Attack on rights and dignity (cursing, insulting, humiliating)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Londra Deklarasyonu’nda terörizmin tüm üyeler tarafından daimi bir tehdit olarak algılanması yapılırken PKK/YPG ve FETÖ terör örgütlerinden bahsedilmemesi Ankara’nın 70 yıllık ittifakın ’’Güncellenerek Korunması’’ önerisi hakkında farklı yorumların yapılmasına neden olmuştu. Bu görüşmelerde genel kanaat Türkiye’nin bilhassa YPG ve FETÖ konusundaki hassasiyetlerinin önemli ölçüde giderileceğine yönelik bazı sözler verilmiş olabileceğiydi. PENTAGON- CIA-MOSSAD-YPG- FETÖ ortaklığı sanıldığından daha derin ve kapsamlı. FETÖ militanları sadece Türkiye’de devletin kritik kurumlarına sızmakla kalmadı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan soruşturmalarda FETÖ’nün ‘’yurt dışı yapılanması’’deşifre edildi. Bu soruşturmalara göre FETÖ’cü hainler Türkiye’nin milli ve yerli dış politikasını sabote etmek ve casusluk yapma amacıyla BM, NATO ve AGİT gibi uluslararası organizasyonlara sızmak için özel kadrolar hazırlamışlardı. kadrolarıyla yurt dışına giden FETÖ militanları Türkiye’de olduğu gibi ‘’Mahrem Hizmetler-TSK’’ismiyle kadrolaşmışlardı. ABD’ye giden yurt dışındaki görevli kadrolarda, “Hava, Deniz, Kara” şeklinde birimlere ayrılmış FETÖ’nün sözde askeri hizmetleri vardı. Deşifre olmamak için zaruri olmadığı sürece örgüt mensubu ve sorumlu abi’lerin görüşmediği yine FETÖ’cülerin örgüte ait kurumlara ziyarette bulunmadığı belirtilmişti. 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin ardından TSK’da terör örgütüne yönelik birçok tasfiye yaşandı. Yapılan soruşturmalarda NATO Karargahları’nın FETÖ’nün yuvası(ini )haline geldiği ortaya çıktı. FETÖ ile bağı olduğu tespit edilen 200’ü firari 237 NATO subayı ve 165 askeri ataşe hakkında adli ve idari işlem yapıldı. Çeşitli rütbelerdeki firari FETÖ’cüler, Türkiye’ye teslim edilmedikleri gibi kendilerine oturma ve çalışma izni verilerek NATO’daki eski görevlerine devam etmeleri dahi sağlanabiliyordu. FETÖ-PKK/PYD-PENTAGON - NATO İŞBİRLİĞİYLE TÜRKİYE ALEYHİNE KAOS FAALİYETLERİRus savaş uçağının, Türk ordusu içine sızmış FETÖ’cü pilotlar tarafından düşürülmesi, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Karlov’un, FETÖ’cü kripto bir polis tarafından suikast sonucu öldürülmesi, Pentagon ve NATO’nun ajite ettiği iki önemli terör saldırısıydı. FETÖ’nün başarısızlıkla sonuçlanan 7 Şubat 2012 MİT, 17/25 Aralık yargı ve polis darbeleri, 15 Temmuz kanlı darbesi veya kalkışması sonrasında yapılan soruşturmalarda arka planda azmettirici gücün NATO ve ABD(CIA/Pentagon) olduğu yadsınamaz bir şekilde ortaya çıkmıştı. Norveç’te NATO’ya bağlı “Müşterek Harp Merkezi’nde” görevli firari 4 FETÖ’cü askerin gerçekleştirdiği organize terör eylemi ABD ve NATO’nun derin işbirliğini gözler önüne serdi. Temsilciler Meclisi ve Senato üyelerine sürekli Türkiye aleyhine bilgi akışını sağlayanlar da 15 Temmuz kalkışması sonrasında firar ederek NATO, ABD ve Avrupa’ya sığınan ve bu ülkelerde koruma altına alınan FETÖ’cü üst düzey askerler