Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Attack on rights and dignity (cursing, insulting, humiliating)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, kendi özel hiyerarşisi ile büyük bir gizlilik içinde "hoşgörü, diyalog, sevgi, hizmet" gibi kavramları dini motiflerle süsleyerek taban bulan ve gerçek niyetini saklayarak devlete sızan FETÖ'nün özellikle emniyet içerisindeki etkinliği 17/25 Aralık kumpas sürecinde gözler önüne serildi. Bu tarihten sonra örgütün başta emniyet olmak üzere kurumlardan tasfiyesi için yürütülen çalışmalar ve ortaya konan irade, FETÖ ile mücadelede dönüm noktası oldu. Ancak FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimiyle o tarihe kadar kimi çevrelerin çok da önemsemediği ya da görmezden geldiği örgütün sinsi planı da su yüzüne çıktı. Hain darbe girişimi aslında FETÖ'nün en gizli yapılanmasını TSK'de hayata geçirmeyi planladığı gerçeğini ortaya koyarken, titiz çalışmalarla belirlenen TSK'deki kripto yapılanma da örgütün masum ve şeffaf bir yapı olmadığını yeniden kanıtladı. ÖRGÜT YAPISINA "HAŞHAŞİ" TANIMI Özellikle emniyet teşkilatındaki kadrolaşmasını belirli bir düzeye ulaştırdıktan sonra buradaki gücünü operasyonlarının ana aracı olarak kullanmaya başlayan FETÖ'nün devlet kademesindeki uzantıları mercek altına alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan olduğu dönemde 14 Ocak 2014'te AK Parti'nin grup toplantısında FETÖ ile ilgili yaptığı konuşma hafızalara kazındı. Erdoğan, buradaki konuşmasında, bu yapının bir terör örgütü olduğuna dikkati çekerek, FETÖ'yü Selçuklu Devleti'nin yıkılmasında rol oynayan "Haşhaşiler"e benzetti. FETÖ'nün devlet içerisinde paralel bir yapılanmaya giderek, bütün kurumları ele geçirme hedefinde olduğuna işaret eden Erdoğan, "Kim olursa olsun olayın aslı şu acırsanız acınacak hale gelirsiniz. "İHANET" EKİBİ KAÇTI Mücadele sürecinin başlamasıyla, örgüt tabanını şahsına münhasır propaganda yöntemleriyle bir arada tutmaya çalışan FETÖ yöneticileri, özellikle sosyal medya üzerinden yaydıkları yalanlarla da kamuoyu nezdinde algı operasyonlarına girişti. Bu süreçte üst düzey FETÖ yöneticilerinin büyük çoğunluğu, yargılamadan kurtulmak için başta elebaşı Fetullah Gülen'in bulunduğu ABD olmak üzere yurt dışına kaçma yolunu tercih etti. Yıllarca tabanını dini söylemle kurgulayan FETÖ elebaşı, yurt dışına kaçışlar için de "hicret" benzetmesi yaparak örgütün "ibadet" katmanını yine din istismarıyla kandırma yoluna gitti. GİZLİ HABERLEŞME PROGRAMLARI KULLANDILAR FETÖ, en üst yapısından en alttaki üyesine talimatların iletilmesi, örgüt üyeleri arasında haberleşmenin sağlanması noktasında da gizliliğe büyük önem verdi. Darbe girişimi sonrası İzmir, Konya, Sivas ve Balıkesir gibi illerde yeniden yapılanmaya çalışan FETÖ mensuplarına yönelik düzenlenen operasyonlarda yakalanan örgüt üyelerinin yeni gizli haberleşme programları kullandıkları da ortaya çıktı. RÜYA MOTİVASYONU VE İNKAR TAKTİĞİ FETÖ, darbe girişiminin başarısız olmasının ardından tutuklu örgüt üyelerine iletilen yalan rüyalarla motivasyon sağlamaya çalışırken duruşmalarda da inkar taktiği uyguladı. Tutuklu örgüt üyelerinin itirafçı olmasından çekinen FETÖ yöneticileri, bunu engellemek ve moral sağlamak için dini temalı rüya motivasyonuna başladı. Son olarak Trabzon'da yürütülen soruşturmada gözaltına alınan FETÖ şüphelilerinin ifadelerinde örgütün tabanını bir arada tutma ve yeni yapılanma sürecinde "Peygamber efendimizi rüyada gördüm. KENDİ GÖRÜNTÜLERİNİ BİLE İNKAR ETTİLER Darbe girişimi sırasında Ankara'da uçaklarla sivilleri bombalayan FETÖ'cü pilotlar, açılan davaların duruşmalarında, aralarında kamera ve ses kayıtlarının da bulunduğu çok sayıda delile rağmen eylemlerini inkar etti. Darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davanın duruşmalarına darbeci sanıkların, kanıtları yalanladıkları savunmaları damga vurdu. Yurtta Sulh Konseyi üyeleri arasında bulunan ve darbecilerin sözde atama listesinde Genelkurmay Harekat Başkanı olacağı belirtilen eski Çiğli 2. Selçuk, Akıncı Üssü'nde darbe bildirisini okuma provası yaparken kaydedilen görüntülerine ilişkin, karargahın önünde araçtan indiği sırada sivil giyimli bir kişinin kendisine yaklaştığını, "Komutanım, bir sunumumuz var. FETÖ'nün sivil imamı Kemal Batmaz, Adil Öksüz ile Atatürk Havalimanı'nda görüntülenmesinin tamamen