kat artırarak 500 liraya çıkardıklarını, böylece milletin her kesiminin derdine deva olmaya, devletle milletin arasında hiçbir ihtilaflı konu bırakmamaya gayret gösterdiklerini vurguladı. Dış politikada da erdem, irade ve cesaretle Türkiye'nin şahlandığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Dış politikamızın temel ilkeleri 'bağımsızlık', 'milli çıkar', 'milli güvenlik' ve 'vicdani duruş' olmaya devam edecek. Kimsenin efendiliğini kabul etmediğimiz gibi kimseye de efendilik taslamayacağız. Nasıl kazan-kazan ilkesini, bir adım önde olmak anlayışını benimsediysek, yine onurlu ve saygın bir iş birliği zemininde yapıcı bir dış politikayı öne çıkaracağız. Muhataplarımızla göz hizasında, eşit seviyede, somut çıkarlar ve öncelikler doğrultusunda ilişkilerimizi sürdüreceğiz. 'Lider ülke Türkiye' vizyonumuz devam edecek. Savunma alanında dışa bağımlılığımız azaldığı oranda, dış politikadaki etkinliğimiz ve caydırıcılığımız artacak. Küresel bir güç olmak için kendi silahlarımızı üretmeye devam edeceğiz. Altay tankımız gibi, Atak helikopterimiz gibi, İHA'larımız, Silahlı İnsansız Hava Araçlarımız gibi savunma sanayi değerlerimizi artıracağız. Hedefimiz karada, havada, denizde, her alanda yüzde yüz yerli savunma sistemlerine Türkiye olarak sahip olmaktır. Bir yandan süratle kendi teknolojimizi üretirken, diğer yandan ihtiyaçlarımızı gidermek için alternatif arayışlarımızı sürdürüyoruz." "Terör örgütlerine dünyayı dar etmekten asla vazgeçmeyeceğiz" Türkiye'nin hem büyük tehditler hem de büyük fırsatlar barındıran yeni uluslararası ortamın güçlü bir aktörü olacağını dile getiren Erdoğan, "Yeter ki siyasi istikrarımızı koruyalım, yeter ki güçlü bir siyasal liderlikle yolumuza devam edelim. İşte Başkanlık sistemini bunun için getiriyoruz. Önümüze çıkarılan bütün zorluklar, bölgesel bir güç olan ülkemizin küresel bir güce dönüşmesini engellemek içindir." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güçlendikçe, sadece "dünya beşten büyüktür" diye haykırmakla kalmayacağını, dünyanın beşten büyük olduğunu dosta düşmana göstereceğini aktararak, şunları kaydetti: "Ülkemizin birliğine ve dirliğine kast eden terör örgütleriyle her alandaki mücadelemizi, içeride ve dışarıda en küçük bir zafiyete meydan vermeden sürdüreceğiz. Şahlanışımızın en önemli ayaklarından biri de ülkemizi hedef alan terör örgütlerini bütünüyle yok etmek, onları tarihin çöplüğüne yollamaktır. Bu can bu bedende olduğu müddetçe terör örgütlerine dünyayı dar etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Terörle mücadelemiz, istiklal mücadelemizin bir cüzüdür. Türkiye, yeni dönemde sınırlarını terör örgütlerinden temizlemek için Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi harekatlarına yenilerini ekleyecektir. Güney sınırlarımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu, bu harekatlarımızla paramparça ettik. En son Afrin'de destan yazan kahramanlarımız, Mehmetçiklerimiz yeni görevlere hazırdır, bunu da gördük. Aynel Arab'dan Haseke'ye, oradan Sincar ve Kandil'e kadar tek bir terörist bırakmayana kadar operasyonlarımız devam edecektir. İstiklal marşımızda Akif ne diyor: 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım/Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım' bu milletimiz için vazgeçilmez bir hedeftir. Millet olmanın temel şartı olan hürriyet, siyaset anlayışımızın temelini oluşturan milli iradenin tecellisi