Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
15 Temmuz gecesi sosyal medya üzerinden verdiği mesajlarla "darbeye destek" ve "FETÖ'nün avukat yapılanmasına üye olmak" suçlamasıyla hakkında yakalama kararı çıkarılan eski Ergenekon davası avukatlarından Vural Ergül açıklama yaptı. Sonrasında MİT TIR’ları davasında Hamza Celepoğlu’nun vekili oldu ve 15 Temmuz darbe girişimi gecesi sosyal medya üzerinden Amerikancı FETÖ’cü cunta yapılanması “Yurtta Sulh Konseyi”ne verdiği destekle gündeme geldi. FETÖ avukat yapılanmasına üye olma gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan Vural Ergül, suçlamalara yönelik kamuoyuna bir açıklama gönderdi. Sonrasında, bir çoğu Ergenekon Kumpası’nda haklarında şikayetçi olduğum eski FETÖ, şimdi AKP mensubu tetikçi medya mensubu tarafından şahsımla ilgili “FETÖCÜ”, “Kripto FETÖCÜ” olduğum iddiaları ile aleyhimde bir algı oluşturulmaya çalışılmıştır. HEM ERGENEKON HEM FETÖ ŞÜPHELİSİ OLDUM ! En başında söylemeye gerek bile yok ki, FETÖCÜ olmadığımı açıklamaya çalışmak dahi benim için zuldür. 2008 yılından beri FETÖ karşısında sürdürdüğüm mücadelem, kamuoyunca gayet iyi bilinir. Halen Ergenekon Kumpası’nda, Hükümet’e ve FETÖ’ye karşı verdiğim hukuk mücadelemden ötürü Silivri Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan bir davam, biri Yargıtay’da temyiz aşamasında, diğeri ertelenmiş iki mahkumiyetim ve Silivri Savcılığı’nda Bakanlık oluru bekleyen tam 10 soruşturmam var. FETÖCÜ değil, açık bir Erdoğan-AKP muhalifi olmamın yanında, hiçbir siyasi yapıya mensup olmaksızın, yalın bir birey olarak, açıkça “dinci diktatorya”ya karşı mücadele ediyorum. Nitekim, yandaş operasyon basını Sabah, Yeni Şafak ve kimi internet sitelerinde hakkımda çıkan haberlerde de açıkça vurgulandığı üzere, benden beklenilen de, ortalıktaki kimi Ergenekon davası sanıkları gibi Hükümet’e karşı hiç söz etmeden sadece “FETÖ”ye karşı mücadele etmemdir. En başından beri ısrarla dile getirdiğim üzere, Ergenekon ve diğer kumpasların hesabı FETÖ’den olduğu kadar Hükümet’ten de sorulmadan adalet asla yerini bulmayacaktır. Hatta Ergenekon ve diğer tüm kumpasların hesabının Hükümet’ten sorulması, zaten FETÖ’den de hesap sorulmasını içermektedir. Bu nedenle, gücü elinde bulunduran Hükümet’in “Biz yapmadık, FETÖ yaptı” savunmasına itibar ederek yalnızca FETÖ’den hesap sormakla yetinmek, ya da Hükümet’ten hesap sormayı şimdilik bir kenara bırakmak, “semerden hınç almaktan” öte bir anlam taşımamaktadır. HAKKIMDAKİ YAKALAMA KARARININ BAHANESİ, FETÖ ÜYELİĞİ İDDİASI Halen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2015/61304 Sayı ile başlatılmış bir soruşturma nedeniyle hakkımda yakalama kararı verilmiş olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım. Dahil edildiğim soruşturma, 05/05/2015 tarihinde başlatılmış “FETÖ Örgütü üyeliği ve FETÖ Avukatlık Yapılanması” iddiası ile ilgilidir. Sizlere bu FETÖ Avukat Yapılanması Soruşturması dosyasına ne zaman, nasıl ve hangi delillerle dahil edildiğimi daha sonra belgeleriyle açıklayacağım. Ancak bu aşamada bilmeniz istediğim odur ki; hakkımda başlatılan soruşturmanın tek nedeni, Yargıda ve Emniyetteki hukuk dışı yapılanmanın, MİT TIR’ı Kumpası’nda planladıkları kurguyu bozmuş olmam ve davanın gizli tanıklarının kimliğini açıklamamdır. Ama nasıl beceriksiz ve gülünç bir kurgu ile FETÖ Avukat Yapılanması Soruşturması dosyasına dahil edildiğimi, şimdiden bilmenizi istiyorum. Nasıl FETÖ örgütü avukatı olarak şüpheli haline getirildiysem, birlikte soruşturulduğum 39 avukattan birini dahi tanımıyorum. Sahi, nasıl örgüt üyesi yapıldım? By-Lock uygulamasında, FETÖ ağında telefon numaram mı bulunmuştur, yoksa