Provocation to hostility, discrimination, and violence
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünce (BYEGM), “Yabancı basında FETÖ lideri” başlıklı araştırma yapıldı. Alman basını, FETÖ’yü terör örgütü olarak göstermemek için sıklıkla “sözde” kelimesine başvurdu. Türk yetkililerin FETÖ tanımlamalarının tırnak içinde verilmesinin tercih edildiği Fransız basının bu tutumu, teröre karşı Türkiye ile dayanışma örneği gösterilmemesi olarak değerlendirildi. İngiltere basınında ise FETÖ elebaşı Gülen için, “karizmatik din adamı”, “77 yaşındaki dini lider”, “münzevi din adamı”, “muhalif”, “dinler arası diyalog mesajları veren” gibi sıfatlar tercih edildi. Ortadoğu basınında “Amerika’da yaşayan din adamı”, “aydın”, “Afrika’nın önemli simalarından biri” olarak tanımlanan Gülen, İran basınında “İran İslam Cumhuriyeti’nin katı muhalifi”, “sürgündeki din adamı, “darbe girişimini organize etmekle suçlanan kişi” sıfatlarıyla anılırken, FETÖ mensubu askerler içinse “Fetullah Gülen terör örgütüne mensup askeri isyancılar” tanımı kullanıldı. FETÖ elebaşı Gülen, Çin basınında “Amerikalılaşmış Türk din adamı”, “dini şahsiyet”, “sürgündeki muhalif”, İsrail basınında ise “radikal İslamcı”, “gizli terör örgütü”, “Türkiye doğumlu Sünni din adamı”, “sürgündeki Müslüman vaiz” ifadeleriyle haberlere konu oldu. FETÖ elebaşı, Rusya basınında “gizemli din adamı”, “Türk dili konuşan ülkelerde İslami okullar zincirine sahip kişi”, “Gülen’in imparatorluğu”, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın amansız rakibi”; Yunanistan basınında “Türk liderin siyasi manevi oluşumunda belirleyici rol oynayan Gülen”, “Batı yanlısı duruşu ile muhafazakar İslami ilkeleri birleştiren”; Suudi Arabistan basınında “Terörist örgüt lideri”, “darbeden sorumlu tutulan sürgündeki dini lider”; Mısır basınında “Türk din adamı”, “Askeri darbe girişiminin birinci suçlusu”, “İslami düşünür”, Kıbrıs Rum basınında “sınırlarını çoktan aşan hizmet hareketinin babası” ve İsveç basınında “ABD merkezli vaiz”, “Müslüman lider”, “sürgündeki İslamcı vaiz” gibi tanımlamalarla yer aldı. Araştırmada Batı medyasının Türkiye aleyhindeki tavrına FETÖ’nün, son yıllara kadar zekat, sadaka, kurban adı altında Türk halkının hayırseverliğini suistimal ederek topladığı paralarla gerçekleştirdiği lobicilik faaliyetlerinin de katkısı olduğu değerlendirildi. Batı medyasının daha önce, PKK ve PYD hakkında çıkan haberlerde kullandığı söylem düşünüldüğünde, bu tavrının Türk halkı için şaşırtıcı görülmediği aktarılırken, “PKK ve PYD için ‘gerilla’, ‘Kürt militanlar’ gibi adlandırmalar kullanan Batı medyası, bir kez daha Türkiye aleyhinde birçok yasa dışı faaliyete girişen, yüzlerce insanın ölümünden; binlercesinin ise yaralanmasından sorumlu olan FETÖ ve elebaşı Fetullah Gülen için ‘ılımlı’ tanımlamalar bulma çabasını sürdürüyor. BYEGM Genel Müdür Yardımcısı Ekrem Okutan araştırmayla, uluslararası basına yansıyan haberlerin FETÖ’nün gerçekte kimlere hizmet ettiğini ortaya koyduğunu belirterek, uluslararası basının Türkiye’de demokrasi söz konusu olduğunda, sınıfta kaldığını” vurguladı