Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Öncü subay kadroları FETÖ kumpasları ile tasfiye edildi. Sonra tüm Türkiye dehşetle farketti ki, FETÖ gizli tarikatı, meğerse orduyu ve generallerin neredeyse yarısını ele geçirmiş. Harp okullarının FETÖ’ye teslim edilmesi de başka bir felaket. Üstelik kurmay yetiştiren akademinin başındaki AKP’nin atadığı tarihçi arkadaşın İstiklal Savaşı ve Mustafa Kemal’e bakışı çok sorunlu… Gelecekte TSK yönetimi, bu işi dikkatle, ciddiyetle ele almalı… Yoksa TSK’da Mustafa Kemal geleneğinin yerini, daha eskisi, yani Yeniçeri geleneği alır ki, FETÖ tarikatının gizlice ‘kazan kaldırması’ da zaten bu Osmanlı-Yeniçeri-Tarikat geleneğine yaslanıyordu… 4) Cumhuriyet: Hala ayakta. Zaten böyle olmazlarsa gidip Osmanlı’nın devamıyız diye FETÖ’cü olurlar… ‘Osmanlı’nın devamıyız’ mantığı ile gidilirse, yarın orduda Nakşiler, Bektaşiler (!), Menzilciler bile çıkabilir!. TSK’yı bize Atatürk verdi…AKP, TSK’nın içine FETÖ’cüleri yerleştirip onu bizden aldı…Şimdi Türk milleti olarak Atatürk’ün TSK’sını hep birlikte geri almaya çalışıyoruz…FETÖ’cü 15 Temmuz kalkışmasını da esas olarak TSK’daki Atatürkçü subaylar engelledi… - Atatürk’ün 30 Ekim’e cevabının 29 Ekim olmasına komplo teorisi yorumu yapan vardır herhalde? KÇ: Mustafa Kemal, Fahrettin Altay Paşa’ya 29 Ekim-30 Ekim ilişkisi için açıkça ‘De ki bu mazlum milletin ahıdır, öcüdür…’ demiştir… Asıl hayret verici olan Mustafa Kemal’in Cumhuriyeti tam 29 Ekim’de, 30 Ekim’in intikamı olarak ilan ettiği gerçeğinin yıllarca halkın ve kamuoyunun bilgisi ve dikkati dışında kalmış olmasıdır… Neyse ki bu 29 Ekim-30 Ekim ilişkisini Fahrettin Altay’dan dinleyen ve tek kaynak olarak tarihe geçiren gazeteci Taylan Sorgun halen sağ ve aktif gazeteci olarak aramızda bulunuyor…Buna ‘komplo teorisi’ diyenler ve inanmayanlar Taylan Sorgun’a gidip sorabilir…Bu gerçeği ben de ondan öğrendim… - Atatürk laikliği seçmeseydi de Cumhuriyet olmaz mıydı? Malum İsmail Kahraman Anayasa’dan çıkaralım dedi. Mustafa Kemal tekke ve cemaatleri kapatarak adeta 100 yıl sonra gelip, ‘devlet içinde devlet gibi’ örgütlenerek, eğitimi, polisi, yargıyı, orduyu ele geçiren FETÖ gibi yapılanmalara karşı önlem alıyor. Ama laikliği Anayasa’dan çıkarmak isteyen İsmail Kahraman ve o kafadakiler, devleti daha önce FETÖ’ye teslim ettikleri gibi, şimdi de kendilerince ‘daha İslamcı’ gördükleri gruplara teslim etmeye çalışıyorlar. İsmail Kahraman gibilerinin FETÖ olayından zerre kadar ders almadıklarını düşünüyorum…Bu kafa Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini karartıyor… - Cephede tesettürü tartışan bir Mustafa Kemal anlatıyorsunuz