Provocation to hostility, discrimination, and violence
Ahmet Taşgetiren ile geçmişte FETÖ’nün gazetesi Bugün’de yazarken mahkemelik olmuş, köşe yazılarımızda karşılıklı polemikler yaşamıştık… Ahmet Taşgetiren “Bahçeli ve Bahçeli” başlıklı yazısında, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AKP’nin politikalarına yönelik sert muhalefetinden örnekler vererek “O sözlerden sonra meydana gelen gelişmeler sebebiyle başlarının dönüp dönmediği veya bir tekinin bile ‘O sözler ne, bu yapılanlar ne?’ diye meraklanıp, ‘Devlet Bahçeli’nin Liderliği’ni sorgulayıp sorgulamadığı…” şeklindeki cümlelerle MHP’liler ve Ülkücüler arasına aklınca fitne kıvılcımları bırakmaya çalışıyor. O gün ne söylediysem o günkü şartlarda geçerlidir” şeklinde sahiplenmiş ve 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Türkiye’nin korunmasına yönelik AKP-MHP arasında oluşan güç birliği atmosferinde sorumluluk üstlenmiştir. “Bahçeli ve Bahçeli” diyen Ahmet Taşgetiren’e “Ahmet ve Ahmet” diye seslenmek ve sorgulamak gerekmiyor mu? Şimdi Ahmet Davutoğlu merkezli “Karar” gazetesinde CHP’ye, HDP’ye, İP’e, Deva’ya şirinlik yapan Ahmet Taşgetiren’in geçmişteki atmosferi ve besin kaynağı FETÖ idi. Ahmet Taşgetiren, FETÖ’ye ait olan Bugün isimli gazeteden ayrılırken de “Aynı şekilde Hizmet Camiası dâhil bütün hizmet yapılarının, Türkiye’nin iyilik yolunda ilerlemesinin önemli unsurlarından olduğuna inanıyorum. Ama son hadisenin de getirdiği kopuş önlenemedi” cümlelerini kurarak, FETÖ ile gönül bağının nasıl güçlü olduğunu yine göstermişti. FETÖ için bu kadar övgülü, nezaketli cümleler kuran Ahmet Taşgetiren’in Ülkücülere ettiği hakaretler ve attığı iftiralarda görüldüğü gibi yukarıdaki cümlelerimiz arasındadır. Peki, sende neyi görecektir Ahmet Taşgetiren? Sen, FETÖ’yü övüp Ülkücülere hakaret ederken neyi göstermiştin? Sen, Akil Adam olup PKK açılımını savunurken neyi göstermiştin? Sen, teröristbaşı Fethullah Gülen’i öven kitap yazıp, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi eleştiren yazılar yazarken neyi göstermiştin? Sen, geçmişte “Kandil ya da KCK karar verdi, HDP’ye de ona boyun eğmek düştü