için kaçınılmazdır. Milli iradeye dayanan siyaset, her türlü boyunduruktan, zorlamadan ve baskıdan azade olarak yapılan siyaset anlamına gelir. AK Parti özgürlükler partisidir, öyle olmaya devam edecek. Milletimizin refahını sağlamak ne kadar önemliyse, din ve vicdan hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak da bireysel özgürlükleri güvence altına almak da o kadar önemlidir. Irkçı, yabancı düşmanı, İslam düşmanı, cinsiyetçi, bölücü olmayan tüm fikirlerin özgürce ifade edilmesi, yayılması, propagandasının yapılması ve örgütlenmesi devletimizin güvencesi altındadır. Oylarınızı, milli iradenizi, siyasi kararlarınızı nasıl emanet bildiysek, bireysel özgürlükleriniz de emanetimizdir. 15 Temmuz gecesi hürriyetini müdafaa etmek için canından vazgeçen bir milletin özgürlüklerini kısıtlamaya kalkmak da milletimizin buna razı geleceğini düşünmek de akla ve mantığa uygun değildir. AK Parti yürüyüşüne başladığımız günlerde '3-Y' olarak adlandırdığımız yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadele etmek, en önemli hedeflerimiz arasında olmaya devam edecektir." "Bizi bölmek isteyenlere en büyük şamarı 24 Haziran'da tekrar vuracağız" Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongre öncesinde vatandaşlara hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "24 Haziran'da Türkiye'de yeni bir dönemin başlangıcını hep beraber gerçekleştireceğiz." dedi. "Bizi bölmek isteyenlere en büyük şamarı 24 Haziran'da tekrar vuracağız" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Biraz sonra manifestomuzu açıklayacağız, bu manifestomuzla birlikte inşallah başkanlık sisteminin geleceğini ortaya koyacağız ve manifestoyla kalmayacağız. İnşallah ardından da seçim beyannamemizle neler yaptık, neler yapacağız, bunları Ankara'da açıklayacağız." Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı'nda etkisiz hale getirilen terörist sayısının da 4 bin 415 olduğunu açıkladı. AA - İSTANBUL TÜM MANŞETLER
02-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Burhan Kuzu’yu yalan makinesine bağlasan makine bozulur
Provocation to hostility, discrimination, and violence
İşte o mesaj: “FETÖ TİPİ GAZETECİLİKTİR!” AKP’li Kuzu’nun mesajının ardından sosyal medyadan itirazlar geldi. Abdülhamit boğdurttu 3) ‘25 yıl önce öldürülmüş biri adına demeç yazabilmek’, FETÖ tipi gazeteciliktir!” İşte o mesaj: “SANIRIM DİĞER HAYALİ VE İFTİRA TWİTLERİNİZ GİBİ
02-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Sezen Aksu'nun ölen babasının sırları
Provocation to hostility, discrimination, and violence
  FETÖ için eğitim, ‘altın nesil projesi’nin en önemli ayağıydı. Yıllar sonra FETÖ okulları pıtrak gibi çoğaldığında Gülen’in misafirlerine okulların sunumunu yapan da ‘Yaman Dede’ydi.  Yarattığı Yamanlar Koleji’ne FETÖ darbesinden sonra kayyım atandı. Belki de FETÖ lideri eski dostu için taziyesini başka yolla yapmıştı
02-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Bugün 10’uncu gün ne bir savcı ne de Davutoğlu harekete geçti
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ'nün Balyoz ve İzmir'deki casusluk kumpaslarını gerekçe gösterip, Donanma Komutanlığı'ndan istifa eden Oramiral Nusret Güner, Davutoğlu’nun açıklamalarının devamının gelmemesine ve bu sözler üzerine soruşturma başlatılmamasına tepki gösterdi
02-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Ve AKP sahip çıktı; Atatürk adı siyasi konu mudur...
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Burada Cumhurbaşkanımızın da Diyanet İşleri Başkanımızı gerek kurumu yönetmesindeki performansı, gerek PKK ve FETÖ’nün propagandalarına karşı faaliyetleri sebebiyle takdir ettiğini belirtmek isterim
02-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Topbaş'ın FETÖ'den tutuklu damadı acile kaldırıldı
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ'nün iş dünyası yapılanması olarak bilinen TUSKON davasında 35 aydır tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski belediye başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı, geçirdiği epilepsi krizi sonrası ambulansla hastanenin acil servisine kaldırılıp gözetim altında alındı. Kadir Topbaş'ın FETÖ’den tutuklu damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın koğuşunda geçirdiği epilepsi krizi sonrası bilincini kaybettiği ve ambulansla hastaneye kaldırıldığı ortaya çıktı
02-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Bayram Ali Öztürk cinayeti yeniden gündemde
Provocation to hostility, discrimination, and violence
FETÖ’nün “Dinlerarası Diyalog” kampanyasını eleştirdiği için ölümünde FETÖ'nün parmağının olabileceği ve aynı örgüt tarafından davasının üstünün örtüldüğü iddia edilmişti
02-09-2019
Odatv
Odatv  
 
Hesap hesap Twitter'daki Fethullahçı askerler
Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
  Yıllarca, kendi yarattıkları sahte dijital verileri davalara “suç delili” diye koymalarından tutun da kamuoyunu ikna etmek için sosyal medyayı kullanmalarına kadar, dijital terör FETÖ’den sorulurdu. FETÖ'nün bu hesapları deşifre olunca, yeni hesaplar devreye girdi.   Ve 15 Temmuz oldu…  FETÖ’nün artık sosyal medyada yeni imajlara, yeni yüzlere, yeni dillere ihtiyacı vardı.   İŞTE O HESAPLAR Ve geldik bugünlere…  Türk Silahlı Kuvvetleri, kendilerini “Atatürkçü” gösterip 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde ve sonrasında sosyal medyada FETÖ lehinde paylaşımlar yapan 124 hesap hakkında suç duyurusunda bulundu.   Sahi…  TSK’dan ihraç edilip yurtdışına kaçan Fethullahçı askerler şimdi ne yapıyor?  Kendilerine verilen hangi görevi yerine getiriyorlar?  Kimlere ne mesajlar veriyorlar?  Gelin; bazı çarpıcı örneklerle, Twitter’daki varlıklarını masaya yatıralım…   Kısa özet: Birçoğu 15 Temmuz'dan sonra açılan hesaplar, TSK içindeki FETÖ karşıtı askerleri, savcıları, gazetecileri ve yayın organlarını tehdit ediyor.   Kara propaganda çalışmalarıyla, 15 Temmuz darbe girişimindeki FETÖ'nün dahlini silmeye çalışıyorlar.   Emekli veya halen görevde olan askerleri fişleme çalışmalarını sürdüren bu hesaplar, FETÖ karşıtı haberlere imza atan gazetecilerden de "yakında hesap sorulacağını" ileri sürüyor. Ancak sonra FETÖ'nün en etkili hesaplarından biri haline geldi.   Hesabın hedefinde, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında hapis yatan askerler var.   Diğer FETÖ hesapları gibi Ali Türkşen hakkında suçlamalarda bulunan hesapta, Türkiye'nin oligarşik güçler tarafından yönetildiği propagandası yapılıyor. "  Diğer FETÖ hesapları gibi bu hesaptan da Akın Öztürk ve diğer FETÖ davalarında tutuklu olan rütbeliler savunuldu:  "AH ADEM HUDUTİ PAŞA AH, AH AKIN PAŞA AH! Hepsi öyle bir vatan evladı ki ikisinin ve birçoğunun yokluğu doğal hayatı yaşanmaz hale getirdi. ZEKAİ AKSAKALLI HAİNİNİ DİVAN-I HARBE YOLCULUĞU BAŞLAYACAK MERAK ETME!!!!"  