evimden ya da üzerimden 1 dolar mı çıkmıştır? Ya da Fethullah GÜLEN için ağladığım veya kendisine şiir okuduğum mu tespit edilmiştir? Gerçekten bu durum, Türk Yargısı adına açık bir ayıp ve utançtır! Ergenekon Kumpası ile başlayan süreçte yine, yeni bir kumpas ile bir savunma avukatı, cezalandırılmak, engellenmek istenmektedir. Siz hiç, bir Dev-Sol mensubunu TİT üyeliğinden yargılayan sıkıyönetim mahkemesi biliyor musunuz, duydunuz mu? Ama bakınız, şimdi günümüzün yandaş yargısında FETÖ mensubu olarak soruşturuluyorum. Öylesine gülünç ve Yargı adına utanç verici bir kurgu ile FETÖ örgütü avukat yapılanmasına dahil edildim ki… Oysa 22 yıllık avukatlık geçmişimde, bugüne dek FETÖ mensubu iddia edilen yalnızca bir tek müvekkilim olmuştur. FETÖ örgütü avukat yapılanmasına dahil edilmemin ve FETÖCÜ ilan edilmek istenilmemin yegâne dayanağı; müvekkilim olan ve MİT TIR’ı Kumpası’nda hiçbir mülki yahut adli yetki, görev ve sorumluluğu bulunmayan Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza CELEPOĞLU’nun avukatlığını yapmamdır. CELEPOĞLU hakkında ileri sürülen “FETÖ mensubu” iddiaları yeni değil. Bu durumda ben bir avukat olarak, aleyhinde hiçbir kanıt bulunmayan, açıkça ve ısrarla “FETÖCÜ değilim” diyen müvekkilime mi itibar etmeliydim, yoksa ortaya atılan mesnetsiz dedikodulara mı? Müvekkilim CELEPOĞLU’nun MİT TIR’ı dosyasında sorumlu tutulup haksız yere tutuklandığına inandığım için, hiç tereddütsüz vekil oldum. Daha önce dava dosyasının delillerini kamuoyu ile paylaştığım üzere, bırakın müvekkilimi, MİT TIR’ı Kumpası’nda hiçbir asker aleyhine FETÖ mensubu olduğuna dair bir tek delil dahi mevcut değildir. Sonra MİT TIR’ı Kumpası’nda gerçeği ortaya çıkarma mücadelemi, tüm tehditlere rağmen ısrarla sürdürdüm ve gerçekte “Jandarma’nın MİT’i dinlediği” iddiasının yalan olduğunu, MİT’in, “TIR’lar Türkmenlere yardım taşıyordu” yalanının gerçeği yansıtmadığını, yine MİT’in resmi yazısıyla ortaya çıkardım. MİT TIR’ı Kumpası’nda gerçekte bir soruşturma yapılmadığını, Can DÜNDAR’ın yayınladığı görüntülerin nasıl sızdığının hiç araştırılmadığını, bir kısım delillerin dava dosyasından kaybedildiğini tespit ettim ve bu hususları twitter hesabımdan açıkladım. Açıkladığım gerçekleri bir kısım Ulusalcı Basın, “Bu gerçekler FETÖ’ye yarayacak” deyip görmezden geldi. Ne yani, sonuçta FETÖ’ye yarayacak diye gerçekleri ortaya çıkarmasa mıydım? Ergenekon’dan devşirme Gizli Tanık Harput’un yalancı bir tanık olduğunu, diğer gizli tanık Alparslan’ın İŞİD Şüphelisi olduğunu açıklamasa mıydım? Açıkça söylüyorum; eğer gerçekten Yargıda, Emniyette FETÖ mensubu arayan varsa, MİT TIR’ı Kumpası’nda gizli tanıklığı iş edinmiş yalancı bir meczuptan, terör örgütü İŞİD şüphelisinden delil üretenlere baksın! FETÖCÜ ARAYANLAR, FETÖ SORUŞTURMALARINI AKAMETE UĞRATANLARA BAKSIN. Hem MİT TIR’ı Kumpası’nı kurgulanmış yalancı gizli tanıklarla amacından saptıran, hem beni FETÖ Avukat Yapılanması soruşturmasına dahil ederek gerçekte FETÖ soruşturmalarını sekteye uğratan kimlerse, FETÖCÜ de onlardır. Sorularıma cevap arandığında, intikam için FETÖ soruşturmasına kimler tarafından, niçin dahil edildiğim de ortaya çıkacaktır. İşimi yapmasaydım olur muydu? Ne yani, masumiyetine inandığım 30’u aşkın jandarma personeline atılan iftirayı, kurulan kumpası, korkup açıklığa kavuşturmasa mıydım? MİT TIR’ı Kumpası’nda gösterdiğim gayret ve kararlılık ile Ergenekon Kumpası’nda verdiğim mücadele ve kararlılığım arasında fark var mıdır? Yalnızca avukat olarak, namusum ve şerefim ile görevimi yaptım ve gerçeği açığa çıkardım. Şimdiye dek ne Ergenekon Kumpası’nda ne tarafıma kurulan FETÖ Kumpası’nda hiç ama hiç korkmadım