Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
15 Temmuz Amerikancı-FETÖ’cü askeri darbe girişimini eniştemden öğrendim! Alegori yapmıyorum, hakikaten eniştemden öğrendim! Cumhurbaşkanı Erdoğan da eniştesinden öğrendi diye nazire de yapmıyorum. Sabah kalktığımda işin rengi belli olmuş, inanılmaz şekilde Amerikancı-FETÖ’cü bir darbe girişiminin başarısız olduğu anlaşılmıştı! İnanılır gibi değildi! Meğer ABD Gülen Cemaati ile TSK’yı bir darbeye alet edecek kadar kucağına alabilmişti! Meğer “Bizim çocuklar” ne kadar da çoğalmış! Meğer gazetelerde okuduğumuz, kumpas davalarında açığa çıkan karşıtlarını tasfiye ederek sürekli askeri okullardan itibaren nasıl da örgütlenmişler gizliliği de esas alarak?! FUAT UĞUR’UN DEŞİFRASYONU Neredeyse göz göre göre gelen asker odaklı darbe girişiminin bastırılmasından sonra ne olup bittiğini anlamaya çalışırken Işıkçılar cemaatinin yayın organlarından Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur’un darbe girişiminden üç-üç buçuk ay önce köşesinde kaleme aldığı üç yazı dikkatimi çekti. Çünkü olası darbe girişimini ve bunun FETÖ marifeti olacağını, arkasında da kabak gibi ABD’nin olduğunu ayan beyan ediyordu! Sırasıyla şöyleydi söz konusu yazılar: 1)Gülen’in yeşil cübbesinin sırrı (24 Mart 2016), 2)Cemaatin “Hususiler”i darbe için Ankara’da toplandı. Onların yerinde bir Japon olsa ne yapardı, bir düşünün! (İstihbarat kuruluşları istihbaratının yüzde 85’ini açık kaynaklardan elde ederler) Bir de soru MİT’e: Fuat Uğur o yazıları yazdıktan sonra ifadesine başvurdunuz mu? Ya da “Bunlar ne demek arkadaş?” diye gayriresmi olarak sordunuz mu? Bu da olmadıysa aklıma başka bir şey de gelmiyor değil; yoksa Fuat Uğur…? Hadi MİT atladı, Genelkurmay da atladı, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı, İçişleri Bakanlığı… Hepsi atladı darbe girişimini, Fuat Uğur’un yazılarını… Peki Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık; onca danışman, onca milletvekili, onca Ak Parti teşkilatı… Hepsi uyumuş mu? Hiçbiri görmemiş mi Fuat Uğur’un yazılarından birisini de… Bu noktada da aklıma fena bir şey gelmiyor değil doğrusu… Acaba, gördüler de görmemezlikten mi geldiler? Ya da şu mudur: Fuat Uğur, devlet adına bir görevle FETÖ’yü uyarmak mı istedi;”Bakın, herşeyi biliyoruz ve izliyoruz” diyerek bir çözülme mi bekledi? O yüzden mi söz konusu üç yazısı yüzünden bilgisine başvurulmadı, ifadesi alınmadı? Lafı dolandırmayacağım; 15 Temmuz gecesi şu mu oldu yoksa? İktidar ve istihbarat-güvenlik aparatları bir FETÖ’cü darbe girişimi olacağını biliyordu ama girişim olsa da derdest edebileceğini de öngörüyordu. Kısacası bir hesap hatası mı oldu? Amerikancı-FETÖ’cü askerlerin 22 Şubat ve 21 Mayıs’ta askeri darbe girişiminde bulunan Talat Aydemir kadar naif mi olduğunu düşündüler? (Talat Aydemir ikinci darbe girişiminde Köşk’ü içindekilerle kuşatmasına karşın bazı uçak ve gemilerin yurtdışına kaçırılacağı bilgisini alınca darbe karşıtı askerlerce, darbeden vazgeçmiş ve teslim olmuştu) Şimdi gelelim yeniden Fuat Uğur’un söz konusu üç yazısına… İbret-i alem için önemli bölümlerini ağırlıklı olarak aşağıya alıyorum (Tamamını okumak isteyenler Fuat Uğur’un köşe arşivinde bulabilirler). Onlar gerekeni yapacaklar” Bu konuşma 7 Şubat MİT darbesinden sonra, 17-25 Aralık darbe girişiminden de öncedir. Fethullah Gülen, devletin FETÖ yapılanmasına yönelik son operasyonlarıyla iyice çileden çıkmış, çılgınlaşmış hâlde