Emeklilerden hesabı da diğer benzer hesaplar gibi 15 Temmuz'un FETÖ'nün yaptığı bir darbe girişimi olmadığı yönünde propaganda yapıyor:  "ZALİMLERE İNAT!!! 15 TEMMUZ KONTROLLÜ DARBE DEĞİL FAKE DARBEDİR. "  "O YÜZDEN BU TEORİ ŞUNU DA DOĞRULAR FETÖ DİYE BİR ÖRGÜT YOK. "  TSK'daki FETÖ temizliğini sağlayan FETÖMETRE’yi geliştiren, ama nedendir bilinmez son YAŞ’ta terfi ettirilmeyen Tümamiral Cihat Yaycı da Emeklilerden'in hedefinde:  "FETÖMETRE'nin mucidi CİHAT YAYCI ve Balyoz darbe ekibidir. Onlardan birisi Balyoz kumpasından hapis yatan Amiral Semih Çetin’di. "  Aynı hesap, Ergenekon kumpasında hapis yatan CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin Meclis'teki FETÖ kumpaslarıyla ilgili konuşmasının ardından Çelebi'yi tehdit eden paylaşımlarda da bulundu: "Eğer sizde bırak askerlik şerefini zerre insanlık şerefi olsaydı, insanların çoluğuna çocuğuna annesine babasına karısına hamilesine lohusasına musallat olmazdınız. "  Söz konusu hesap, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarına uğrayan askerler için de "soykırımcı" dedi.   Odatv İmtiyaz Sahibi Soner Yalçın’ı da hedefe koyan FETÖ’cü hesap, şu yalanı piyasaya sürdü:  “Bizim milletimiz unutkandır! Ama devletin arşivi sağlamdır! Odatv davasında Soner Yalçın denen İsrail etki ajanının laptopunda TSK ya ait Suriye İstihbarat CD’sindeki bilgileri İsrail’deki bir servera aktardığına dair izler bulunmuştu!” Aynı hesap Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun yaptığı paylaşıma ise şu yorumda bulundu:  "‘İblisle çomak oynar’ diye bir türkü var Anadolu'da tam da seni anlatıyor Barış. "  Mormontların Jorah’ın en çok üzerinden durduğu konu ise, FETÖ’cülerin yaymaya çalıştığı "Ergenekon'un Türkiye'deki her şeye müdahale ettiği" iddiası.   FETÖ'nün 15 Temmuz'un yıldönümünde başlattığı sosyal medya kampanyasına da dahil olan hesap “Askerleri terör saldırısı var diye kışladan çıkar, sonra sahte bir sıkıyönetim emri yayınla! Milleti sokağa çağır ordusuyla karşı karşıya getir! Sabaha kadar olanları izle! Sonra darbeye kalkıştılar diye askerlere müebbet ver! DestanDegilHikaye” ifadelerini kullandı.   Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız'ın yazılarını hedefe koyan FETÖ’cü hesap, Yıldız'ı hapse attırmakla tehdit ediyor:   "Kara Müyesser durmuyor. "  Hesaptan FETÖ ile mücadele eden isimlere tehditler de savruluyor:  "Kara Müyesser niye şaşırdın? Sana yazı yazan ve eline tutuşturan asker arkadaşlarının AKP ile işbirliği yapıp ülkeyi getirdiği durum bu. Resmen paralel devlet ve terörist örgütsünüz!!!"  THE HANÇER “Masum askerlerin hak arama mücadelesi için burdayım” iddiasındaki “The Hançer” hesabı Mart 2017’de açıldı. Düzenli olarak FETÖ tezlerini yaymaya çalışan ve çok takip edilen hesap, bugün yaşananları “Ergenekon Türkiyesi” olarak tanımlıyor.  FETÖ’cü hesap, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın 15 Temmuz’a dair yazdıklarına da karşı çıkarak “Bu kadar yalan üstüne kurulmuş bir destan(!) hikayesine KURGU denmez de ne denir? Hadi gidin şimdi kutlayın.   Diğer FETÖ hesapları gibi bu hesapta da Tümamiral Cihat Yaycı hedef tahtasına oturtulmuş durumda.   