Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
ÖZDİL: ORTALIĞIN NEDEN GENE YÜKSEK ASKERİ ŞURA'DAN HEMEN ÖNCE TOZDUMAN OLDUĞUNU MERAK ETMEK GEREKİYOR Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, “Şablon” başlıklı yazısında, 2011’de Yıldız’ın Odatv kumpasında FETÖ’cüler tarafından tutuklandığı dönem yaşananlara değindi. Balyoz kumpasında ‘Fatih Camii'ni bombalayacaklardı' iddiası bu görüntüden mi doğdu bilinmez ama Fatih Cami'nin İstanbul'daki en güzel göründüğü yerlerden biri Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün İstihbarat Şubesi'ndeki o çok az kişinin girebildiği odaydı. Hamşioğlu yazısında ayrıca şu ifadeleri kullandı: “Hadi diyelim, yandaş medyaya sızdırılan bilgi ve belgelerin gözaltındaki gazetecilerin avukatlarından gizlenmesi dosyadaki kısıtlama kararıyla ilgili, dilekçelerinin reddedilmesi kısıtlama kararıyla ilgili, evlerindeki aramada el konulan dijitallerin imajlarının alınmaması da mı kısıtlama kararıyla ilgili? Usulde yapılmış ve o dijitallerde herhangi bir oynama yapılması halinde sonuçları da, vebali de çok ağır olabilecek bir -kasıt değilse- yanlışlık değil mi? Sigara içmelerine izin vermemek de mi kısıtlama kararıyla ilgili? İşkence değil mi? Onun da içine sinmediği ve ‘yalnız’ kaldığı aşikar olsa da sormak zorundayım; Adalet Bakanı mı üstlenecek, bu ve başka birçok nedenle yemek yemeyi reddeden Müyesser Yıldız'ın sağlığında oluşabilecek hayati bir tehlikenin, arazın sorumluluğunu?” ALDOĞAN: BUNLARI BİZ FETÖ’NÜN KUMPAS DAVALARINDA BİLE YAŞAMAMIŞKEN ŞİMDİ NE OLUYOR Cumhuriyet gazetesi yazarı Yazgülü Aldoğan, “Gazeteciyim, casus değil!” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Özellikle FETÖ’nün hedefinde. Sonra tam bunların FETÖ kumpası olduğu kabul edildi, serbest kaldılar. Gazeteciysen casussun demek aynı zamanda! Hem de gizli bilgileri kimden alıyorsun? Bir astsubaydan! Nasıl bir ordu ki bu Libya ile ilgili casusluğa yarayacak gizli bilgiler ordunun en alt kademesinde (astsubaylardan özür dileyerek) dolaşıyor? Müyesser gözaltına alınırken evdeki herkesin bilgisayar ve elektronik aletlerine el konuyor! Avukatları arama tutanaklarına ulaşamıyor! Kadına su bile verilmiyor! Bunları biz FETÖ’nün kumpas davalarında bile yaşamamışken şimdi ne oluyor? Sertleşiyoruz, daha da sertleşeceğiz demek bunlar. Bunlar hep gözdağı, henüz alınmamış olanlara!” TILIÇ: ON BİNLERCE FETÖ’CÜ İÇERİDE YÖNTEMLERİ DIŞARIDA SERBEST VE AKTİF BirGün gazetesi yazarı Doğan Tılıç “Casus Müyesser!” başlıklı yazısında, operasyonu eleştirdi. FETÖ’ye atfedilen ne varsa hepsinin izlerini gördüğümüz bir akıl. Tılıç yazısında özetle şunları kaydetti: “Öyle bir casus ki Müyesser, ilaç için su bile verilmiyor ona! Öyle bir casus ki, gözaltına alınırken FETÖ operasyoncularının bile dikkate aldığı temel yasal prosedürler göz ardı edilebiliyor. ‘Oysa 9 yıl önce, FETÖ’cü kolluk gözaltı yapmaya geldiğinde avukatına haber vermiş, bilgisayarların imajını almıştı. On binlerce FETÖ’cü içeride, yöntemleri dışarıda serbest ve aktif! …Her fırsatta değerleri ve meziyetleri dünyaya reklam edilen memleket öyle bir yer haline geldi ki; gazetecilerini darp ederek demir kapılar ardına kapatıyor, Silivri’de Barış Pehlivan’a yaptığı gibi… Öyle bir hale geldi ki; gözaltına aldığı gazeteciye ilaç için su vermiyor, Müyesser’e yaptığı gibi