tesadüf olduğunu söylerken, Akıncı Üssü'ndeki görüntülerde yer alan kişinin kendisi olmadığı, üs bölgesine de Harun Biniş ile arsa bakmaya gittiği yalanına da başvurdu. Adil Öksüz ve Kemal Batmaz'ı tanımadığını ileri süren Oruç, "Darbe günü Akıncı'ya köylerde hayvancılıkla ilgili belgesel çekmeye gelmiştim. BYLOCK YALANLARI FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullanan zanlıların mahkemelerde yaptığı inkar savunmaları şaşkınlığa yol açtı. ÖRGÜT MENSUPLARINA BASKI FETÖ, örgütün çökertilmesi için yürütülen soruşturmalarda gözaltına alınan zanlılar ve sanıkların itirafçı olmamaları için de akla hayale gelmedik baskılar kurmaya çalıştı. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın tutuklu sanığı eski Bünyan Emniyet Müdürü İrfan Soner Yiğit, itirafçı olmaması için FETÖ sanıklarının kendisine baskı yapmaya başladığını belirterek, "İtirafçı olup cenneti, ahiretini kaybetme. DARBE GİRİŞİMİ SANIKLARI MAHKUM EDİLMEYE BAŞLANDI FETÖ'nün darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırı başta olmak üzere darbe girişiminde etkin rol oynayan örgüt mensuplarının yargılandığı davalarda mahkemelerden de kararlar çıkmaya başladı. Eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ve binbaşı Şükrü Seymen ile FETÖ'nün üs imamı olarak anılan paşa lakaplı eski başçavuş Zekeriya Kuzu'nun da aralarında olduğu sanıklardan 31'i 4'er ve 3'ü birer defa ağırlaştırılmış müebbet, biri 4, biri 3 ve 4'ü ise birer defa müebbet, Ali Yazıcı 18 yıl, Tezcan Kızılelma 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Denizli'de darbe girişimine ilişkin davada eski Garnizon ve 11. KRİPTO YAPILAR ÇÖZÜLÜYOR FETÖ'nün mahrem imamlarının deşifre ettiği "ardışık arama sistemi" örgütün TSK'deki gizli yapılanmasının tasfiyesinde önemli rol oynadı. TSK'de 8 kez ankesörlüden araması olanlar FETÖ zanlısı olarak değerlendirilirken, ardışık aramaya takıldığı tespit edilenler ise kripto FETÖ'cü olduğu gerekçesiyle gözaltına alınıyor. Mahrem imamların itirafları ve teşhisleri ile başlayan süreç, FETÖ'nün TSK'deki yapıları ile iletişim sağladığı "ardışık arama sistemi" üzerinden yürütülüyor. Operasyonlarda FETÖ'nün askeri mahrem yapılanma"daki halen görevdeki muvazzaflarına da büyük darbe vuruldu. Darbe gecesi Genelkurmay Başkanlığı Karargahını basan FETÖ'cülere direnirken ayağından kurşunla yaralanan ve madalyayla ödüllendirilen eski yüzbaşı Burak Akın da örgütün içinde yer aldığını itiraf ederek teslim oldu. FETÖ'NÜN HÜCRE EVLERİ VE YENİDEN YAPILANMA HEDEFİ Birçok kentte gerçekleştirilen operasyonlar, gerek 15 Temmuz 2016 öncesi gerekse de FETÖ'nün darbe girişiminden sonra yürütülen soruşturmalarla dağılma ve çökme sürecine giren örgütün yeniden yapılanma içerisinde olduğunu gösteriyor. Öyle ki yurt genelinde örgütün başta TSK, Emniyet Genel Müdürlüğü içindeki "kripto yapılanmaları" olmak üzere FETÖ'nün çeşitli yapılanmalarına yönelik martın ilk gününden bugüne kadar düzenlediği operasyonlarda 2 bin 113 kişi gözaltına alındı, bunlardan 623'ü tutuklandı. Son dönemde FETÖ mensuplarının tespiti ve adalete teslim edilmesine yönelik çalışmalarda örgüt üyelerinin gizlendiği "gaybubet evi" olarak adlandırılan hücre evleri ile öğrenci evlerine yönelik operasyonlar dikkati çekti. FETÖ'nün hücre evlerine yönelik operasyonlar, özellikle 2014 yılı başından itibaren başlayan yoğun mücadeleye rağmen terör örgütünün yurt dışındaki gizli yapıların da desteğiyle açık bir şekilde yer altına indiğine işaret ediyor. ÖĞRENCİLER ÜZERİNDEN YENİ YAPILANMA Trabzon'da gözaltına alınan FETÖ mensuplarının ifadeleri, örgütün öğrenciler üzerinden yeni bir oluşum içerisine girdiğini de ortaya koydu. Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin örgütün "gaybubet evleri" diye adlandırdığı hücre evlerine yönelik operasyonlarında gözaltına alınan zanlıların ifadeleri doğrultusunda FETÖ'nün son zamanlarda öğrenciler üzerinden yeni bir oluşum içerisine girdiği ortaya çıkartıldı. Zanlıların ifadelerine göre, örgütle direkt bağlantısı olmayan yeni öğrencileri belirleyen FETÖ, bu kişileri özel ve devlete ait yurtlara yerleştirmeye çalışıyor. Özellikle üniversitelerde öğrencilerin sosyal faaliyetlerine ağırlık veren FETÖ, öğrencilerin farklı görüşteki diğer öğrencilerle kalması ve bulundukları ev ya da yurtlarda, örgütü eleştiren kitaplar ile çeşitli yayınları bulundurmasını istiyor