Hesaba göre; FETÖ, bazı isimlerin tasfiyesi için uydurulan bir örgüt:  "Hırsızlar baktılar sadece darbe cambazlığı ile olmayacak bu iş. İpin üzerine sürekli bir şey çıkardılar; FETÖ, Bylock, ankesörlü telefon. "  FETÖ'cü bu hesapların ortak noktaları Odatv düşmanlığı. Son Denizci hesabında TSK'daki FETÖ yapılanmasına yönelik açılan davalarla ilgili aktarımlar yer aldı ve "Bu ülke nasıl 1 gecede tüm askeri uçurumdan aşağı attıysa, yine 1 gece uçurumdan aşağı attığı askere donup dayanamıyoruz artik kurtarın bizi diyecektir. Diğer FETÖ hesapları gibi Son Denizci'de de Akın Öztürk'e ve 15 Temmuz darbe girişimine katılan eski askerlere övgüler düzüldü: "Bende gördüğüm bir rüyamı paylaşayım o zaman. " Sürgün Binbaşı isimli hesapta, FETÖ ile mücadelede ön plana çıkmış isimler, medya organları ve Ergenekon, Balyoz kumpaslarıyla hapis yatan isimler var. 15 Temmuz'dan önce, FETÖ'nün darbe yapacağı uyarısında bulunan Odatv'yi hedef alan Sürgün Binbaşı, "8 Mart 2016 tarihli ‘Cemaat’in Tek Kurtuluşu: Darbe’ başlıklı makaleyi yazdıklarını söyleyerek aslında 15 Temmuz’un tamamen kendi kurguları olduğunu da itiraf ediyor Odatv" ifadelerini kullanıp, 15 Temmuz'u FETÖ'nün gerçekleştirdiğini unutturmaya çalışıyor. FETÖ'nün önem verdiği hesaplardan olan Sürgün Binbaşı’nın hedefinde, Balyoz kumpasında uzun süre tutuklu kalan ve hapishanede yakalandığı kanser nedeniyle 2015 yılında hayata gözlerini kapayan Tuğamiral Cem Aziz Çakmak da var:   "'Kendilerine en güvendikleri anda çoluk çocuk demeden rövanş alacağız' diyen Cem Aziz Çakmak her Ergenekoncunun yaptığı gibi Atatürk'ü de kullanmayı ihmal etmiyor söylemlerinde. Özel, Meclis'te yaptığı konuşmada 15 Temmuz için "kanlı darbe girişimi" demişti. Özel'in bu sözlerine FETÖ'cüler tepki göstermişti. TSK içindeki FETÖ'cü askerlerin varlığını meşrulaştırmaya çalışan Sürgün Binbaşı, "cemaatle görüşen askerlerin olabileceğini, bunun suç olmadığını" yazdı.   FETÖ’nün bu kritik hesabı, YAŞ kararlarının ardından Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız'ı hedef aldı. Diğer FETÖ hesapları gibi hedefinde Cihat Yaycı vardı. " Söz konusu hesap da Ergenekon kumpasını savunmaya devam ediyordu Odatv için "ETÖ'nün alçak bir maşası" denilen hesapta, TSK'daki FETÖ yapılanmasına yönelik yapılan operasyonların içi boşaltılmaya çalışılıyordu. Her ikisini de başardılar!”  Evet…  FETÖ’nün sosyal medyada etkili hesaplarından bir bölümü böyle
02-09-2019
Milliyet
Milliyet  
 
Nevşehir'de 8 FETÖ şüphelisi gözaltına alındı
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY terör örgütü soruşturması kapsamında 8 şüpheli gözaltına alındı. Edinilen bilgilere, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY terör örgütü soruşturması kapsamında Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü (KOM) ekipleri tarafından 8 şüpheli gözaltına alındı
02-09-2019
Milliyet
Milliyet  
 
FETÖ’nün yeni il yapılanması sanıkları hakim karşısında!
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Çorum’da FETÖ'nün yeni il yapılanmasına yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 8’i tutuklu 22 sanığın yargılanmasına başlandı. FETÖ’nün yeni il yapılanması kapsamında hakim karşısına çıkan 22 sanık hakkında iddianamede “terör örgütüne üye olmak” suçundan 5 ila 10 yıl arasında hapis cezası isteniyor. Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında geçtiğimiz Nisan ayında polisin yaptığı operasyonla, FETÖ'nün yeni il yapılanması çökertilmişti