Provocation to hostility, discrimination, and violence
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “FETÖ’nün siyasi ayağı” eleştirilerine sert çıkmasının ardından, MHP’nin yayın organı Ortadoğu gazetesi yazarlarıyla karşılık verdi. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin FETÖ'nün siyasi ayağına yönelik eleştirilerine ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın tahliyesine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın damadını söylüyorsan tamam, bu konu yargı ile alakalı bir konu. BAHÇELİ'DEN ERDOĞAN'A ÇOK SERT YANIT Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “FETÖ’nün siyasi ayağı” eleştirilerine sert çıkmasının ardından, MHP lideri Devlet Bahçeli sosyal medya hesabından Erdoğan’ı eleştiren çok sert açıklamalarda bulundu. İşte Bahçeli’nin sosyal medyadan Erdoğan’a yönelik yazdığı çok sert mesajlar: "Partimizin bu haftaki Meclis grup toplantısında FETÖ'nün siyasi ayağı hakkındaki yorum ve değerlendirmelerim ses getirmiş, yankı bulmuştur. Haklı bir şekilde FETÖ'nün siyasi ayağının üzerine gidilmesi, bu kapsamdakilerin tespit ve teşhirinin yapılmasını istemiş, dilemiştim. FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması siyasi otoritenin başlıca vazifesidir. FETÖ'nün siyasi ayağı ile ilgili bugüne kadar hiçbir adım atılmaması milli vicdanı ziyadesiyle sarsmış ve yaralamıştır. Hükümetin FETÖ'nün siyasi uzantıları konusunda inisiyatif almasını beklemek, konuyla ilgili milletimize tercüman olmak haklı bir duruştur. FETÖ'nün siyasi ayağı olmadığını söyleyerek, alt kademe bazı siyasi yöneticileri hedef almak da milli vicdanı tatmin etmeyecektir. Üstelik böyle bir yaklaşım FETÖ ile mücadelenin etkinliğini ve inandırıcılığını zayıflatıp yıpratacaktır. '' MHP’NİN YAYIN ORGANINDAN "FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI" YAZILARI Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinin ardından bugün Ortadoğu gazetesi yazarları “FETÖ’nün siyasi ayağı” üzerine yazılar kaleme aldı. Ortadoğu gazetesi yazarı Orhan Karataş, “FETÖ ile mücadele ve kirli pazarlıklar” başlıklı yazısında şu eleştirileri yöneltti: “Kimse kimseyi kandırmasın. Darbeyi bizzat planlayan, yöneten ve yapanları, "Yurtta Sulh Konseyi" diye ortaya çıkanları, o makamlara kimler getirdi, atamalarını kimler yaptı, kimler aracı oldu veya referans verdi? Siyasi iradenin bilgisi ve onayı olmadan devletin en önemli, en kritik makamlarına bunların gelmesi, getirilmesi mümkün müdür? Adil Öksüz'ün bağlantıları neden ortaya çıkarılmıyor? Bu kadar teknolojiye, imkana ve gayrete rağmen, bu adamın nasıl kaçtığı, kaçırıldığı, nerede saklandığı, nereye gittiği nasıl anlaşılamıyor ve bir türlü yakalanamıyor?” “FETHULLAH GÜLEN'İN DİZİNİN DİBİNDE POZLAR VERMİŞ SİYASİLER…” Ortadoğu gazetesi yazarı Yıldıray Çiçek ise “FETÖ’nün siyaset ayağına dokunun artık!” başlıklı yazısında, eleştirilerini şöyle yöneltti: “FETÖ ile mücadele yapılıyor mu? Yapılıyor! Hakkaniyetli, adaletli ve her yönüyle yapılıyor mu? Elbette yapılmıyor! 15 Temmuz sonrası FETÖ'nün ayağı olarak her alandan, her kurumdan kişilere soruşturmalar açıldı. Bu durum herkesin sorguladığı bir durum olmakta ve diğer alanlarda yapılan FETÖ mücadelesini de tartışmalı hale getirmektedir. FETÖ'yü FETÖ yapan en büyük alan siyaset iken, bu alan özellikle kapalı tutulmaktadır. FETÖ soruşturması kapsamında bebeğiyle birlikte tutuklanan (daha sonra serbest bırakıldı) 3 günlük anne manzarasına tüm Türkiye şahit olmuşken, nasıl oluyorsa Fethullah Gülen'in dizinin dibinde pozlar vermiş, onu öve öve bitirememiş, FETÖ'nün güçlenmesi için siyaset alanında misyon üstlenmiş siyasilerin 3 dakika ifade verdiğine şahit olamamaktayız. Bu alan korundukça FETÖ mücadelesinin adaleti tartışılmaktadır