Provocation to hostility, discrimination, and violence
Bahçeli, yazılı açıklamasında Bülent Arınç'ı da isim vermeden eleştirerek, "KHK faciadır değerlendirmesiyle birlikte mağdur edebiyatına bel bağlanması 15 Temmuz şehitlerine ve gazilerine büyük bir haksızlık ve hadsizliktir" dedi MHP lideri Bahçeli, FETÖ'nün medya yapılanmasına ilişkin davada Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın tahliye edilmesine yazılı br açıklamayla tepki gösterdi. BAHÇELİ'NİN YAZILI AÇIKLAMASI ŞÖYLE: Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) uzun yıllar boyunca sinsi ve sistematik şekilde devlet ve toplum hayatının hücrelerine kadar nüfuz etmiş, Türk ve İslam düşmanlığının hem maşası hem de ihanet markası haline gelmiştir. İç ve dış bağlantıları çok belirgin ve berrak olan FETÖ 15 Temmuz 2016 gecesi devşirilmiş dar bir kadroyla darbeye heveslenerek Türkiye’yi işgal etmeye kalkışmıştır. Elbette bu hain kalkışmanın bedeli teröristler ve destekçileri için çok ağır olmuştur. Türk milleti 251 şehidimizin, 2 bin 194 gazimizin devleşen ve destansı mücadelesiyle emperyalizmin kiralık katili FETÖ’yü bozguna uğratarak darmadağın etmiştir. FETÖ’nün, cani ve canavar bir çete olmakla birlikte, tehlikeli ve tehdit içeren karanlık bir proje örgüt olduğu esasen bütün yönleriyle bilinmektedir. Türkiye yaklaşık 3,5 yıldır FETÖ’yle, kalıntılarıyla ve kripto damarıyla hukuki, siyasi, güvenlik ve diplomatik vasıtalarla kıyasıya ve kıran kırana mücadele halindedir. TSK, emniyet, bürokrasi, iş dünyası, eğitim, sivil toplum, yargı ve medyadaki FETÖ’cülerin tamamıyla sökülüp atılması hususunda tereddütsüz ve kararlılık ihtiva eden bir mücadelenin varlığı tarihi önem ve sorumluluktur. Diğer taraftan FETÖ’nün siyasi uzantıları konusunda henüz mesafe alınmaması da ister istemez kafalarda soru işaretlerine neden olmaktadır. FETÖ’yle irtibat ve iltisakı bilinmesine rağmen, arkası olan, destekçileri bulunan, bürokratik ve siyasi imtiyazlarla zırha büründürülen kişilerle ilgili hukuki süreçlerin tavsaması, hatta savsaklanması ciddi bir sorun olarak karşımızdadır. Türkiye FETÖ musibetinin üstesinden mutlaka gelmek zorundadır. Ne var ki, bazı FETÖ davalarıyla ilgili kamuoyuna açıklanan kararlar milli vicdanı oldukça rahatsız etmektedir. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün medya yapılanmasına ilişkin dava süreci dün itibariyle tartışmaların odağı haline gelmiştir. FETÖ’yle bağ ve bağlantıları belli ve bilinmekte olan, 15 Temmuz öncesi söz, yazı ve fiilleriyle FETÖ’nün değirmenine su taşıyan malum şahısların bazıları beraat etmiş, bazıları da adli kontrol şartıyla tahliye edilmişlerdir. FETÖ’yle mücadelenin sulandırılmasının yanısıra, KHK faciadır değerlendirmesiyle birlikte mağdur edebiyatına bel bağlanması 15 Temmuz şehitlerine ve gazilerine büyük bir haksızlık ve hadsizliktir. 15 Temmuz’un vahim ve kanlı gecesini bir kenara itip merhamet dilenciliğiyle, vicdan istismarıyla mesafe almaya teşebbüs etmek, dahası FETÖ’cüleri aklamaya yeltenmek şehide şühedaya ihanettir. FETÖ’nün medya yapılanmasında adı geçen şahısların Türkiye’nin aleyhine nasıl faaliyet gösterdiği akıl sağlığı yerinde olan herkesin bildiği bir gerçektir. Hükümetin muazzam ve inanmış bir şekilde yürüttüğü terörle mücadeleyi engelleme gayretleri; FETÖ’yü, PKK’yı, YPG’yi temize çıkarma gayeleri hiç kimsenin cüret etmemesi gereken tarihi bir yanlıştır. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2018 yılına dair hazırladığı “Terörizm Raporu”nda, YPG ve PYD’yle birlikte FETÖ’den hiç bahsedilmemesi; hatta teröristbaşı Gülen’in “Sürgünde bir din adamı” olarak takdimi skandal olmasının ötesinde, melanet bir projenin varlığına işarettir. FETÖ’yle PKK/YPG/DEAŞ arasında hiçbir fark yoktur. FETÖ’yle mücadele, ağırdan alınmasına ve aksamasına müsaade edilmeden hukuk sınırları içinde son FETÖ’cü hesap verinceye kadar devam ettirilmelidir. FETÖ’nün medya yapılanmasıyla ilgili davada görüldüğü üzere, FETÖ’cüleri masum gösterme kepazeliği yaygınlaşarak sürerse 15 Temmuz sadece bir ayın günü, 15 Temmuz şehitleri de seneden seneye hatırlanan ve hakları gasp edilmiş gerçek mağdurlar olarak anılacaktır. Küresel senaryolara boyun eğecek, FETÖ’nün, PKK/YPG/DEAŞ’ın ve bunların arkasındaki stratejik husumetin oyunlarına aldanıp taviz verecek bir millet de yoktur. Bilinmelidir ki, FETÖ’cüler ihanetlerinin ve döktükleri kanların hesabını birer birer vermeden hiçbir vatan ve millet sevdalısı huzur bulamayacaktır