Provocation to hostility, discrimination, and violence
Suç, daha doğrusu suçlama bu!***Siz bu sözlerin benzerlerini, bazen daha da ötesini, çok daha fazlasını, hiç değilse 7 Haziran 2015’e kadar iktidardan, bakanlardan, Başbakan’dan, Cumhurbaşkanı’ndan ve onlara yakın gazetecilerden, yazarlardan duymadınız mı?Oslo, İmralı görüşmeleri, Dolmabahçe, “Analar ağlamasın” arzuları, “baldıran zehri içeriz de” beyanları, “bir daha dönüş yok” vaatleri, “muhalefet evlatların cenazeleri gelsin de istismar edelim istiyor” suçlamaları, “savaşın değil barışın esas olduğu” tespitleri, “barışın elbette savaştığınız birileriyle yapılacağı, bu yüzden adına barış dendiği” tezleri…Bunları unuttunuz mu?Bakanlıklar, savcılıklar şimdi, yıllarca iktidarın da paylaştığı, öncü göründüğü“her türlü şey”i hainlik, terörizme yardım ve yataklık, terör örgütü propagandası vesaire sayarken hakikaten vicdani ve hukuku bir huzura sahipler mi?Şimdi“Fetöcü”denen kimi savcı,“Oslo ve İmralı görüşmeleri”gerekçesiyle de MİT Müsteşarı’nın üzerine geldiğinde, bunu“Çözüm ve barışa darbe, daha ötesi hükümete karşı darbe girişimi”sayan Seda Sayan mıydı? KCK davaları dahi öyle görülmedi mi?***Hepimiz bu ülkeyi seviyoruz