Provocation to hostility, discrimination, and violence
Almanya’da skandalların ardı arkası kesilmiyor… Terör örgütü PKK’nın mitinglerine izin veren, sergileri için çadır kurmasına ses çıkarmayan, onlara her halükârda kol kanat geren Almanya’nın Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı zirveye çıktı… Almanya bununla kalmadı tabii ki… Führer’in çocukları-torunları, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası soluğu ülkelerinde alan Pensilvanya’daki FETÖ elebaşının mankurtlarını da kendi şemsiyesi altına alarak onlara her türlü desteği verdi ve hâlâ vermeye de devam ediyor… İç ve dış politikasını Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı üzerine yoğunlaştıran Almanya, bu anafordan çıkmak için şimdi de 16 Nisan’da yapılacak referanduma karşı çıkan kim varsa ona kol kanat germek için kolları sıvadı… JET HIZIYLA KARAR ALDILAR Terör örgütü PKK’nın Köln’de eylül ayında düzenlediği mitinge izin veren Alman hükümeti, 31 Temmuz’da terörist darbecilere karşı yine aynı kentte Türkiye sevdalıları tarafından düzenlenen “Demokrasi Mitingi”ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferans sistemiyle bağlanıp hitap etmesini –dünyada bir benzeri daha olmayan- iki saatte mahkeme kararıyla yasaklamıştı…. FETÖ olunca evet… DHKP-C olunca evet… HDP olunca evet… CHP olunca evet… …Ve hatta CHP’nin başından ‘bir kaset’le uzaklaştırılan Deniz Baykal’ın Filderstadt’ta 5 Mart Pazar (bugün) yapacağı ‘Referandumda hayır’ kampanyasına güle oynaya izin verdi Almanya… Ancak Baykal bu toplantıyı daha sonra iptal ettiğini duyurdu… Her defasında ‘Türkiye ile ilişkileri geliştirmek istiyoruz’ diyen ama arkamızı döndüğümüzde hançeri saplayan ikiyüzlü Almanya, Türkiye ve Erdoğan düşmanlığını medyadan da sürdürüyor… KANDİL’E İZİN VAR; AMA. 27 Şubat 2017’de Almanya Federal Parlamentosunun yayımladığı haftalık 20 sayfalık Das Parlament, Türkiye’deki referandum için ‘hayır’ propagandasının yapıldığı bir gazetede Türkiye düşmanı ‘sözde yazar’ları toplayarak Kandil’e, FETÖ’ye ve bilumum terör örgütlerine destek mahiyetinde yazılar kaleme aldırmış… Gazetede ayrıca Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüklerinin olmadığı, azınlıkların haklarına riayet edilmediği, seküler düşüncedeki kesimlere karşı baskı yapıldığı, dini temelli düşüncenin empoze edilmeye çalışıldığı aktarılmakla birlikte FETÖ, 15 Temmuz darbe girişimi, Anayasa değişikliği, Nisan 2017’de gerçekleşecek referandum, tutuklu gazeteciler, tutuklu HDP milletvekilleri ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tek adam rejimi konularında geniş makaleler yer alıyor. FETÖ’NÜN BAŞARISIZ DARBE GİRİŞİMİNE ÜZÜLMÜŞLER İşte size, Türkiye düşmanı o ‘sözde yazarların’ makalelerinden kısa kısa birkaç örnek: Yazar, Berlin’deki Bilim ve Politika Vakfının uzmanı Günter Seufert; “(…)Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açısından Türkiye’de giderilmesi gereken iki önemli sorun var: Biri terör, diğeri parlamenter sistem. ” FETÖ ELEBAŞINA HÂLÂ ‘VAİZ’ DİYORLAR Türkiye’de bağımsız muhabir Susanne Güsten: “(…) KHK’lara göre bir firmaya el konulması için vaiz Fethullah Gülen’e siyasi açıdan yakın olmakla suçlanmak yetiyor