Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen 196 sayfalık iddianamede, FETÖ/PDY liderinin medya üzerinden üyelerine gizli veya açıktan talimatlar vermesi ele alındı. - "Dizide, yapılması muhtemel MİT tırları operasyonu işlendi" "Şefkat Tepe" dizisinde 11 Ocak 2014'te yapılması muhtemel MİT tırları operasyonuyla ilgili konuların işlendiği, tırların durdurulması ve öncesindeki algıda katkısı olanlarla ilgili kamu davası açıldığı anlatılan iddianamede, şunlar kaydedildi: "Soruşturma aşamasında, Suriye'de yaşanan olaylarla ilgili her ülkenin kendi çıkarlarını gözeterek kendine özgü¨ devlet politikası sergilediği, Türkiye'nin de aynı şekilde sınır komşusu olan Suriye ve Irak'ta cereyan eden savaş¸ ve çatışmalara karşı ülke çıkarlarını gözeterek devlet politikası belirlediği, bu bağlamda Türkiye ile soydaş¸ Suriye'deki Türkmen vatandaşlarla yıllardan bu yana süregelen akrabalık ilişkilerinin doğal bir sonucu olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve hükümetinin de bu bölgede yaşama tutunmaya çalışan insanlara yardımda bulunduğu, bu insani yardımların da uluslararası bir yardım kurulusu olan I·HH aracılığıyla gerçekleştirildiği, bu yardımlar sayesinde IHH'nın bölge halkı tarafından takdir gördüğü, Türkiye'nin gerek Suriye'de gerekse Irak'ta savaş¸ şartlarından dolayı birtakım sıkıntılarla karşı karşıya kaldığının bilindiği (Musul Konsolosluğu rehin alma olayı, Türk tır şoförlerinin alıkonulması gibi), bölge halkı tarafından benimsenen IHH'nın ise bu sıkıntıların çözüme kavuşturulmasında aracılık yaptığının değerlendirildiği, FETO¨/PDY üyelerinin ise IHH'nın bu faaliyetlerinden haberdar olduğu, örgütün taktik ve stratejisi gereği uzunca bir süre İHH-MİT ilişkisinin takip edildiği, yapılanmaya mensup TSK içerisindeki örgüt üyelerinin ise bir kısım MIT personelini uyuşturucu kaçakçılığı şüphelisi olarak dinlediği ve izlediği, bu dinleme ve izleme faaliyetleri sonucunda Türkiye'nin Suriye'deki politikaları hakkında bilgi sahibi oldukları, 2013 yılı eylu¨l ayından itibaren sistematik olarak gizli bir şekilde MİT ve IHH üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni zor duruma düşürmek için bu eylemi gerçekleştirdikleri, kamuoyunda eylemin haklılığı yönünde algı oluşturmak için medyanın da kullanıldığı tespiti yapılmıştır. FETÖ'nün medyadaki en temel faaliyetinin örgütün amacı ve stratejisi doğrultusunda algı operasyonu yapmak olduğu, örgütün bu yolla toplumdaki tepkiselliği yönlendirmek için kendisine meşruiyet alanı sağlamaya çalıştığı vurgulanan iddianamede, "Algı operasyonları yapılırken medya çok etkin kullanılmakla birlikte örgütsel faaliyet çerçevesinde toplumun her alanına sızmış¸ örgüt mensupları da bulundukları konuma göre dedikodu yaparak, istihbarat toplayarak, sahte delil üreterek, yargılama konularında örgüt menfaatini gözeterek veya maddi destek sağlayarak neticede her türlü¨ faaliyette bulunarak bu algıya destek olmaktadır. - "FETÖ tarafından kurgulanan hayali Ergenekon Terör Örgütü" Örgütün zaman zaman hedefi yok etmek adına kumpaslar kurduğu da belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi: "FETO¨ tarafından kurgulanan hayali bir örgüt ortaya atılmış¸, adına 'Ergenekon Terör Örgütü¨' denmiş¸, bu hayali örgütle ilgili basın yayın u¨zerinden iyi kurgulanmış¸ metinler defalarca tekrar edilmiş¸, sosyal medyada böyle bir örgüt varmış¸ gibi paylaşımlar yapılmış¸, örgütle iltisaklı köşe yazarları da bir anda örgüt medyası ile paralel yazılar yazmaya başlamıştır. Oysa 2011 yılında yapılan Odatv soruşturması kapsamında Soner Yalçın, Barış¸ Pehlivan ve Barış¸ Terkoğlu adlı kişilere ve Ergenekon soruşturması kapsamında Ahmet Şık ve Nedim Şener (Fetullah Gülen yapılanması hakkında 'İmamın Ordusu' isimli kitap yazarak örgütün faaliyetlerini deşifre etmeye çalışan) adlı kişilere uygulanan yakalama-gözaltı işlemleri ve soruşturma süreçleri irdelendiğinde ise FETO¨/PDY'nin kamu kurumları içerisindeki üyelerinin kendisine muhalif olarak gördükleri medyayı etkisiz hale getirmek amacıyla harekete geçtikleri, Zaman gazetesinde de buna paralel olarak, adı geçen kişilerin basın faaliyetlerinden değil de örgütsel faaliyetler çerçevesindeki eylemlerinden dolayı yakalanarak tutuklandıklarına dair haberlerin yapıldığı anlaşılmaktadır