Intolerance (Exaggeration, imposition, distortion)
Provocation to hostility, discrimination, and violence
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), bir dönem havacılıkta çok etkin olması ve bu etkinliğin kısmen devam ediyor oluşu da Türkiye'nin önemli güvenlik sorunlarından. Her FETÖ'cü pilot ülkemiz için potansiyel bir tehdit ve bir ulusal güvenlik sorunu. Sivil havacılıkta FETÖ'cü pilot olmadığını söylemek safdillik olur. Böylelikle pek çok FETÖ'cü pilot, ordu imkânlarıyla almış olduğu pilotluk eğitimini sivilde kullanma olanağına kavuşmuş oldu. Türkiye'de havacılığın gelişmeye başlamasından sonra FETÖ bu alana yöneldi. Her şeyden önce FETÖ, kendisine müzahir pilotların maaşlarından kestiği yüzde 10 himmetle 'paralel vergilendirme' yaptı. Bununla birlikte havacılık ilgisinin yegâne sebebi FETÖ'nün -bala üşüşen sinekler gibi- paranın olduğu yere dükkân açma taktiğini benimsemesi değil. Tarkim ve Er-Ah uçuş okulları FETÖ'nün kontrolündeydi. (Er-Ah'ın, Faruk Bayındır'ın kardeşi olan Koordinatörü Ferhat Bayındır FETÖ'den cezaevinde. ) Bir dönem pilotluk için İngilizce yeterlilik sınavlarını da yönlendiren yine FETÖ idi. Tıpkı Kamu Personeli Seçme Sınavı'nı (KPSS) yönlendirdiği gibi…Firari olan ya da serbest bırakılan FETÖ'cü pilotların dünyanın her yerinde örgütleri namına çalışabileceği ayrıntısına da dikkat çekelim. 28 Haziran'da Nazif Karaman'la yaptığımız 'Tabutta firar' haberi FETÖ'nün havacılıktaki etkinliğini göstermesi bakımından önemliydi. 'FETÖ'nün altın çağı'nda, 2000'li ortalarında büyüyen havacılık şirketi Tarkim'in sahibi olan İbrahim Faruk Bayındır'ın 15 Temmuz sonrası firarı, ironisi itibariyle Kemal Sunal/Şener Şen filmlerinde görülecek türden bir kaçış senaryosu. tr/yazarlar/pazar/ferhat-unlu/2016/10/09/paralel-hava-yollari) başlıklı yazıda anlattığımız üzere 'FETÖ'nün karakutusu'. Bu yüzden örgüt açısından -tıpkı diğer monşer FETÖ'cüler gibi- bir VIP firarı hak ediyordu. BAHÇELİ'YE FEZLEKE DÜZENLETTİBu hafta Üç Boyutlu Portre'de devletin istihbarat birimlerinin ve yargı kurumlarının belgelerine girmiş bilgilerden yararlanarak Bayındır ve çevresindeki isimlerin FETÖ bağlantılarını anlatacağız. Faruk Bayındır; MHP'liler Metin Çobanoğlu, Recai Yıldırım, Mehmet Ekici, İhsan Barutçu, Deniz Bölükbaşı, Mehmet Taytak, Bülent Dinmez, Cihan Paçacı, Ümit Şafak ve Osman Çakır'a yönelik kaset kumpasında geçen isim. Hesap edin, o tarihte FETÖ yargıda o kadar güçlüydü ki Bayındır hakkında işlem yapılmadığı gibi Bahçeli hakkında fezleke düzenlendi. Bu gerçekler ortaya çıkmasına rağmen ilk zamanlar FETÖ, kaset kumpasları soruşturmasını yargıdaki uzantıları vasıtasıyla kararttı. Daha ayrıntılı bir ifadeyle MHP'lilere kaset kumpası kurmakla kalmadı, sonra Adnan Çimen gibi savcılarının yürüttüğü soruşturmalarla asıl failleri de gizledi. Bir soruşturma raporunda bu konuda şu değerlendirmede bulunuluyor: "FETÖ/PDY, faaliyetlerini sadece MHP kasetlerini yayınlamakla bitirmeyip, sonrasında bahse konu olayı adli mercileri kullanarak asıl faillerin ortaya çıkmamasını sağlamak üzerine yoğunlaştırmıştır. Tilki, 2011 yılında FETÖ'cü polislerin masum insanları bilgisayarlar ve cep telefonlarına virüs yollayıp takibe aldığı skandalın perde arkasındaki isimlerden Atalay Candelen çıktı. FETÖ/PDY'ye finansman sağlamak suçundan…HACK PROGRAMININ PARASINI DA ÖDEDİFETÖ polislerinin 2011 yılında İtalyan şirketi Hacking Team'den satın aldığı Da Vinci adlı hack programının finansmanında da Bayındır'ın ortağı Taşdelen'in rolü var. Bu program FETÖ'nün 'Big Brother' faaliyetleri için kullandığı bir programdı. İddianameye göre RCS sızma uygulaması Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı Bilişim Suçları Şube Müdürlüğü'nde görevli eski emniyet amiri Ahmet Koçak'ın FETÖ adına yürüttüğü girişimlerle Türkiye'ye getirildi. 15 Temmuz sonrası ağır bir yenilgi alan FETÖ'nün altın çocuklarından biri olarak kaçak yaşamaktan yorulmuş olabilir. Kardeşi Ferhat Bayındır gibi itirafçı olursa 'karakutu' incelenmiş olur ve FETÖ'nün havacılıktaki pek çok karanlık sırrı aydınlanır