Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
28 Şubat davasının gerekçeli kararında, davanın Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kumpasının sonuncusu olduğu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen Tamer Tatar’ın verdiği CD5’ten elde edilen belgelerin sahte olduğu, irticanın FETÖ olduğu ve sanıkların da FETÖ ile mücadele ettiği savunmaları savunma hakları kapsamında değerlendirilerek, “Türk milletinin gözü önünde bütün açıklığı ile gerçekleşen olaylar ile hukuken geçerli kabul edilen deliller ile sanıkların bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir” denildi. Dava dosyasına gönderilen bilgi ve belgeler sırf bunu gönderen kişiler hakkında FETÖ üyeliğinden dava açılmış olması nedeniyle hukuki geçersizlik sonucunu doğurmaz, bu konuda mahkememizce öncelikle haklarında FETÖ terör örgütü üyeliği nedeniyle dava açılan kişilerin çalıştıkları dönemde yapmış oldukları işlemlerin tamamının geçersiz olduğu yönünde herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. ” İmha tutanakları varSanıklar ve avukatlarının sahte olduğunu iddia ettikleri ve FETÖ’nün kumpas davalarında bilirkişilik yaptığı açığa çıkan Tamer Tatar’ın verdiği CD5’ten elde edilen belge asıllarının süreleri dolduğu için imha edilmeleri sebebiyle kurumlarınca teyit edilmediği kaydedilen gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi:“Ancak imha tutanakları gönderilerek konu, tarih, gizlilik derecesi, sayı ve ara numaraları ile aynı belgeler olduğunun tespit edildiği, zira olmayan belgenin imhasının mümkün olmadığı, CD5’ten elde edilen belgeleri düzenleyen Genelkurmay’da çalışan belgeyi düzenlemeye görevli ve yetkili kişilerin belgeyi kendilerinin düzenlediği yönündeki hukuken geçerli beyanları, imza bloğunda adı veya imzası olanlar sanıklar tarafından doğrulanan belgeler, birden fazla müşteki tarafından ibraz edilen belgeler, yine resmi kurumlar olan Genelkurmay Başkanlığı’ndan, MGK Sekreterliği’nden, Yüksek Öğretim Kurumu’ndan, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’ndan gönderilen belgeler, dava dosyasında bulunan delillerin hepsi CD’den elde edilmiş delliler de olmadığı, CD5’te yer alan sanıkların da ibraz ettikleri belgeler ile doğruluğu teyit edilmiş olup delil yönünden değerlendirme yapılmış ve hükme esas alınmıştır. ‘FETÖ ile mücadele’ ettik’ gerçek değilSanıklar ve müdafiilerinin irticanın FETÖ olduğu ve FETÖ ile mücadele edildiği yönündeki savunmalarıyla ilgili ise şu ifadelere yer verildi: “Öncelikle suç tarihinde irtica ile mücadele adı altında yapılan işlemlerde genelde kişilerin namaz kılıp kılmadığı, eşinin veya ailesinin başörtüsü takıp takmadığı, alkol alıp almadığı, eşiyle birlikte sosyal etkinliklere katılıp katılmadığı vb gibi şekli kriterlere bakıldığı, FETÖ terör örgütü üyelerinin silahlı kuvvetler içerisinde ve diğer kritik kurumlarda kamuoyunda da bilindiği üzere eşlerine bilerek başörtü taktırmadıkları, sosyal etkinliklerde özellikle alkol kullanmak suretiyle kendilerini gizledikleri böylelikle sanıkların sadece irtica ile ilgili olarak şekli hususlara bakarak FETÖ terör örgütü üyeleri dışında diğer milli ve manevi değerlere bağlı olan personeli irticacı olarak değerlendirerek haklarında tutanak düzenleyerek işlem yaptıkları anlaşılmış, dolayısıyla FETÖ terör örgütü üyeleriyle suç tarihi itibariyle mücadele edildiği yönündeki savunmalarının gerçeği yansıtmadığı gibi, meydana gelen olaylar ve yapılan eylemler Türk milletinin gözü önünde gerçekleşip açıkça FETÖ terör örgütü üyelerine yönelik olmadığı ortada olup, belgelerde Fetullah Gülen isminin geçmesinin bu kişiler ile mücadele edildiği anlamına gelmeyeceğinden bu kişiler ile mücadele edilmediği anlaşılmış, bu yöndeki beyanlar, savunma kapsamında değerlendirilmiştir