Provocation to hostility, discrimination, and violence
İddianamede, şu tespitlere yer verildi:“TSK personeli FETÖ mensuplarının başında, kalkışmanın başarıya ulaşması için gerekli olan, önceden kesin olarak belirlenmiş orgeneral seviyesinde bir komutanın bulunmaması, darbenin planlamasında, organizasyonunda, sevk ve idaresinde genellikle kurmay yarbay, kurmay albay ve tuğgeneral rütbesindeki personelin görev alması, her iki darbenin başlangıç saatinin normal koşullarda saat 03. 00 olması, 27 Mayıs darbe bildirisindeki ‘Yurtta Sulh’ vurgusu, Yurtta Sulh Konseyi’nin üye sayısının da Milli Birlik Komitesi’ndeki gibi 38 olması gibi hususlar dikkate alındığında, FETÖ’nün yine askeri hiyerarşiye uyulmadan yapılan ancak başarıya ulaşan 27 Mayıs darbesinin planlama ve icra safhalarından örnekler aldığı anlaşılmaktadır. İddianameye göre, Ankara Konutkent’teki villada, 6-7-8-9 Temmuz 2016 tarihlerinde, FETÖ’nün “hava kuvvetleri imamı” olduğu ileri sürülen firari Adil Öksüz’ün başkanlığındaki darbe girişimine ilişkin toplantılara aktif olarak katılan eski Genelkurmay Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanlığında Şube Müdürü Kurmay Albay Mustafa Barış Avılalan’ın da 27 Mayıs 1960 darbe planı ve atama listeleri üzerine çalışmalar yaptığı belirlendi. Hal böyle olunca, darbenin başarılı olmasından sonra Milli Birlik Komitesi’nin isim isim oluşturulmasında olduğu gibi 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olması halinde Yurtta Sulh Konseyinin içinin doldurulacağı yönünde bir kanaat oluşmuşsa da, 15 Temmuz 2016 akşamı darbe girişimi adı altında Cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısını gerçekleştiren ve hücre tipi yapılanmaya sahip FETÖ’nün, böylesine büyük çaplı bir eylemi planlayan, sevk ve idare eden mensuplarının, tam bir dayanışma ve birliktelik içinde, Yurtta Sulh Konseyi adını verdikleri yapılanmanın birer üyesi olarak fiillerini işledikleri ve örgütün yapısının ayrıntılı olarak incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, her biri ‘öğrenci’ konumunda bulunan şüpheli askerlerin, örgüt tarafından verilen emirleri harfiyen yerine getirme yükümlülüklerinin bulunması ve görev yaptıkları birimlerin stratejik önemi dikkate alınarak, tıpkı atama listelerinin hazırlanmasında olduğu gibi, konsey üyelerinin de üst düzey sivil örgüt yöneticileri tarafından, darbe eylemlerini organize, sevk ve idare etmek için belirlendikleri kanaatine varılmıştır