Provocation to hostility, discrimination, and violence
Demokratik-laik devleti yıkmak üzere FETÖ’nün yıllarca sinsi bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri içine yerleştirdiği ve cuntalaştırdığı bir şebeke kanlı bir darbe girişiminde bulundu. Cumhurbaşkanı’nın canına nasıl kastettiklerini, komutanları nasıl derdest ettiklerini, devleti yönetenlerin hemen yanı başındaki görevlilerin FETÖ’nün emrinde asker ve sivil bürokratlar olduğunu şaşırarak gördük. FETÖ İLE MÜCADELE Ortaya saçılan gerçekler, Türkiye’nin bir beka sorunu haline gelmiş FETÖ ile çok ciddi şekilde mücadele etmesi gerektirdiğini gösterdi. 15 Temmuz’dan bu yana sayıları bini aşan okul, dernek, yurt, şirket kapatıldı, FETÖ’nün yaşamın her alanında nasıl örgütlendiği gözler önüne serildi. FETÖ ile mücadeleye toplumun her kesiminden büyük bir destek var. Muhalefet partileri de FETÖ’nün kanlı darbe girişimine karşı iktidarın yanında durdu, birlikte mücadele etmek için gayret gösterdi. AT İZİ İT İZİ Demokratik-laik hukuk devleti olarak Türkiye, FETÖ ile mücadeleyi hukuk içinde ve yargı eliyle yürütmek durumunda. FETÖ bahane edilerek hukuk dışına çıkılmamalı; Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk davalarında gördüğümüz gibi fırsat bu fırsattır düşüncesiyle hareket edilmemelidir. FETÖ’cü polis, savcı ve yargıçların yaptığı gibi gözlerine kestirdikleri herkesi aynı torbaya atma girişimleri karşısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “At izi it izine karışmamalı” uyarısında bulunmuştu. DOĞAN GRUBU Son günlerde Doğan Ailesi ve grubunun FETÖ’cü olduğuna yönelik bir kampanya başlatıldı. TSK’da, emniyette, yargıda, mülki idarede ortaya çıkarılan FETÖ’cülerin sayısını topladığınızda yüz binleri geçiyor. Bu ve benzeri iddialara bakarak 40 yıllık Doğan Grubu’nu FETÖ’cü ilan etmek abesle iştigaldir. FETÖ ile mücadelede ise Türk basınında en çok uğraş veren Doğan Grubu olmuştur. Bu nedenledir ki, FETÖ’nün hedefi olan ve gazabına uğrayan da Doğan Grubu’dur