Provocation to hostility, discrimination, and violence
Ben artık; “din kurumunda böyle olumsuzluk olur mu kardeşim” gibi aptalca soruları maksatlı ve gereksiz buluyorum: olur kardeşim, din, devlet hazinesine yaslanır, nemalanma-yağmalama alanı haline gelirse, oradan işte böyle Fetöcü de çıkar, “ben şer-i mahkemede yargılanmak istiyorum, şeriatta çocuk evliliği mubah” diyen sübyancı da… Önce bir soruyla başlayalım: üretime, ekmeğe, emeğe, ahlaka, adalete hiçbir katkısı olmadığı halde, sayılamayacak kadar zararı olan DİB’i neden sırtımızda taşıyor, kazancımıza ortak ediyoruz; ekmeğimize-aşımıza kan doğrasın, çocuklarımıza musallat olsun diye mi? DİB, TOPLUMSAL HAYATI ZEHİRLEMEKTEDİR DİB eski başkanı Bardakoğlu; “toplumda dine yönelim arttıkça ahlaksızlık katsayısı da artıyor” diyor. Laikler, Aleviler, aydınlar Diyanet’e verilen bütçeye; “haram olsun, vermeyin bizim paramızı kardeşim” dedikleri halde inancını haramla harmanlamayı sürdüren, sonra da “ben inançlıyım” diyerek şişinen başka bir toplum da yoktur… 2009 yılında bir avuç arkadaşımla ABD Ankara Büyükelçiliğinin önüne gitmiş, “ey ABD kucak açıp beslediğin Fetö’nün ajanınız olduğunu, adınıza çalıştığını biliyoruz. Hem Türkiye’yle müttefik olduğunu söylüyor, hem de Fetö örgütü aracılığıyla altımızı oyuyorsun” dediğim için başıma gelmeyen iş, aleyhime açılmayan dava kalmamıştı. DİB'ı Atatürk kurdu ama "medeniyet karşıtlığını örgütle, sapkınlık merkezi ol, Fetöler, Ensarlar, Kaplanlar, Cübbeliler, Süleymancılar yetiştir, tüyü bitmedik yetimin hakkını bu medeniyet ve insanlık düşmanlarına peşkeş çek, cami ve müftülükleri parti ve iftira merkezleri gibi çalıştır" demediği gibi. Samimiyet sınavı ve sorusu şu; bağırıp-çağırmaya, önünüze gelene “Fetö’cü” demenize gerek yok. Siz Fetö’ye gerçekten karşı mısınız kuzum? Fetö’yü üreten DİB’dır. Öyleyse neden sürekli Fetö üreten bataklığı sulayıp duruyorsunuz? Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır