Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Attack on rights and dignity (cursing, insulting, humiliating)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Devlete sızmak için rakip gördüklerine her türlü kumpası kuran, iftira atmaktan geri durmayan FETÖ/PDY, 70’li yıllardan beri çalışmalarını yürüttüğü sızma operasyonuna 28 Şubat döneminde de hız vermiş, yüzlerce memurun, polisin, askerin fişlenmesinde ‘Laikçi Cunta’ya ‘yardımcı’ olmuştu. Yargı’ya, Emniyet’e, TSK’ya ağırlık veren FETÖ, ektiği tohumların meyvelerini yıllar sonra alacaktı.
Gelişmeleri ve gayri hukuki mahkeme kararlarını gazetemize değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Erdal Elibüyük, FETÖ’nün, binlerce insanı inancından dolayı mağdur ettiğini ve çok büyük zulümlerin altına imza attığını söyledi. FETÖ tarafından yıllar önce devreye konan ve halen devam eden bu zulüm çarkı artık son bulmalı.
Devletin ve hükümetin FETÖ’nün mağdur ettiği insanların durumunu görmeleri gerektiğini belirten Elibüyük, “Darbeye teşebbüs eden fesat şebekesinin bugüne kadar yaptığı zulümlerden dolayı haksız yere tutuklanarak cezaevinde konulanların özgürlüğü, itibarı ve mesleği iade edilmelidir. İftira ve kumpaslar sonucu mağdur edilmiş vatandaşların mağduriyetleri görülmeli, fesat şebekesinin meydana getirdiği bireysel, toplumsal, siyasal ve ekonomik bütün tahribat onarılarak bu zulüm çarkına artık dur denilmelidir.
FETÖ’nün yıllar yılı kuzu postuna bürünerek ağına düşürdüğü iyi niyetli çocukları emperyalist tezgâhlardan geçirerek birer ölüm makinesine dönüştürdüğünü belirten Elibüyük, bu ihanet şebekesinin diğer taraftan da şeytani planlarının önünde engel olarak gördüğü kişi veya kesimleri her türlü gayr-i insani, gayr-i ahlaki yol, yöntem ve kumpaslarla devre dışı bırakmaya çalıştığına dikkat çekti.
Elibüyük, “FETÖ soruşturması kapsamında “terörist” suçlamasıyla tutuklanan veya meslekten ihraç edilen hâkim ve savcıların verdikleri kararların “yok hükmünde sayılması” ve mahkûm ettikleri kişilerin dosyalarının yeniden ele alınarak zulme uğradığı anlaşılanların beraatının verilmesi gerekir.
28 Şubat, MOSSAD-CIA ve içerideki FETÖ gibi hain yapıların, gayri millî unsurların stratejik işbirliğiyle gerçekleştirilen alçakça bir darbedir. Müslümanların direncini kırmak ve FETÖ’ye alan açmak için türlü entrikalarla Müslüman şahsiyetlere tarihin en acımasız zulmünü yaşattılar! İsrail lobileriyle iş tutan içerideki hainler, ülkeyi üst aklın emrine amade kılmak için binlerce insanın hayatını kararttı. 28 Şubat’ın üzerinden tam 19 yıl geçmesine rağmen FETÖ’nün savcıları marifetiyle tertip edilmiş düzmece iddianamelerle hala içeride bu zulmü yaşayan, adil yargılama bekleyen çok sayıda mağdur Müslüman bulunmaktadır. Bu açıdan bakınca FETÖ yapılanmasının insanoğlunun birikimine en ağır darbesinin hukuk alanında olduğunu söyleyebiliriz. Adil yargılanma ve özlük haklarını kullanma gibi hiçbir temel insani şartları yerine getiremeyen mağdurlara, tam da FETÖ ile mücadelenin zirve yaptığı bu süreçte haklarının iade edilmesi gerek. Vakit kaybetmeden, mağduriyetlerin tazmini de sağlanarak…Bu iadei itibar, hukuksuzluk yaşayanların haklarının iade edilmesinin yanında, FETÖ ile mücadelede inanırlık ve motivasyon sağlaması açısından da mühim