Provocation to hostility, discrimination, and violence
İddianamede, 15'i tutuklu 18 şüpheli hakkında, FETÖ üyeliği ve gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma suçlarından 8,5 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası talep edildiFETÖ'nün eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile emekli albay, CHP İstanbul MilletvekiliDursun Çiçek'e ‘Islak İmza' kumpasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, 24. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zafer Koç ile Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Bülent Başar tarafından hazırlanan iddianamede, 15'i tutuklu 18 şüpheli hakkında, FETÖ üyeliği ve gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma suçlarından 8,5 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'e, Ergenekon davasında delil olarak kabul edilen, "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" belgesinde ‘ıslak imzası bulunduğu' öne sürülerek "kumpas" kurulduğu iddiasına ilişkin hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün Adli Tıp Kurumu'nda Doç. "2010 YILI SONRASINDA ÜST SEVİYEDE KADROLAŞMA"FETÖ/PDY'nin diğer tüm kamu kurum ve kuruluşlarında kadrolaşmasına paralel Adli Tıp Kurumu Başkanlığında da aynı yol ve yöntemleri izlemek suretiyle kadrolaşmaya gittiği, özellikle "İrtica İle Mücadele Eylem Planı" olarak bilinen belge ilgili bilirkişi incelemesi yapılan 2010 yılı ve sonrasında kurumdaki kadrolaşmanın en üst seviyeye ulaştığı vurgulanan iddianamede, örgütün özellikle bu tür incelemeleri yapan Fizik İhtisas Dairesine özel bir önem verdiği ve örgütsel açıdan kurumda istenilen kadrolaşmanın tam olarak sağlandığı belirtildi. Haluk İnce'nin görev yaptığı 2009-2013 döneminde FETÖ yapılanmasının Adli Tıp Kurumunda en üst seviyeye ulaştığı belirtilen iddianamede, İnce'nin, "söz konusu imza incelemeleri yapılmadan önce soruşturma savcısı Zekeriya Öz ile kurumda görüştüğü, Fizik İhtisas Dairesinde belgeyi inceleyecek heyetin oluşturulmasına yönelik mevzuata uygun olmayan görevlendirmeler yaptığı, belgenin incelenmesi ve rapor verilmesi sırasında uzmanları etki altına aldığı ve heyeti yönlendirdiği, örgütün amaçladığı şekilde iki ayrı rapor tanzim edilmesini sağladığı" ifade edildi. "EN ÇOK YARGI HİZMETİ VEREN KURUMLARA SIZDILAR"İddianamede, "FETÖ'nün, soruşturmalarda ortaya çıkarılabilenden çok daha yoğun şekilde devletin tüm kurum ve kuruluşlarına sızdığı, örgütün yapısı ve amaçları doğrultusunda en çok da yargı hizmeti veren kurumlar ile bu kurumlara bilirkişilik yapan Adli Tıp Kurumu, TÜBİTAK ve kriminal daireler gibi devlet kurumlarına yerleşildiği" belirtildi. "KAMU GÖREVİ GÖRÜNÜMLÜ" KADROLAŞMA"FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün kadrolaşmak için en fazla önem verdiği kurumların başında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı" nın geldiği belirtilen iddianamede, "Örgütün kurulduğu ilk günden bu yana, 'devlet içinde örgütlenme' zihniyetine sahip olması nedeniyle ,özellikle TSK, Emniyet, Yargı, MİT, TÜBİTAK, Adli Tıp Kurumu, Kriminal laboratuvarları ve bürokrasideki örgütlenmesi sayesinde amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik birçok yasadışı eylemi, kamu kurumlarında ve idarelerde kadrolaştırdığı mensupları aracılığı ile ve "kamu görevini ifa görünümü" altında gizleyerek gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır" değerlendirmesi yapıldı